Sevgili dostlarım, EMPERYALİZM TÜRKİYE’YE VE LİDER’E NEDEN SALDIRIYOR sorusunu cevaplarken konuyu 2013’ten itibaren ülkemize başlayan saldırıdan ayrı düşünmemek gerek…

Saldırı ittifakı için “ana amaç çok açık ve net: Dünya genelindeki konjonktürel değişimden de yararlanıp Türkiye’de ve BÖLGEDE ÖZGÜRLÜK-GÜVENLİK DENGESİNİ bozmak! KURULMASINA ENGEL OLMAK, ESKİ KARA DÜZEN’i yeniden tesis etmek ve eskisi gibi başta ekonomik olmak üzere kanımızı emmeye devam etmek…Amaçları uğrunda o kadar gözleri dönmüş ki; 15 Temmuz’da ortaya çıkan İŞGAL DENEMESİ SON 10 YILDA YAŞADIKLARIMIZ İÇİNDE bunun net kanıtı.

Sevgili dostlar, konuyu biraz daha açalım ve “Türkiye özelinden dünya geneline” geçelim...

Bu noktada 11 Eylül 2001 tarihine dönmek, oradan devam etmek istiyorum...

11 Eylül tarihini ‘sadece bir terör olayının olduğu gün’ olarak algılamak ve hatırlamak, “dünyanın yaşadığı değişimi küçümsemek veya görmezden gelmek” olur!

İnsanlar ne uğruna öldü? Vietnam’da, Kore’de, Irak’ta ölenler ile benzerlikleri neler? Bu insanlar gerçekten terör kurbanları mı yoksa dünyayı değiştirmek isteyen güçlerin planında kâğıt üstünde hesapladıkları SAYILAR MI? Eğer öyleyse; sistem ve sistemi zorlayanlar bu kadar acımasız olabilir mi? Sistemi zorlayanlar bu kadar acımasızsa; Türkiye’nin Ortadoğu’da bu güçlerle yapabileceği işbirliği veya onlara karşı koyması hangi boyutlarda, nasıl sorgulanmalı? FETÖ gibi terör örgütleri ile Türkiye’de ve Ortadoğu denkleminde yapmak istedikleri ne?

Sevgili dostlar, biraz geriye gidip, ABD’de, özellikle son 60 yıl içinde gelişen ve sonuçları bütün dünyayı etkileyen ‘askeri güce’ dayalı yapı ile ‘finansal güce’ dayalı model arasındaki kavgayı hatırlamak gerekiyor. ABD’nin yaptığı askeri harcamalar, işgal ettiği topraklar, karşı çıkan başkanlar, suikastlar ve sonrasında gelen dünya düzenindeki küçük oynamalar. Bütün bu kavga, 1945-2001 arası yaşanan sürece damgasını vuran fakat bir türlü adı konamayan gizli bir güç savaşının dışavurumu: ABD’yi ve dünyayı hangi grup yönetecek? 11 Eylül, bu kavganın taşması ve 1945 sonrası başlayan süreçte, bugüne kadar birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayan iki ideoloji arasında askeri modelin öne çıkması. Gelinen sonuç çok açık: ‘Artık kendini saklamayan’ askeri güce dayanan ‘yeni bir dünya düzeninden yana olanlar’ ve karşılarında ‘eski dünya düzeni içinde kendine yer tutmaya’ çalışanlar...Bu noktada “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesini bir daha hatırlayalım…

Sevgili dostlarım bu noktada duruyorum, ‘DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR’ MOTTOSU İLE YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ TANIMININ YOLUNU AÇAN LİDER, BU YOLDA İLERLEYEN TÜRKİYE VE 2013’TEN BUGÜNE SALDIRIYA UĞRAYAN ÜLKEMİZ, COĞRAFYAMIZ…

BU SALDIRIYI YAPANLARIN, KİM OLURLARSA OLSUNLAR, ‘SONLARI’ DÜNYA ÜZERİNDE İBRET ALAN HER İNSANA, ‘İBRET’ OLACAK… UNUTMAYALIM; DÜNYEVİ GÜÇLER NE ZORLARSA ZORLASINLAR, TAKDİR EDEN YÜCE ALLAH’TIR…

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ, BÜYÜK, CİHANŞÜMUL TÜRKİYE…