Kaçıncı Cumhuriyet mi... Kimin Cumhuriyeti mi?
Bugün 29 Ekim 2008 Çarşamba... Demirbank hayatta olsaydı, bu sabahki radyo anonsunda şöyle derdi: “Bugün 29 Ekim 2008, Çarşamba... Demirbank hayırlı işler diler!”
Demirbank yaşamadığına göre; “hayırlı işler” dilemek bana düştü... “Hayırlı işler” ey halkım!..
Bugün 29 Ekim 2008 Çarşamba... Cumhuriyet’in 85. Yıldönümü... İyi de; “Hangi Cumhuriyet”in 85. yıldönümü?.. Ya da, “kaçıncı Cumhuriyet”in yıldönümü?.. Öyle ya; bugünkü 1. sayfamızda da sorulduğu gibi; bir “29 Ekim 1923’te ilân edilen Cumhuriyet” var!.. Bir de 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de “darbeciler” tarafından kesintiye uğratılan Cumhuriyet var!..
Öyle değil mi?.. “Cumhuriyet” demek, “Cumhur’un rejimi” demek değil mi?.. Eee, içinde “Cumhur”un olmadığı, daha doğrusu “Cumhur’un iradesinin tecelligâhı” olan Meclis’in kapısına; 1960’ta “birbuçuk yıl”, 1980’de ise “üçbuçuk yıl” süreyle kilit vurulduğu bir idare şekline “Cumhuriyet” denilebilir mi?..
23 NİSAN 1920 RUHU NEREDE?
Benim bildiğim Cumhuriyet; “23 Nisan 1920 ruhu” tarafından açılan Meclis’in ilân ettiği Cumhuriyet’tir!..
Çünkü, “O Meclis”in açıldığı gün;
Hacıbayram Camii ile Meclis binası arasında, Atatürk ile birlikte, ak sakallı “hacı”lar ve bembeyaz sarıklı “hoca”lar yan yana yürüyordu!..
Ellerde “Kur’an-ı Kerim” vardı!..
Dillerde “dua”lar ve “salavat”lar!..
Sonra?.. Sonra, kürsüye Mustafa Kemal çıkıyor ve “Meclis’in esasları”nı ilân ediyordu:
¥ “Meclis’te beliren milli iradenin vatanın geleceğine doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üstünde bir güç yoktur.
¥ Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.”
Evet; Türkiye Cumhuriyeti’nin Meclisi, tam 88 yıl önce bugün, işte böyle doğmuştu... Kazanılanlar, bu milletin kanıyla ve canıyla, o günün şartlarında verilen büyük mücadeleyle elde edilmişti!..
Tıpkı, Atatürk’ün şu sözlerindeki gibi:
“Efendiler! Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Türkiye ve Türkiye halkının beka ve istiklalini temine çalışıyor. Çünkü Türkiye’nin asıl sahibi, meşru ve gerçek sahibi olan Türkiye halkının kati arzu ve iradesi bu yoldadır.”
Ya, 86 yıl sonra bugün;
“Kur’an okuyanlar, mürteci!”
“İslâm” ise, “irtica” ve “birinci tehdit!!!”
88 yıl önce bugün;
Meclis’in açılış haberi “minare”lerden duyurulmuştu!..
O minareler, 88 yıl sonra bugün “irtica” sembolü!.. “Âlem”lerindeki “Hilâl” bile, “yasaklanması” istenebilecek bir simge!..
Atatürk’ün sözünü ettiği “milli irade” ise, hepten safdışı!..
Oysa, “Millet ne derse, o olacak” diye kurulmuştu o Meclis... Duvarlarında, hâlâ “Hakimiyet milletindir” yazıyordu...
Ama, sadece “duvar”larda!.. Sadece “kâğıt” üstünde!.. Oysa, hakimiyet “millet”te değil, hakimiyet “güçlü” olanın elinde!..
“Güç” kimdeyse, “kanun” o!..
