M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Çürük elma

Çürük elma

İNSANIN yapamayacağı işler vardır. Mesela, yapılabilmesi için ortaya on milyon dolar konulsa, bütün ilim adamları bir araya gelse, bütün imkanlara başvurulsa bile; insanlık bir çürük elmayı, tekrar taze elma haline getirecek güce sahip değildir.

Müsait toprağınız, paranız, uzmanlığınız, azminiz varsa bin dönümlük bir araziyi elmalık yapabilirsiniz. Lakin (tekrar ediyorum) bir tek çürük elmayı taze elma yapamazsınız.

Bizim toplumumuz büyük ölçüde çürümüş, çürütülmüş bir toplumdur. Onu temizlemenin, faziletli ve ahlaklı hale getirmenin yolu, imkanı var mıdır?

Teorik olarak bu iş mümkündür. Pratikte, imkansız denecek derecede zordur.

Vaktiyle, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, halka şapka giydirmek yoluyla düzeleceğimiz, uygarlaşacağımız kuruntusuna kapılanlar olmuştu.

Mağlubiyetlerimizin, hezimetlerimizin sebebini Osmanlıca yazıda bulanlar, Latin harfleriyle çağdaş medeniyet seviyesine füze gibi fırlayacağımızı sanmışlardı. (Japonlar aynı hatayı yapmadılar…)

Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıl dönümüne az kaldı; biz hâlâ Japonya kadar olamadık, Güney Kore bile olamadık. Bin krizle boğuşuyoruz.

Şapka yüzünden isyanlar çıktı, nice mâsum insanlar idam edildi, devlet terörü fırtınaları estirildi ama Batıcıların kurtuluş, yücelme, düzelme reçetelerinin bir faydası olmadı.

Türkiye’nin, kendi millî kimliğine, millî kültürüne, sosyal ve etnik yapısına uygun bir kurtuluş reçetesine, topyekun bir ıslah projesine ihtiyacı var.

İnsanlar insan olmak bakımından eşittir ama aralarında çeşitlilikler vardır.

Ne kadar çırpınırsa çırpınsın, bir diktatör zenci halkını beyazlaştıramaz.

Bütün tıp alemi bir araya gelse, A grubu kana sahip bir insanı B grubuna sokamaz.

İsviçre için çok uygun ve müsait olan İsviçre Medenî Kanunu, Türkiye için uygun olmayabilir.

İnsanlar eşittir ama boyları, kiloları, beden yapıları hep aynı değildir.

Birinin üzerine tamı tamına oturan elbise, diğerine büyük veya dar gelebilir.

Türkiye’nin düzelmesi, yükselmesi, kurtulması için uygun bir reçete, uygun bir proje gereklidir.

Millî kimliğe, millî kültüre, millî yapıya uygun olmayan reçete ve projelerle Türkiye kurtarılamaz.

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden önce solcular, Marksistler kurtuluşu sosyalizmde buluyordu. Sovyet sosyalizmi ile birlikte hayalleri, projeleri de çöktü.

Kemal’in ölümünden sonra Dönmeler tarafından fabrike edilen Kemalizm ideolojisine (ona ideoloji denilebilirse) hala din gibi inanlar var.

Kemalizm Türkiye’yi, Ortadoğu’nun Japonya’sı yapabildi mi?

Laikliği İslam ve Müslüman düşmanlığı gibi anlayanlar ve uygulayanlar Türkiye’mizi yüceltebildi mi?

Laiklik Cumhuriyetin de, demokrasinin de olmazsa olmaz şartıdır diyen Kemalist holiganlara soruyorum:

İngiltere krallığında laikliğin esâmisi okunmaz, orada din devlet birliği var. Demokrasinin, insan haklarının, adaletin âlâsı da orada. Buna ne dersiniz?

En kötü şey nedir biliyor musunuz? Şu seksen milyonluk Türkiye’de topyekun bir ıslah projesi hazırlayacak süper zekalar, Türkiye’ye ve dünyaya tepeden bakacak keskin akıllar yok.

Bir kısmı bozuk düzen ve sistemin ganimetlerini devşiren siyasal İslamcılar da, bu tenkidime dahildir.

**

(ÖZÜR BEYANI: Yaşım ilerlediği, sağlık problemlerim olduğu için yarenlik, sohbet etmek için, tanışma maksadıyla ziyaretçi kabul edemiyorum. Bendenizin asıl hizmeti, her gün bir makale kaleme alıp Millî Gazete’ye göndermektir. Vaktim artarsa, liseli ve üniversiteli birkaç gence, vasıflı iyi Müslüman olabilmeleri için aklımın erdiği kadar yol ve metot göstermeye çalışıyorum. Ziyaret esnasında cep telefonlarını kapatacaklarını taahhüt etmeyenlere randevu vermiyorum. Hattâ telefonlarını kapatamayıp sadece sessize alanlarla bile konuşmuyorum… Sohbet, yarenlik, tanışma konusunda (mazeretlerim göz önüne alınarak) randevu talep edilmemesini önemle istirham eder, kusur ve kabahatim varsa bağışlanmamı dilerim.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi