Demokrasi ve İslam
* DEMOKRASİ, ideal evrensel idare şekli değildir.
* İngiltere’de demokrasi vardır. Demokrasi olduğu için, oradaki Müslümanlar, göreceli olarak dünyanın en hür Müslümanlarıdır. İngiltere’de şu anda 85 Şeriat mahkemesi resmen çalışmaktadır. Müslümanların çoğunlukta olduğu bazı mahallelerde Şeriat gereği; içki, sigara, uyuşturucu, kumar, fuhuş yasaktır.
* Nobel ödülü kazanmış Bernard Shaw’ın, “İngiltere’de demokrasi kemaline erdi. Bundan sonrası İslam’dır” dediği rivayet olunmaktadır.
* Müslümanlar için en kötü demokrasi, Sabataycılar/Dönmeler vesayet demokrasisidir.
* Adına demokrat kelimesini eklemekle demokrasi olmaz. Vaktiyle Marksist Leninist rejimlere sahip komünist diktatörlükler, “Halk Demokrasisi” idi.
* İsviçre’nin küçük bir kantonunda millet meclisi, milletvekili yokmuş. Halk bir meydanda toplanıp işleri bizzat müzakere ediyormuş.
* Eski Atina demokrasisi kesinlikle gerçek bir demokrasi değildir. Orada insanların büyük kısmı köle ve yabancı olarak demokrasiden faydalanamıyordu. Kadınların hakkı yoktu.
* Egemenliğin sözde ulusa ait olduğu bir ülkede, şapka reformuna karşı çıkan vatandaşların idam edilmesi demokrasiye uyar mı?
* Türkiye’de halk iradesi olsaydı, Halife yurt dışına kovulabilir miydi?
*Ayasofya camilikten çıkartılabilir miydi?
* Medreseler tekkeler kapatılabilir miydi?
* Alfabe devrimi yapılabilir miydi?
* İstiklal Mahkemeleri kurulup nice vatandaş idam edilebilir miydi?
* On binden fazla cami, mescid, tekke, taş mektep, hayrat vakfı binası yıkılabilir, satılabilir, kiraya verilebilir, harap edilebilir miydi?
* 1943’te Sultanahmet Camii ibadete kapatılıp asker deposu yapılabilir miydi?
* Ezan-ı Muhammedî okumak yasaklanabilir miydi?
* Din eğitimi kaldırılabilir miydi?
* Türkiye’mizde İngiltere’de, İsviçre’de, Norveç’te, Kanada’da, Yeri Zelanda’da olduğu gibi gerçek bir demokrasi yoktur.
* Yakın tarihimizde Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur yaftası altında; millî kimliğin, millî kültürün, demokrasinin, evrensel insan haklarının ırzına geçilmiştir.
* Demokrasi ile egemen azınlık vesayet rejimi kesinlikle uyuşmaz ve bağdaşmaz.
* Egemen azınlık vesayet rejimi bir içten sömürge (autocolonialisme) sistem ve düzenidir.
* M. Kemal Paşa’nın ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalizm ideolojisi demokrasi ile, millî kimliğimizle, millî kültürümüzle, evrensel insan hakları ile asla bağdaşmaz.
* Hiçbir insan ve toplum şapka giyerek yücelmez, güçlenmez.
* Batı dünyası artık şapkayı terk etmiştir. Bizdeki şapkacılar, şapka devriminin yıldönümünde başları açık olarak kutlama yapıyor!..
* Japonya kendi zor ve çetrefil yazısını yasaklayıp, onu savunanları asıp Latin yazısına geçmiş olsaydı, bu kadar ilerleyemezdi. Yazısının zorluğu hiçbir milleti geri bırakmaz.
* Türkiye ayakta kalmak, kurtulmak, yücelmek istiyorsa; Dönme, Egemen azınlık, Vesayet kösteklerinden ve engellerden kurtulmak zorundadır.
* (1) Millî kimliğe, (2) millî kültüre, (3) millî yapıya, (4) evrensel insan haklarına, (5) bilgeliğe, (6) adalete, (7) mensubu bulunduğumuz medeniyete uygun bir düzen ve sistem getirilmelidir.
* İki büyük güç, din ile devlet barışmalı ve işbirliği yapmalıdır.
* Din devlet konusunda Dönmelerin, egemen azınlığın, vesayetçilerin dediği değil; dominant unsur Müslüman çoğunluğun dediği/istediği yapılmalıdır.
* İdareye, düzene, sisteme MUTLAKA fazilet ve hikmet hâkim olmalıdır.
* Millî kimliğe ve kültüre aykırı resmî ideoloji özelleştirilmelidir.
* Şu veya bu tarihî şahsiyeti sevmek ve benimsemek konusunda kimseye baskı yapılmamalıdır.
* Vatandaşlar, terörle hiç ilgisi olmayan inançları, fikirleri, görüşleri, faaliyetleri yüzünden ceza görmemeleridir.
* Ülkemizde en az İngiltere’de olduğu kadar/gibi din, inanç, ibadet, dinine uygun bir hayat sürmek, din eğitimi yapmak hürriyeti olmalıdır.
* Müslümanların tek bir Ümmet olması engellenmemelidir.
* Bu tek Ümmetin başına bir İmam seçilmesi ve Müslümanların ona biat ve itaat etmesi engellenmemelidir
* Azınlıklara da en geniş din hürriyeti verilmelidir.
* Sistem veya düzen Müslümanları bölmek, parçalamak maksadıyla, onların arasına ajanlar, casuslar, provokatörler sokmamalıdır.
* Din sömürücüleri dolaylı olarak korunmamalı, teşvik edilmemelidir.
* Müslümanların bedevî şifahî kültürden, medenî yazılı kültüre yükselmeleri önlenmemelidir.