Türkiye siyasetinde gelinen nokta tam bir kör dövüşünden başka bir şey değil! İktidar kanadı da muhalefet kanadı da aynı açmazın içine düştükleri halde her ne hikmetse iktidar kanadının attığı her adım büyük bir vatanseverlik örneği olarak sunulurken muhalefet tarafından atılan adımların adı siyasi çürümüşlük olarak konuluyor.

İktidar kanadının yeni kurulan İYİ Parti’yi seçimlere sokmamak için elinden geleni yaptığı biliniyor.

Erken seçim kararının baskın seçim kararı olarak alınmasını da bu niyete bağlayanlar var.

Bütün bu adımlar siyasi çürümüşlük olmuyor ama İYİ Parti varlığını koruyabilmek için bir takım arayışlar içine girince birileri hemen seslerini, “Bu siyasi çürümüşlüktür” diye yükseltiyorlar.

Yine iktidar partisi AKP’nin MHP’nin peşinden sürükleniyormuş gibi bir görüntü vermesi hiç eleştiri konusu olmazken CHP’nin İYİ Parti ile birlik ve beraberlik görüntüsü vermesi hemen eleştiri konusu yapılıyor.

Ve CHP’nin küçük bir partinin dümen suyuna girdiği iddia ediliyor.

Tamam, doğrudur CHP netice itibarıyla İYİ Parti’nin dümen suyuna girmiş olabilir ama Allah aşkına söyler misiniz birbirinin dümen suyuna girmeyen parti mi kaldı?

Evet, Türkiye siyasetinde gelinen nokta tam bir kör dövüşünden başka bir şey değil.

Herkes birbirini suçluyor.

Herkes rakibinin etik olmayan yollara başvurduğunu düşünüyor.

Oysa gelinen nokta ağızları alabildiğine açarak ulu orta suçlamalarda bulunmak yerine bin düşünüp bir konuşma noktası.

Bu noktada Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “ilkeli siyaset” konusundaki ısrarını bir kez daha hatırlıyoruz ve kendisine yerden göğe hak veriyoruz.

Siyasette ilkesizlik önemsiz bir şey olarak görüldüğünde ortaya böyle hiç istenmeyen tabloların çıkması kaçınılmaz oluyor.

Türkiye bu sıkıntıları elbette aşacaktır.

Bu dönemde Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’na ne kadar çok kulak verilirse geçiş o kadar rahat olacaktır.

İktidar yanlıları da muhalefet yanlıları da kısır çekişmeleri bırakıp akl-ı selim noktasına gelmelidirler.

Özellikle de iktidar yanlıları daha tahammüllü ve sabırlı olmayı ihmal etmemelidirler.

Muhalefetin attığı her adımı siyasi çürümüşlük olarak görmekten ve göstermeye çalışmaktan vazgeçmelidirler.

Yani daha mutedil olmaya özen göstermeliler.