İslam medeniyetinde eğitimin omurgasını ahlaki değerler oluşturur. Bu toplumlarda okulun asıl hedefi, sorumluluğunu bilen ve bu minval üzere yaşayan şuurlu, bilinçli ve aktif nesiller yetiştirebilmektir. Mesleki eğitim ise bu bütünün parçalarından sadece biridir. Kişiliğin tuğlalarını vahyin ışığı altında şekillendiren fertler, doğru ile yanlışı ayırt edecek basirete sahip olurlar.

ResulullahHira’da başladığı eğitim sürecine, hanesine, Erkam’ın evine ve bütün insanlığa taşımış ve suç odağı haline gelen bir toplumu sevgi ve şefkat toplumuna dönüştürmüştü. Vahyin ışığını benliklerinde taşıyan Müslümanlar, tarihin tam bağrına Allah-ü Ekber yazmış ve merkezinde adalet yer alan bir medeniyet inşa etmişlerdi.

İslam kültüründe eğitimin hedefi sadece meslek edindirmek değildir, ilim insanları, genç bireylerin hem meslek edinmeleri için imkân sunmuşlar hem de yaşamlarını ahlaki değerler çerçevesinde sürdürebilmeleri hususunda yardımcı olmuşlardır. İslam ilkeleri ile fertlerin yaşamlarını baştan aşağı değiştirmiş, dönüştürmüş ve sağlıklı bir bakış açısı sunmuştur.

Eğitim birey ve toplumların mayası mahiyetindedir. Çocuklara okullarda aktarılan değerler toplumun kimliğini ve karakterini yansıtır. Fakat ne yazık ki ülkemizde Cumhuriyet tarihi ile birlikte bu konudaki inisiyatifFulbright eksenine çekilmiş ve bizim mahallemizde bizim çocuklarımız kimlik karmaşasına sürüklenmiştir. Zir Fulbright gözetimindeki eğitim modeli insani değerleri yeşertmek yerine kapitalist bakışı açısına uygun insan yetiştirmeyi hedeflemiştir.

Siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda kalkınmak ve kaybettiğimiz değerlere yeniden ulaşmak istiyorsak Fulbright sultasına son verip, çocuklarımıza kendi değerlerimizi aktarmalıyız.

Bozuk bir makineden sağlam ürünler elde etme imkânına sahip olamayız. Ne acıdır ki, Müslüman ülke Türkiye’nin eğitim sistemi 70 yıl önce ABD tarafından düzenlenmiş ve bu program çerçevesinde kültürel bir dönüşüm hedeflenmiştir. 27 Aralı 1947 de imzalanan Fulbright anlaşması ile oluşturulan eğitim komisyonu 4 Türk, 4 ABD’li sekiz üyeden oluşuyor. Bir anlaşmazlık ortaya çıktığında ise komisyonun başkanlığını ABD’nin Türkiye Büyükelçisi üsteniyor. Son yıllarda eğitim alanında epey değişiklikler yapıldı, dini eğitim noktasında epey açılımlar gerçekleştirildi. Fakat yeterli değil. Bu çalışmalar yerli bir bakış açısı ile yeniden ele alınıp değerlendirilmeli ve okullarımız erdemli insan yetiştirme noktasında desteklenmelidir.