Zeki Ceyhan

Zeki Ceyhan

İsabetsiz teşhis!

İsabetsiz teşhis!

Başbakan Binali Yıldırım partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Teşkilatımızda metal yorgunluğu filan yok” diyor!

Peki, metal yorgunluğu teşhisi kim tarafından yapılmıştı?

Bu teşhis Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından yapılmıştı, değil mi?

O zaman Başbakan Binali Yıldırım’ın bu açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı bir meydan okuma olarak okunabilir mi? Okunur okunmasına da doğru olmaz, yakışık almaz!

Bize göre bu açıklama “isabetsiz bir teşhisin” tashih edilmesi gibi bir şey!

Parti denilen şey otomobil gibi metal parçalardan oluşmuyor ki metal yorgunluğu söz konusu olsun!

Parti dediğimiz kuruluş insanlardan oluştuğuna göre olsa olsa vücut yorgunluğu ya da beyin yorgunluğu söz konusu olabilir.

Ama bir zamanlar bu metal yorgunluğu dillerden düşmedi ve pek çok AKP’li başkan bu suçlama ile koltuklarından oldu.

Şimdi Başbakan Binali Yıldırım, “Metal yorgunluğu filan yok” diyorsa bu onların iç meselesidir.

Biri var der, diğeri yok der, nasıl olsa anlaşabilecekleri bir orta yol bulurlar. Hem Başbakan Yıldırım sadece metal yorgunluğu filan yok demekle de kalmıyor. “Dimdik ayaktayız, heyecan dorukta” demek suretiyle parti teşkilatının içinde bulunduğu durumu anlatmaya çabalıyor.

Bu sözleri inandırıcı bulup bulmamak sizlere kalmış.

İster inanırsınız, ister güler geçersiniz.

İsterseniz de “bu nasıl dimdik ayakta durmak ve bu nasıl heyecan dorukta olmak” diye sorgularsınız.

Mesela dimdik ayakta olan bir parti yüzde 50+1’i bulmak için kendisine ortak arar durur mu?

Başbakan Binali Yıldırım’ın tarif ettiği gibi hem dimdik ayakta olan hem de heyecanı dorukta olan bir parti ortalığı silip süpürür.

Tamam, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından söylenen “metal yorgunluğu” isabetsiz bir benzetme olabilir ama Başbakan Binali Yıldırım tarafından söylenmiş olan. “Metal yorgunluğu filan yok, dimdik ayaktayız, heyecanımız dorukta” gibi sözler de çok iddialı ve abartılı benzetmelerden başka bir şey değildir.

Başbakan Yıldırım bir yandan da AB’ye veryansın ediyor ve Türkiye’nin bütün taahhütlerini yerine getirmesine karşılık AB’nin karnesinin kırıklarla dolu olduğunu ileri sürüyor. Başbakan’ın böyle yüklendiği AB’ye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bambaşka bir açıdan yaklaşıyor ve “Gelin güçlü Avrupa’yı birlikte inşa edelim” çağrısında bulunuyor.

Belli ki daha Cumhurbaşkanı ile Başbakan bile aynı çizgide buluşabilmiş değiller.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki Ceyhan Arşivi