İktidar sözcüleri tüm vaatlerinde “24 Haziran sonrasına” randevu veriyorlar. Mesela yapılacak yatırımların “24 Haziran’dan sonra” daha çok büyüyeceğini söylüyorlar.

Tıpkı faizlerin 24 Haziran sonrasında düşeceğini ileri sürdükleri gibi! Söylemlerine bakarsanız neler olacak neler!

Yatırımlar büyüyecek!

Faizler aşağı çekilecek!

Enflasyon düşecek!

Bütün bunlar nasıl olacak? Hâl ve hareketlerinden çıkardığımız sonuca göre bunlar emir komuta zinciri içinde gerçekleşecek gibi görünüyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilince tüm iplerin ellerinde olacağını ve hiç kimsenin Cumhurbaşkanı’nın söylediklerinin dışında bir şey yapmaya cesaret edemeyeceğini varsayıyor olmalılar.

Önlerinde ne Merkez Bankası engeli olacak ne de kabine içinde, “Bu yaptığımız doğru değil” diyenler olacak.

Herkes kulağını Cumhurbaşkanı’na verecek ve O ne derse harfiyen yerine getirilerek faizler de düşürülecek, yatırımlar da büyüyecek diye düşünüyor olmalılar.

İktidar partisi birbirine oldukça zıt görüşleri aynı çatı altında birleştirerek bugünlere kadar geldi.

Ama geldikleri noktada daha fazla bir arada durmalarının imkânsızlığı ortaya çıkmış bulunuyor.

Birinin ak dediğine öteki kara diyor ve bu anlaşmazlık hainlik suçlamasına kadar alıp başını gidiyor.

Merkez Bankası bir karar alıp faizleri artırıyor.

Bu karar üzerine iktidar partisinin bir kısmı, “Merkez Bankası oyuna getirildi” diye dövünürken bir kısmı da, “Yatırımcının güvenini tekrar kazanmanın tam zamanı” diyerek alınan kararı alkışlıyor.

Evet, bir süredir izlenen politikalar ile yatırımcının güveninin bir hayli sarsıldığı açık seçik görülüyor.

Yatırımcının güveninin tekrar kazanılması elbette çok önemli.

Ancak bu birbirine taban tabana zıt görüşlerle yatırımcının güveni tekrar nasıl kazanılır?

İktidar sözcülerinin sürekli 24 Haziran sonrasına randevu veriyor oluşları da bu yüzden olabilir.

“Bu halimizle kimseye güven vermemiz söz konusu olamaz belki 24 Haziran sonrası bunu başarabiliriz” diye akıllarından geçiyor olabilir.

İktidar partisi sözcülerinin yaptıkları açıklamalar on beş yıldır ilk defa bu kadar çaresiz kaldıklarının göstergesi olarak kabul edilebilir.

Şimdilik 24 Haziran sonrasının hayali ile yaşıyorlar.