İnsansınız ve değerlisiniz
Anne-babalar çocuğun fiziki ihtiyaçlarını karşılamakla sorumluluktan kurtulduklarını düşünürler. Oysa çocuğun nasıl yemeye içmeye ihtiyacı varsa, ebeveyni tarafından sevilmeye, onaylanmaya ve değerli olduğunu hissetmeye de ihtiyacı vardır. Çocukluk döneminde ebeveyni tarafından sevgi ve onay noktasında desteklenmeyen çocukların güven duyguları zayıf oluyor ve kendilerini değersiz hissediyorlar.
Rabbimiz görünen ya da görünmeyen her şeyi bir denge üzerine yaratmıştır. Sevginin yanlış verilmesi nasıl sorun olarak karşımıza çıkıyorsa, sevgiden mahrum olmak da aynı şekilde çeşitli sorunlara sebebiyet veriyor. Onaylanmayan sevildiğini hissetmeyen çocuklar güvensizlik gibi ciddi bir sorunla yaşamak durumunda kalıyorlar. Kendini değersiz hisseden kişi çocukluk döneminde elde edemediği onay ve desteği bıkmadan yorulmadan aramaya devam eder.
Sevgi açlığı yaşayan fertler yaşamlarını, birinin onayını alma ve kendilerini kanıtlama peşinde tüketirler. Bazen kendilerini onaylayacak kişilerle karşılaşır ve bu kişilerin desteğini alırlar. Böyle durumlarda kısa süreliğine de olsa kendilerini iyi hisseder ve bu kişiye bağımlı hale gelirler. Fakat iç dünyalarında yaşadıkları boşluğu kendi imkânları ile kapatabilmek kolay olmaz ve arayışlarını hep sürdürürler.
Kendilerini değersiz hisseden kişiler, güç odaklı yaşayan kibirli kişilerin onayını kazanabilmek için aşırı uyum gösterirler. Onlara göre narsist eğilim gösteren bu kişi değerli ve ulaşılmaz bir kişidir. Eğer onun onayını alırlarsa yaşadıkları yetersizlik duygusundan kurtulabileceklerini düşünürler. Kendilik değerini ötekinin onayı ile elde etmeye çalışan fertler hiçbir zaman kendileri olamamıştırlar. O yüzden toplum için taktıkları maskelerle dolaşır ve kendilerini olduğundan farklı göstermeye çalışmaktadırlar.
Anne-baba çocukları ile ilişkilerinde sevgiyi merkeze almalı ve onlara değerli olduklarını hissettirmelidirler. Fakat ister bu imkânlara sahip olsun ister olmasın fertlerin kendi kaynakların dönme ihtiyaçları vardır. Yani inanma, bağlanma, dua ile Yaratıcıya yönelme ihtiyacı giderilmediğinde sahip olunan şey ne olursa olsun kişi kendini iyi hissedemiyor. Zira insan ancak yaratıcısını tanıdığı ve hakikate ulaştığı sürece gerçek huzura ulaşabilir. Ancak o vakit kendini tanımlayabilir ve karşı tarafla ilişkilerini olması gerektiği şekilde düzenleyebilir. Bütün yaşamlarını ötekinin onayını elde edebilmek için harcayan kişiler, Yaratıcıya yöneldiklerinden maruz kaldıkları mutsuzluk, boşluk, aidiyet sorunu ve yetersizlik duygusu gibi sorunlardan kurtulur ve hayatın gerçek mahiyetini kavrarlar. Bizim bunun ispatına hiç ihtiyacımız yok, fakat son yıllarda Batı da inançlı kişilerle diğerleri arasında çeşitli araştırmalar yapılıyor ve inançlı insanların yaşanan güçlükler karşısında daha dirençli olduğu orta çıkıyor. Yüce Yaratıcıya teslim olan kişi insan olarak nerede olduğunun ve nerede durması gerektiğinin farkındadır ve bu kişinin kendini değersiz hissetmesi için bir nedeni yoktur. Zira o her insanın kendi çabası ile Cennet ehli olabileceğine inanmakta ve bunun için çaba göstermektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.