Mülteci çocuk intihar etti
Viyana’da bir mülteci kampında 6 kardeşiyle birlikte kalan 11 yaşındaki Afgan çocuk intihar etti. Yapılan açıklamalara göre altı kardeşinin sorumluluğunu taşıyan çocuk epey zamandır depresyon belirtileri gösteriyordu. Fakat ilgili kişiler çocuğa el uzatmak yerine onun intiharını seyretmeyi tercih ettiler.
Mülteci çocuklar arasında yaşanan intihar olayları hızla artıyor. Özellikle Batıya sığınan mülteci aileler burada maddi ve manevi sorunlarla karşılaşıyor ve ortama adapta olmakta güçlük çekiyorlar. Çocukluk hakları ellerinden alınan yavrularımızın omuzlarına güçlerinin üzerinde sorumluluklar yükleniyor. Doğup büyüdükleri topraklarda şiddetin her türlüsüne şahit olan çocuklar bin bir ümitle geldikleri Batıda ikinci bir travmaya maruz kalıyor ve intihara meylediyorlar.
İntihar eden çocuklara koruyucu tedbirler alınmadığını söyleyen insan hakları grupları özellikle kamplarda yaşayan çocukların psikolojisinin ciddi anlamda bozulduğunu ve bu çocukların depresyon belirtileri yaşadıklarını ifade ediyorlar. Bilindiği üzere bazı ülkelerde göçmenlere yapılan yardımlarda kesintiler yapılmıştı. Bunun sonucunda ekonomik çıkmaza sürüklenen aileler çocukların çalışmalarına göz yumuyorlar. Fakat çocuk bu ağır yükü taşımakta güçlük çekiyor ve istemediğimiz sonuçlar ortaya çıkıyor.
Mülteci bir çocuğa en büyük hayalinin ne olduğunu sorduğumda “savaşın bitmesini istediğini ve yine eskisi gibi evlerinin bahçesinde oynamayı hayal ettiğini” söylemişti. Doğup büyüdükleri topraklardan sürgün edilmek çocuklar için bir travma nedeni. Fakat mülteci aileler ekonomik çıkmazları ile mücadele ederken çocuğun yaşadığı travmayı ve bunun acı sonuçlarını görme fırsatı bulamıyorlar.
Avrupa’ya mülteci olarak giden ve burada bir hayat kurmaya çalışan aileler ikinci bir yıkımla karşılaşıyorlar. Dışlanma, kültürel uyum sorunu ve ekonomik sıkıntılar zorlu bir mücadeleyi beraberinde getiriyor. Bu yıkımla başa çıkabilecek güçte olmayan aileler depresyon ve kaygı bozukluğu gibi sorunlara maruz kalıyorlar.
Viyada intihar eden bir çocuğun vebali bütün insanlığın ve hepimiz boynuna. Unutmayalım bu çocuğun sevgisiz kalan yüreği, ekmeksiz kalan kursağından biz sorumluyuz. Batılı politikacılar mülteciler için ağır eleştirilerde bulunuyor “gelmeseler yurtlarında kalsalardı” diyorlar. Be kardeşim zaten kimse sizin kaşınıza gözünüze hayran kalıp da gelmiyor. Bu insanların topraklarını siz işgal ettiniz, kaynaklarını siz sömürdünüz, onları yurtlarından siz çıkardınız… Şimdi de bu insanlara yaptığınız tadımlık yardımlarınızı abartarak gündemde kalmaya çalışıyorsunuz.
Peki, şimdi ne olacak? Allah’ın Resülü Müslümanları bir organın uzuvlarına benzetir ve organlardan birinde ortaya çıkan rahatsızlığın diğerlerini de etkilediğini vurgular. İslam toplumları bir araya gelip çelikten bir zırh örmeli ve işgallere geçit vermemelidir. Mülteci durumuna düşen kardeşlerimizin sorunlarını ise hem ekonomik hem sosyal hem de psikolojik açıdan ele almalı ve kalıcı bir çözüm üretmelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.