Ne kadar etkili olabilir?
Son günlerde ülkemizin bazı şehirlerinden gelen çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri, istismarcı sapıklara verilecek cezayı yeniden gündeme taşıdı. Cezanın şekli ve dozu tartışılırken ebeveynlerin öfkeleri katlandıkça katlandı…
Küçük Irmak’ın, Eylül’ün, Ömer’in mağduriyeti belleğimizde hâlâ canlıyken, tacizci canilere uygulanacak cezaya tepkimiz nasıl olur sizce? Ağzı süt kokan bebeklere kem gözle bakan canileri duygu ve düşüncelerimizde nereye koyabilirdik ya da? Canilere verilecek ceza tartışılırken lütfen herkes kendi çocuğunu düşünsün ve elini vicdanına koysun. Nitekim bahsi geçen korunmasız bir çocuk ve biliyorsunuz ki çocuklar hepimize ait…
Son günlerde ardı ardına gelen cinsel istismar haberleri halkı infiale sürükledi ve sosyal medya üzerinden tepkiler yükselmeye başladı. Bu durum hükümet ricalinin de dikkatini çekti ve geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcı Bekir Bozdağ Bakanlar Kurulu’nda çocuklara yönelik cinsel saldırılar ile ilgili 6 bakandan oluşan bir komisyon kurulduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu tür suçları işleyenlere en ağır cezanın verileceğini belirtti ve “Çocuğun bedeninde ve ruhunda açılan yaralar, bir insanı taammüden öldürmekle aynıdır” ifadeleri ile çözüme destek verdi.
Devletin en üst zirvesinden gelen açıklamalar mağdur olan ebeveynleri teskin etse de sonucun ne olacağını şimdilik hiçbirimiz bilemiyoruz. Çocuk tacizcilerinin hadım edilme meselesi aktive edilse dahi bunun ne kadar caydırıcı olabileceğini kestirmek zor.
Bilindiği üzere hadım çocuklara yönelik cinsel istismar suçu işleyen kişilere bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan bir ceza. Fakat ilginçtir bazı sözde insan hakları örgütleri bu konuda suçlunun rızası alınmıyor zorla uygulanıyor diyor ve mağdurun değil mağdur edenin safında yer alıyorlar. Peki, tecavüze uğrayan, katledilen korunmamız yavruların hakları ne olacak?
Çocuklara yönelik cinsel taciz suçları tarihi süreç içinde zaman zaman hep ortaya çıkmış ve suç uygulanan müeyyidelerle durdurulmaya çalışılmıştır. Fakat sorunun kökten kazınması mümkün olmamıştır. Peki neden? Çünkü daha evvel de birçok kere köşemde dile getirdiğim gibi dışarıdan alınan önlemlerle kalıcı bir çözüm elde etmek mümkün olmuyor. Kalıcı çözüm birey ve toplumların, ruh ve duygu dünyalarında köklü bir değişim yapmaları ile mümkün olabilir. Bu da ancak fertleri karanlık ve kokuşmuş dünyalarından İslam’ın ışığına çekmekle mümkün olabilir. O nedenle bizler öncelikle bilgi ve bilinç noktasında donanımlı fertler yetiştirmeli ve kaleyi dışarıdan değil içeriden fethetmeliyiz. Fakat gösterilen çaba ne olursa olsun birkaç çürük elma mutlaka çıkacaktır. Peki, bu durumda ne yapacağız? Bu durumda hadım da dâhil bütün caydırıcı müeyyideler değerlendirilmelidir. Zira korunmasız olan çocuğun haklarını korumak hepimiz için bir sorumluluktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.