M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İnekler ve Koyunlar Hep Aynı Yerde Otlamaz

İnekler ve Koyunlar Hep Aynı Yerde Otlamaz

Sabahleyin saat sekizde inekleri ahırdan, koyunları ağıldan çıkartıp otlağa götürdük… Otlak oldukça geniş, her yeri yemyeşil… İnekler, koyunlar ne yapar? Hemen sevinçle, neş’e içinde otları yemeğe başlar. Nasıl yer, dolaşa dolaşa, yayıla yayıla yer. Hep aynı yerde otlamazlar.

Evet tekrar ediyorum, hiçbir hayvan hep aynı yerde otlamaz.

Bunun tek istisnası, bazı beyni donmuş ve durmuş insanlardır. Onları sabah bir yere götürsen, akşama aynı yerde, geçen zaman içinde hiç yer değiştirmeksizin, dolaşmaksızın otlarken bulursun.

Bu aynı yerde otlamak bir güne mahsus değildir. Haftalar, aylar, yıllar, sonunda bir ömür geçer, hep aynı yerde otlar zavallılar.

Aynı yerde otlanırsa ne olur? Ot biter…

Bu ne batasıca zihniyet, sistem, kültürdür ki, bir kısım insanları hep aynı yerde otlatıyor.

Liseyi bitireli on iki yıl olmuş, üniversiteyi bitireli sekiz yıl, bizimkisi hep aynı yerde okuyor.

Öküzlerden, ineklerden, koyunlardan aşağıdır o.

Fazla akıllı olmayan tavuklar bile hep aynı yerde yem aramaz, eşelenmez.

Müslüman için en ayıp şey, aynı yerde otlamaktır.

Peygamber (Salât ve selam olsun ona), “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurmuş.

Faydalı kitap ve yazılar okumayan kimse, hep aynı yerde otlayanlardandır.

İlmini, irfanını arttırmayan da öyledir.

Ufukları dar insan, aynı yerde otlayan, aynı yerde geviş getiren gibidir.

**

DÜŞÜNME!

Düşünme!.. Aklını, sağduyunu derin dondurucuya koy!.. Mantığın varsa çöpe at!.. Varoluş meselesini gündeminden çıkart!.. Robotlaş!..Zombileş!.. Günde yirmi dört saat uyu, yatakta uyu, ayakta uyu!.. Tepkisiz ol!.. Vicdanını apış arana ve işkembene indir!..

Sen düşünme, hazır fastfood düşünceler var, onlar sana yeter.

Bazı büyük gazete ve TV’leri okuyup seyr ederek mayış.

Hayatın bir hengâmeye, bir koşuşturmaya dönsün. Mutluluğu sadece ve öncelikle, yemede içmede, parada, hazda, maddede ara.

Yalanla dolanla, cıvık magazin haberleriyle, dedikodu ile hemhal ol.

Düşünmeden yaşa, düşüncesiz öl.

Dini bırak, kendini futbola, yıldız fallarına, modern hurafelere ver.

Kelimelerle düşünme sakın, ünlemler sana yeter. Oha moha… Yuh be… Homurtular… Gurultular… Şapırtılar… Geğirtiler…

Temiz hava zihnini açabilir, sen sakın temiz hava soluma, egzoz dumanlı kirli hava seni mest eder.

Amacın yemek içmek, iyi giyinmek, seks hazlarını tatmin etmek olsun.

Sabah oldu, acele et koş… Akşam oldu, koş koş… İstanbul’da yaşıyorsan her gün işe gidip gelmek için üç saat koş, koş da koş.

Bu kadar yorgunluğun ve sersemliğin üzerine, akşam yemeğinden sonra kavgalı bir açık oturum seyrettin mi, işin iştir.

Hasta ol, bol ilaç yut, MR, bir sürü analiz… Sağlık hizmetlerinden, hasta olmazsan yararlanamazsın…

Din mi?.. Ölünce musalla taşına konur cenazen.

Paran çoksa Platin Kemik restorana gidersin, bütçen darsa sosyal tesislere.

Yaşamak için yeme, yemek için yaşa.

Paşa maşa temaşa…

Ye ye ye, semir şişmanla… Diyet yaparak zayıflarsın.

Yaşa da düşünmeden yaşa.

Ot gibi yaşa demiyorum. Otlar düşüncesiz insanlardan bin kere üstün ve haysiyetlidir. Bitkiler düşünür ve konuşur ama biz onları duyamayız.

Ne yaparsan yap ama sakın derin düşünme… Düşünürsen derin ağabeylerin memnun ve hoşnut kalmaz. Bırak, onlar senin yerine düşünsünler. Sen keyfine bak, gönlünü ferah tut.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi