Roma’da neler olacak?
İLERİDEKİ yıllarda, Katolikliğin Merkezi Roma’da akıllara sığmaz, çok acayip, çok dehşet verici hadiseler olacağına dair haberler var. Fatima kehanetlerinin, açıklanamayan üçüncüsü bununla ilgiliymiş.
***
Toplumlar azıp kudurunca, büyük ve çirkin günahlar açıkça işlenir hale gelince, insanlar birbirlerinin kurdu olunca, Peygamberlerin uyarı ve öğütleri tutulmayınca; günah sarhoşları, gel keyfim gel vur patlasın çal oynasın meclislerinde eğlenirken, hiç beklemedikleri ve düşünmedikleri bir anda, ansızın tepelerine azab iniverir.
***
İstanbula iki yüz kilometre uzaklıktaki bir beldede, damaklara bayram yaptıran, dillere destan. Midelerin saadeti altın sırlı küp kebabı yapılıyormuş. Ey midebazlar hemen uçarcasına gidin. Yiyin yiyin yiyin. Aksırıncaya, tıksırıncaya, kusuncaya kadar yiyin. Bu han-ı yağma sizin. Aman geç kalmayın. Bu sofra sizin.
***
Bağlısı ve hayranı olduğu müteşeyyihin mütemadiyen göklerde uçtuğunu anlatıp duran sefihe: Havalar soğudu, sakın ziyaretime gelme.
***
Birine: Tarikatta çile çıkarmadan derviş bile olunmuyor. O çilesiz adam nasıl mürşid olmuş?
***
Güneydoğu Asya’da büyük zelzeleler ve tsunami…
***
Hastahaneye yürüyerek gitmiş. Sedyeye koymuşlar, yoğun bakım ünitesine yerleştirmişler. Damarlarından serum vermişler. Ağzına burnunu sondalar sokmuşlar. Bir güzel tedavi etmişler..
***
O gıybetçi adamın Nurcu olduğuna dair bin delil ve şahit getirseler kabul etmem. Nurcu, kesinlikle gıybet etmez.
***
Birine: Senin yeterli aklın olsaydı, bilen ehil kimselere danışarak iş görür, kendi yetersiz kafana göre iş yapmazdın.
***
Bu vecizeyi her vicdanlı insan aklına yazsın: Yüksek tepelerde hem kartala, hem yılana rastlanır. Biri uçarak, öteki sürünerek yükselmiştir.
***
Tavsiye: Baktınız ki, adam iyice zırvalamaya başladı, oradan kaçmanız gerekiyor. Şöyle yaparsınız: “Aman efendim ağzınızdan bal akıyor. Lakin şu anda aklıma geldi. Evden çıkarken tencereyi ocakta unutmuşum. Hemen koşup bakmam gerekiyor, lütfen bana izin…” der ve sıvışırsınız.
***
Önce karnıyarık, ardından İskender kebabı, üstüne künefe… Cacık… Büyük bardakla portakal suyu… Bu adam nasıl bir Müslümandır?
***
Ehl-i Sünnet İslamlığını feminist kadınlarla yıkmak isteyenler tokat ve sille yiyecektir. Sadece onlar mı? Ellerinde hürriyet, fırsat, imkan olduğu halde dilsiz şeytanlar gibi susan, gerekli kınamaları ve uyarıları yapmayan, yan gelip yatan birtakım Sünnîler de tokat yiyecektir.
***
Sâlih ve âbid Müslüman, kendini kötüledikçe, nefsini aşağıladıkça, tevazu basamaklarından indikçe faziletlenir.
***
Bir din sömürücüsüne: Yaratan için hizmet ettiğini iddia ediyorsun ama faturayı yaratıklara kesiyorsun. Bunu ihlaslı hizmetkarlar yapmaz, münafıklar yapar.
***
Terbiyesiz ve görgüsüz adam, burnunu sildiği kağıt mendili otomobilin camından yola attı. Suçlu kimdir? Öncelikle devlettir, eğitimdir, toplumdur.
***
Oğluna ve kızına ilmihal ve ahlak okutmayan ve öğretmeyen, namaz kıldırmayan sözde dindar anne ve babalar, sanki onları katl etmiş gibi olur.
***
Uluslararası ahlak, şeffaflık, temizlik notu; 100 üzerinden en az 70 olmadıkça bu memleketin düzelmeyeceğini söylüyorum. İtiraz eden var mı?
***
İzzet-i nefsim diye yırtınıp yaygara kopartan birine: Nefs-i emmarenin izzeti batsın!
***
Nükleer silahların yaydığı öldürücü yere serici radyasyonlar… Kimyasal silahlar… Biyolojik silahlar… Perişan olan on milyonlarca, yüz milyonlarca insan… Harabe haline gelmiş şehirler… Yaşanmaz hale gelmiş bir dünya… Ah şu çağdaş uygarlık!
***
Yemende milyonlarca Müslüman susuzluktan kırılırken, güçlü devletler Mars’ta su arıyor.
***
Su ile tedavi: Temiz salih âbid ihlaslı bir kimseyi bulunuz, önüne bir kap içinde su koyunuz. Abdestli olduğu halde suya on bir Fatiha okutunuz. Bu su şifalı su olur. Okuyanın nefesi kuvvetli ise çok şifalı olur. İtiraz edecek, böyle şey olur mu beee diyecek materyalistlere, pozitivistlere, holigan laiklere kulak asmayınız. Japon doktor Emoto’nun Sudaki Kristaller kitabını okuyunuz, anlarsınız.
***
Bir türlü yükselemeyen alçaklar, başkalarını alçaltarak yüksek görünmeye çalışır.
***
Cemaatlerinin hizmetleri için on milyarlarca dolar topladılar, harcadılar. Hizmet dedikleri şeylerin çoğu Kur’ana, Sünnete, icmaya, Ehl-i Sünnete, akl-ı selime, İslam ahlakına uygun olmadığı için emekler ve harcananlar boşa gitti. Yazık!
***
Allah rızası için sadaka vererek kendinize güvenlik sigortası yaptırınız. Profesyonel dilenciye verilen para sadaka sayılmaz. Gerçek fakirleri polis hafiyesi gibi arayın, bulun ve yardım edin. (Seksî şantöz Marta Azgın’la ilgili haber mi önemli ve hayırlı, okuduğunuz şu paragraf mı?)