Kanunları “Meclis çıkarıyor”muş, kimin umurunda?!? Ne “Meclis’in iradesi”ni takan var, ne de “halkın seçtiği hükümet”in aldığı kararları umursayan!..
Evet, bugün Cumhuriyet’in 85. yılı!..
“Milletin seçtiği 411 kişi” tarafından alınan “başörtüsüne serbestlik” kararı, “Yargı’nın, atanmış 9 üyesi” tarafından iptal edilebiliyor, “yok” sayılabiliyor ise, sorarım size; “Bu, kimin Cumhuriyeti”dir!..
“Cumhur”un Cumhuriyeti mi,
“Atanmışlar”ın Cumhuriyeti mi?..
Dahası da var...
“16 milyon küsur oy” almış bir parti, yine “Yargı’nın atanmış 9 üyesi” tarafından yargılanıyor ve “kapatılmakla” tehdit edilebiliyorsa, sorarım size; “bu neyin, nasıl ve kimin Cumhuriyeti”dir?..
KİMİ CAN VERDİ, KİMİ POZ!
85. yılı kutlanan Cumhuriyet’in “kimin Cumhuriyeti” olduğunu, şu yukarıdaki fotoğraf, herhalde açıklıyor.
Bu fotoğraf;
“80-85 yıl öncesi” ile “bugünün Türkiye’si”ni karşılaştırma açısından önemli bir “belge” niteliğinde...
“Köpeğini kaşıyan adam”lar, bu “manzara”ya bakıp, kendilerince anlamlar çıkarabilirler!..
Ve elbette “CHP’liler” de bu manzaraya bakıp, şimdi “nerede” olduklarını sorgulayabilirler!..
Ama, “sorgulamalarına” da gerek yok!..
Çünkü efendim;
“CHP’liler” açısından, “dün” ile “bugün” arasında “değişen” hiçbir şey yok!..
Öyle ya;
Millet, dün de “efendi” değildi, bugün de!..
CHP’liler ise, dün de “efendi” idi, bugün de!..
Fotoğrafa, lütfen dikkatlice bakın...
Fotoğraf, 1929 yılında, Polatlı’da çekilmiş!..
Fotoğraftan da görüldüğü gibi, “Cumhuriyet’in yıldönümü” dolayısıyla bir “kutlama töreni” yapılıyor!..
“Öküz”lerin çektiği “kağnı arabaları”ndan birinde “çocuklar” var...
Diğerinde ise, “fötr şapkalı” bir ağa!.. Krallar gibi kurulmuş “kağnı”nın üstüne!..
Önünde Atatürk posteri, elinde de bayrak!..
Kadınlar, “İstiklâl Savaşı’ndaki rolleri”ni canlandırıyorlar!.. Yani, cepheye “mermi” taşıyorlar!..
Hepsi de; “Tepeden tırnağa tesettürlü!”
Ama, “yoksul”lukları, “perişan”lıkları, “ezilmişlik”leri ve “kavrulmuşluk”ları, her hâllerinden belli...
“Erkekler” de, onlardan farklı değil!..
Ayaklarında “çamurlu” ayakkabılar, bacaklarında “yamalı pantolon”lar!..
Fakaaatt... “Biri” var ki!..
Evet; o biri, büyük bir ihtimalle; hem “kaymakam”, hem de “CHP İlçe Başkanı” olmalı!..
Öyle ya, o yıllarda, “valiler”, aynı zamanda “CHP İl Başkanı”ydı!.. “Kaymakam”lar da, “CHP İlçe Başkanı!”
Bu “Batılı ve çağdaş” kıyafetli bey de, “CHP’li kaymakam” olsa gerek!..
Lütfen, “kıyafetine” bakınız!..
Düz çizgili ve “jilet gibi ütülenmiş bir pantolon!”
Tertemiz ve yepyeni bir ceket!..
Ceketin içinde bir yelek ve yeleğin içinde bembeyaz bir gömlek!..
Tabii, boynunda da “Jön Türkler”in bağladığı biçimde bir “kravat!”
