Eyvah o adam geri dönüyor!..
Amerikan istihbaratı, George Bush yönetimini çok zor durumda bıraktı. Irak işgalinden bu yana bütün enerjisini bölgenin güçlü aktörü İran'ı tasfiye etme üzerine kuran, Lübnan, Filistin, Irak ve Pakistan'da bu yönde düzenlemelere girişen, İsrail'in tazyikleriyle İran'ın nükleer çalışmalarını yok etmeye odaklanan Bush ve ekibi, şimdi ne yapacak?
İstihbarat raporu; “İran'ın nükleer silah programına, uluslararası baskılar yüzünden 2003 yılında son verdiğini ancak uranyum zenginleştirmeye devam ettiğini” ortaya koydu. BM Güvenlik Konseyi üzerinden ambargo sürecini işleten, bazı Avrupa ülkeleriyle birlikte siyasi baskılara devam eden, İsrail'le birlikte “her an saldırı” planlamaları yapan Washington için, bu resmi istihbarat raporu görünüşte şok edici olmalı.
İşin içinde başka hesaplar var mı, bir çeşit psikolojik operasyon mu henüz bilemiyoruz. Ancak rapor, su anki durumda, Washington'un İran'ı tecrid etme, dünyayı İran'a karşı yanına çekme, tereddütlü ülkeleri ikna etme çabasına ağır darbe vurdu. ABD'deki Demokratların bile “İran politikası değişmeli” diyebildiği bir ortamda bazı Avrupa ülkelerinin tedirginliklerinin artması, Rusya ve Çin'in ise ikna edilmesinin imkansız hale gelmesi mümkün.
Durumun ne aşamada olduğunu tespit etmek için, George Bush'un; “İran'ın nükleer silaha sahip olması Üçüncü Dünya Savaşı'na yol açar” sözünü hatırlamakta yarar var. Her ne kadar diplomatik/siyasi süreç işletiliyorsa da, İsrail ve ABD'nin İran nükleer tesislerini yok etmeye yönelik askeri planlamalarının gerçek olduğunu bilmeyen kalmadı. Nasıl yapılır, ne zaman yapılır, ne kadar yapılabilir bilemiyoruz ama bu yönde ciddi bir çaba olduğu gerçek.
Tahran'ı rahatlatan raporun açıklanmasından hemen sonra İran'ın nükleer müzakerecisi Said Celili dün hemen Moskova'ya gitti. Yine dün, geç saatlerde George Bush'un konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyordu. Üç ay önce Üçüncü Dünya Savaşı'dan söz eden Bush'un radikal biçimde tavır değiştirme ihtimali var mı? Böyle bir şeyin en çok İsrail'i rahatsız edeceği hatta çılgına çevireceği bir gerçek. İran Dışişleri Bakanı Manucher Muttaki'nin; “ABD nükleer savaşı kaybetti” açıklaması son derece dikkat çekici.
Tam da bu aşamada bir başka gelişme var ki, söz konusu istihbarat raporundan bile çok önemli! Irak işgalinin mimarlarından, işgal öncesi sahte istihbarat raporunun fikir babalarından, bütün bölgeyi savaş havasına sokan öncü isimlerden Paul Wolfowitz yeniden göreve dönüyor.
Hatırlayalım o günleri… Savunma Bakan Yardımcısı'ydı. Neocon halkanın fikir babalarından, işgali planlayanlardandı. İşgali meşrulaştırmak için Savunma Bakanlığı bünyesinde kurduğu Özel Planlar Dairesi'nde sonradan hepsi yalanlanan sahte istihbarat raporları hazırlattırmakla uğraşıyordu. Bu yalanlar üzerine bir ülke işgal edildi. 1 Mart Tezkeresi reddedildiği için Türkiye'yi tehdit etmişti. Ondan sonrasını biliyoruz. Bir milyondan fazla insan öldürüldü. Ve kaos ortada.
Daha sonra Dünya Bankası Başkanlığı'na getirildi. Başarısız bir denemeydi. Yolsuzluk, sevgilisine sağladığı kıyaklar yüzünden bu görevden ayrılmak zorunda kaldı. Kötü bir sondu. Sonradan Türkiye'ye geldi. Yüz binlerce insanın ölümüne sebep olan birkaç isimden biri delik çoraplarıyla Türk medyasında boy gösterdi ve birden masumlaştı!
Aynı Wolfowitz, şimdi hangi göreve geliyor, biliyor musunuz? Bush yönetimi için şu an en çok ihtiyaç duyduğu makama! Yani sahte istihbarat raporları, yeni savaş kampanyaları için gerekli olan makama geliyor. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın önerisiyle, Uluslararası Güvenlik Danışma Kurulu'nun başına geçiyor. 18 üyeli kuruluşun başındaki Wolfowitz, yüksek öncelikli istihbarat raporlarından, nükleer silahsızlanmadan, kitle imha silahlarıyla ilgili gelişmelerden sorumlu olacak.
2003 yılında Irak'ın kitle imha silahlarıyla ilgili dosyaları hazırlamış, bütün dünyayı kandırmış, sonra yalanları ortaya çıkınca tınmamış olan bir isim, şimdi İran'ın nükleer silahlanmasıyla ilgili istihbarat raporlarını kontrol edecek. O zaman yakında çok şey yaşanacak diyebiliriz.
Ne garip değil mi? Bakalım İran'la ilgili ne tür yalan dosyalarla ikna edileceğiz. Aynı senaryolar, aynı kadrolar, neocon-İsrail sağı ittifakı ve yeni savaş senaryoları… Bu yüzden, ABD istihbaratının hazırladığı, “İran nükleer silahlanmadan 2003 yılında vazgeçti” raporu çok da anlamlı olmasa gerek! Wolfowitz ne güne duruyor ki!
Türkiye'deki kurmaylarına gün doğdu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.