Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Menbiç konusunda Amerika ile yapılan görüşmelerin kesilmediğini devam ettiğini söylüyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bu ifadeleri doğrularcasına Menbiç konusunda Amerika ile anlaşmaya varıldığını ifade ediyor.

Ve de Cumhurbaşkanı Erdoğan yakında Menbiç’teki kardeşlerimizin yanında olacağımızı ilan ediyor.

Ama bir de bakıyoruz ki; ABD, “Menbiç’ten çekilmeyeceğiz” demeye devam ediyor. ABD sözcüsü, “Türkiye ile aramızda bir anlaşma yok” diyor.

Bu nasıl anlaşma? Tarafların biri var diğeri yok diyor!

Yoksa taraflar “anlaşamamakta” mı anlaştılar?

Dünya âlem Afrin’de oldukça başarılı bir harekât sürdürüldüğünü görüyor. Sivil halka dokunmayan sadece teröristlerin peşinde olan bir harekâttan Amerika niye kaygı duyar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’nin kaygı duyduğunu açıklamasını değerlendirirken, “Terör örgütlerini temizleyelim dediğimiz zaman niye oralı olmadınız” diye sitem ediyor.

Ve stratejik ortak olarak beklentilerini dile getiriyor.

Bunca olup bitenden sonra hâlâ stratejik ortaklık lafının ediliyor olmasını bir türlü anlayamıyoruz. Ne ortaklığı?

Adamlar resmen hasımlarımız ile birlikte hareket ediyorlar. Her fırsatta onlara arka çıkıyorlar. Hep onları koruyup kolluyorlar.

Sonra kalkıp, “Türkiye ile stratejik ortağız” diyorlar. Bizim de buna inanmamızı bekliyorlar. Yalancı bunlar yalancı!

Afrin’i temizlemek için düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’na hangi gerekçeyle karşı çıkıyorlardı?

“DEAŞ ile mücadele halinde olan YPG militanları Afrin’e gitmek zorunda kalıyor dolayısıyla DEAŞ mücadele aksıyor” diyorlardı, değil mi?

Afrin’e girilirken görüldü ki ortada YPG militanı falan yok!

“Militanlar DEAŞ ile mücadeleyi bırakıp Afrin’e gidiyorlar” söylemi de kuyruklu bir yalan!

Evet, sürekli Türkiye’yi karşısına alan, sürekli Türkiye’nin hasımlarıyla birlikte olan Amerika nasıl bizim stratejik ortağımız olur?

Sadece bizimle görüşmeleri sürdürüyor olmaları stratejik ortaklık için yeter mi?

Dememiz odur ki kendi kendimizi kandırmanın bir anlamı yok.

Amerika bizim ne dostumuz ne de stratejik ortağımız!

Sürekli hasımlarımızın yanında ve arkasında yer aldığına göre Amerika olsa olsa bizim yeni hasmımız olur.

Sonunda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Anlaşmaya vardık demedik anlayışa vardık dedik” diye ortaya çıkan çelişkili durumu izaha çalışıyor ama korkarız ki Amerika şimdi de “anlayışa da varılmadığını” açıklayıp yine her şeyi berbat edecektir.

Yani yine hasımlığını gösterecektir.