Amerika ortada DEAŞ tehlikesi kalmamasına rağmen Suriye’yi terk etmiyor ve istikrar sağlamaktan söz ediyor.

“DEAŞ elindeki toprakların hepsini kaybetti ama bu mücadelenin sona erdiğini göstermiyor” diyerek Suriye’deki varlığını sürdürüyor.

Sahiden Amerika’nın gerçek niyeti “DEAŞ yeniden başkaldıracak olursa hemen tepesine bineyim” olabilir mi?

Böyle bir şeye hiç ihtimal vermiyoruz.

Zaten Amerika’nın DEAŞ ile de bir “alıp veremediği” olduğunu hiç sanmıyoruz.

DEAŞ de netice itibarıyla Amerikan yapımı bir senaryonun parçası değil mi?

Amerika’nın Suriye’yi terk etmemesinin gerçek nedeni YPG’yi bir süre daha koruyup kollamaktan başka bir şey olamaz.

Bir “terör örgütünü” elinden tutup “terör ordusu” haline getirmek kolay bir şey olmasa gerek.

Amerika’nın bölgeyle ilgili uzun vadeli hesapları var ve bu hesaplar gereği bölgede yeni bir ordu oluşturuyor.

Suriye’yi terk etmesi halinde kuruluş aşamasındaki bu ordunun akıbetinden endişe duyuyor olmalılar.

“Hemen yanı başlarında olalım ki bir terslik halinde anında müdahale edebilelim” diye düşünüyor olmalılar.

Amerika’nın nihai hedefinde bölgede “Bağımsız Kürdistan” devletini kurmak var.

Mevcut oluşumları bu devleti kurmak için yeterli görmeyen Amerika şimdi kendi elleriyle bu devletin ordusunu oluşturuyor.

YPG’ye binlerce TIR silah ve mühimmat göndererek bu ordunun temelini atmış bulunuyor.

Büyük bir ihtimalle temelini attığı bu ordunun başına bir kaza gelmemesi için bölgeden ayrılmayı düşünmüyor.

Bunun için “Rusya ayrılırsa ayrılsın biz Suriye’de kalmaya devam edeceğiz” türünden açıklamalar yapıyor.

Evet, Amerika türlü çeşitli bahaneler üreterek bölgemizdeki varlığını sürdürmeye kararlı görünüyor.

“Bağımsız Kürdistan” devletini de Kürt halkını çok düşündüğü ya da çok sevdiği için değil İsrail’in bölgedeki hâkimiyetini garanti altına almak için kurmak istiyor.

Suriye’yi terk etmeyerek bölgede kalıcı olacak, YPG’yi koruyup kollayacak ve Bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasına yardım edecekler.

Gerçek niyetleri bu, gerisi hikâye!