Büyük Anneden Toruna
Sevgili Ali Hür
Henüz tanımadığın dünyayı bir renk cümbüşü olarak hayal edebilirsin. Burada göz alıcı renklerin, türlü türlü hayatların, özgürlüğe açılan kapıların olduğunu düşünebilir ve tasavvur ettiğin ortama ulaşabilmek için sabırsızlanıyor olabilirsin. Fakat burası hiç de öyle hayal ettiğin gibi bir yer değil.
Tamam… Allah’ın arzında türlü türlü hikmetler, iç içe geçmiş güzellikler mevcut. Toprağın, suyun havanın ve tabiatın her zerresinde onlarca hikmet gizli! Ama insanoğlu küçücük cüssesi ile o kadar büyük savaş ve katliamlara, şiddet ve kaosa sebebiyet veriyor ki, yeryüzünü adeta yaşanmaz hale getiriyor. Oysa insan evrende üst bir konuma sahip ve Rabbimiz, bilgi ve bilinç noktasında uyanık olmayı, dünyayı bir amaç değil araç olarak görmeyi tavsiye ediyor. Fakat biz insanlar zaaflarımızın esiri haline geliyor ve kötülük üstüne kötülük ekiyoruz.
Sevgili Ali,
Bizler ihtiraslarımızın köleleriyiz. Dünya üzerinde bir emanetçi olduğumuzu unutuyor ve göz açlığına yakalanıyoruz. Daha fazla şeye sahip olabilmek için her türlü kötülüğe başvuruyor ve dünyayı yaşanmaz hale getiriyoruz. Öyle ki insanoğlu Allah’ın bahşettiği nimetleri ihtiyaçlar ekseninden çıkarıp adeta kutsuyor ve maddeye tapar hale geliyor. Bir adam bir ekmek parası için kardeşini öldürüyor, küçük menfaatler uğruna bütün yakınlarını gözden çıkarıyor, bir söz için bir canı katlediliyor. İnsanlar daha fazla insan olabilmek için değil daha fazla paraya sahip olabilmek için yaşıyorlar çocuğum. Sonra da dünya bizi esir aldı deyip suçu dünyaya yıkıyorlar.
Dünya bizi esir almadı, biz dünyanın gönüllü kölesi olduk
Sahip olduğumuz araçlar bizi etki altına almadı biz bu araçların esiri olduk
Allah’ın arzında birer emanetçiydik ama kendimizi ev sahibi zannettik
Dünya üzerinde daha fazla şeye sahip olabilmek için işlemedik cürüm bırakmadık
Sevgili Ali Hür
Biz insanlar nedense başımız sıkıştı mı başlarız dünyayı suçlamaya. Oysa suçlu olan dünya değil bizleriz. Çünkü bizler haddimizi bilmedik… Şimdi belki de bana karamsar bir tablo çizdiğimi söyleyecek ve dünyada iyiliğe dair hiçbir şey yok mu diyeceksin… Elbette dünyayı cennete ulaşabilmek için bir araç olarak görüp bütün yaşamlarını bu doğrultuda sürdüren Salih insanlar da var. Onlar yaşadıkları toplumların yıldızları gibidir karanlığı delip geçerler. Peki, bu insanlar nerede yaşarlar diye soracaksın belki de…
Onlar toplumun kalbinde yaşar ve tevazu kokan tutumları ile insanların dikkatlerini çekmemeye özen gösterirler. Çağın kirlerine bulaşmamak için eteklerini toplayarak yürür ve insanlarla ilişkilerinde paylaşımı merkeze alırlar. Sen onları yüreklerinde açan sevgi tomurcuklarından tanırsın. Sorduğunda sana iyi insandır, zarar gelmez, herkese faydası dokunur derler. Onlarla karşılaştığında asrı saadeti hatırlar ve Resulullahı görür gibi olursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.