Duruun, daha bitmedi!..
“Efendi”nin ceket üst cebinde “beyaz bir mendil” var!..
Yani, aksesuar tamam!..
Fotoğrafta pek belli olmuyor ama, “ceketin yakası”nda da, oldukça büyük “CHP’nin Altı Ok’lu amblemi” var!..
Anlayacağınız; tam da “efendi” ve “köle”leri yansıtan bir fotoğraf!..
Hepsi de, “Cumhuriyet’i biz böyle kazandık” pankartının altında yürüyor!..
“Cumhuriyet’i biz böyle kazandık!”
Fotoğrafta da görüldüğü gibi, kimi “mankenler gibi giyinerek” kazandı bu Cumhuriyet’i, kimi de “cepheye mermi taşıyarak!”
Kısacası; “iki sınıf” vardı o zamanlar!..
“Halk” ve “halkçı”lar!..
Ya da; “efendi”ler ve “köle”leri!..
Böyle kazandık Cumhuriyet’i!.. Ayaklarımızda “çarık”larla, tabanımızda “yarık”larla!..
Elimizde “nasır”larla, uzanıp yattığımız “hasır”larla!.. Belimizdeki “kama”larla, pantolunumuzdaki “yama”larla!..
Birileri ise; “jilet gibi ütülü pantolonlar” giyerek “poz” verdiler “halk”ın arasında!..
85 YILDIR AYNI TAS, AYNI HAMAM!
Söyleyin Allah aşkına;
“Dün” ile “bugün” arasında fark var mı?..
Dünün “efendi”leri olan CHP’liler, bugün de, “köle” olarak görmüyor mu halkı?..
“Köpeğini kaşıyan zibidi”ler, bugün de “göbeğini kaşıyan adam” diyerek, “hakaret” etmiyorlar mı bu ülkenin insanına!..
Dün, cepheye “mermi” ve “ekmek” taşıyan “başörtülü” kadınların torunlarına, bugün de “Sen vatanı kurtar, biz rantını yiyelim!.. Ne işin var Köşk’lerde?” denilmiyor mu?..
CHP’li Canan Arıtman gibiler ortaya çıkıp; sırf “Abdullah Gül’ün hanımı Hayrünnisa Hanım başörtülü” diye, “Çankaya’daki resepsiyonun boykot edilmesini” istemiyor mu?..
Sorarım size;
Ne değişti “dün”den “bugün”e!?!
Aynı tas, aynı hamam!..
Sadece “tellâk”lar değişti!..
Bugün, Cumhuriyet’in 85. yıldönümü!..
Kutlu olsun ey halkım!..
------------------------
Besle kargayı, oysun gözünü!
Daha önce yazacaktım ama, aktüalitesi geçti diye vazgeçmiştim... Ne var ki; Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Aytaç Durak'ın haberi gelince, yazmaya fırsat doğdu...
Efendim, Aytaç Durak, Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil'e bir yazı gönderip; "Sizi kınıyorum" demiş; "Sayın Başbakan'a takındığınız tavırdan dolayı sizi kınıyorum!"
Songül Hanım'ın ne yaptığını biliyorsunuz?.. AK Parti teşkilâtı tarafından asılan ve Başbakan'a "Hoşgeldiniz" diyen pankartlar, "Belediye görevlileri ve belediye araçları" tarafından indirilmişti!..
Tamam, indirmeye indirsin de, o pankartları indiren "araç"lar kimin tarafından gönderilmiş biliyor musunuz?..
"Hükümet tarafından!"... Evet, evet Hükümet tarafından!.. O araçlar, "Tunceli'ye pozitif ayrımcılık" uygulanarak gönderilmiş!.. Ama, "DTP'li Belediye" ne yapıyor?..
O araçlarla, araçları gönderen adama muhalefet ediyor!..
Söyleyin Allah aşkına; bu tavra, "Besle kargayı, oysun gözünü" tavrı denmez de, ne denir?..