CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Ankara il kongresinde yaptığı konuşmada “iç çekişmelerden” yakınarak şöyle diyor: “İç çekişmelere yol açanın bu partide yeri yoktur!”

İlahi Kılıçdaroğlu! İç çekişmelere yol açanlara partide yer yoksa yani onların “çekip gitmeleri” isteniyorsa partide adam mı kalır? Bizzat Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bile “bir iç çekişme” sonucu gerçekleşmemiş miydi?

Kılıçdaoğlu aklınca “iç çekişmelere” rest çekiyor ama bize göre CHP demek doğrudan doğruya “iç çekişme” demektir. Zaten tek parti dönemi sonrasında ortaya çıkan partiler hep CHP’deki “iç çekişmenin” ürünü değil mi? “İç çekişmeler” sonlanırsa Allah-u âlem CHP’nin kapısına “kilit vurulması” gerekebilir. Tanıdığımız ne kadar CHP’li varsa hepsi de partideki “iç çekişmede” rol sahibidir. Şöyle ya da böyle “iç çekişme” CHP’nin “vazgeçilmezi” haline gelmiş bulunmaktadır.

CHP tarihinde geriye doğru dönüp baktığımız zaman “iç çekişme” görülüyor. CHP’nin geleceğine yönelik tahminlerde asla “iç çekişmesiz” yapılamıyor.

Hâl böyle olunca da, “Partide iç çekişmeye yol açanların yeri yok” lafının bir kıymeti kalmıyor. İç çekişme bu partinin adeta fıtratı halini almış! Partide “her oda iç çekişmenin bir odağı” dememiz biraz mübalağa olur ama gönül rahatlığı içinde “her kat iç çekişmede bir merkez” diyebiliriz.

Bu durumdan kurtulmanın yolu var mıdır? CHP’yi virüs bulaşmış bir bilgisayar gibi kabul edersek elbette bu durumdan kurtulmanın yolu vardır.

O da CHP’ye format atmaktır! Yani içindeki tüm bilgileri silmek ve yeni baştan program yüklemekten başka çare yok.

Yılların birikimi parti içinde tortulaşmalara yol açmış ve bu tortulaşmalarda iç çekişmelerin kaynağı haline gelmiştir.

İktidar olabilmek çok farklı fraksiyonların bir araya getirilmesi CHP’deki iç çekişmelerin temel nedenlerinden bir diğeridir. Her fraksiyonun kendi partisine kavuşması halinde belki iç çekişmelerin önüne geçilebilir. Dememiz odur ki yasaklamalar ile iç çekişmelerin önüne geçilemez. İnanmayanlar İzmir kongresinde yaşananlara baksın. Ne demek istediğimizi o zaman daha iyi anlayacaklardır.