Müslüman Kaymakam
Kitap fuarında üniversiteyi yeni bitirmiş bir gençle tanıştım. Kaymakamlık sınavı için kurslara gidiyormuş. Âdetim olduğu üzere, önce kendisinden izin alarak bazı sorular yönelttim.
-Okuma yazma biliyor musunuz?.. Şaşırdı. Osmanlıca biliyor musunuz diye ilave ettim, az biliyormuş. Müslüman bir kaymakam için bunun yeterli olmadığını söyledim.
-Coğrafya sorusu:
-AB üyesi olmayan iki Avrupa ülkesini sayar mısınız?
- Biri Finlandiya’dır dedi ve sınavı kaybetti. (Doğrusu: Norveç ve İsviçre.)
Milli Kimlik ve kültürden kopmuş yabancılaşmış bir genç Osmanlıca bilmese olur, lakin kaymakam olmak isteyen Müslüman bir gencin Osmanlıca bilmemesi çok büyük bir eksiklik ve ayıptır.
Bahis konusu genci yüzde on ayıplıyorsam onu yetiştiren üstadları ve ağabeyleri yüzde doksan suçluyorum.
Müslüman bir kaymakam neler bilmeli?
Fuzuli divanını okuyabilecek kadar Türk Edebiyatı kültürüne sahip olmalı. Sadece Fuzuli ile iş bitmez. Ziya Paşa’yı bilmeden Müslüman bir idareci olmak mümkün müdür?.. “Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın / Adem görünen harları âdem mi sanırsın?”
Tarih kültürüne sahip olacak.
Beşeri ve İktisadi coğrafya bilecek. Singapur hakkında, 10 üzerinden en az 7 not alabilecek tutarlı bir kompozisyon yazacak.
Sanat, estetik, güzellik, mimarlık, peyzaj mimarlığı kültürüne sahip olacak. Bu kültüre sahip olmazsa il ve ilçenin çirkinleşmesini önleyemez.
Milli ve İslami sanat dallarından biri ile meşgul olacak. Mesela hattat olacak, mesela (müzik kulağına sahipse) tambur çalacak.
Müslüman Kaymakamın iki kanadı olacak, zahir ve batın. Kimse bilmeyecek ama bir mürşid-i kamile, icazetli gerçek bir şeyhe bağlı olacak. Söylemeye hacet yok, şeyhi sahte olmayacak ve beyimiz tarikat holiganlığı yapmayacak.
İdarecilerin Hikmet-i İslamiyye bilmeleri gerekir. Farabi’nin El-Medinetü’l-Fâzıla kitabını hiç duymamış… Vah vah!
Kaymakam bey amatör değil profesyonel psikolog olması gerekir.
Kaymakam beyefendi ilçenin en kültürlü, en faziletli, en ahlaklı, en mürüvvetli, en fütüvvetli, en otoriter, en halim, en müdebbir insanı olmalıdır. Mecazi manada filozof olmalıdır.
Artık çok şükür memleketimizde, eskisine nazaran geniş bir din fikir ve kültür hürriyeti bulunmaktadır. Bu hürriyeti iğtinam ederek (ganimet bilerek), ileride dine ve devlete hizmet edecek çok güçlü, çok üstün, çok vasıflı, çok ehliyetli, çok liyakatli genç elemanlar yetiştirilmelidir.
Talebe yetiştiren İslami sivil toplum kuruluşlarının sorumluluğu ve vebali büyüktür.
Siyasal bilgiler fakültesine göndermekle, bir yurtta barındırmakla, yemek yedirmekle, burs vermekle kaymakam yetişmez.
Müslüman kaymakam paralel ve alternatif bir eğitimle yetişir.
Herkes kaymakam olamaz. Tahtasının ve kumaşının kaymakamlığa müsait olması gerekir.
Kavak tahtasından kaymakam olmaz, patiska bezinden veya güllü basmadan da kaymakam olmaz.
Bazı karakter tipleri (Sekiz çeşittir) kaymakamlık yükünü kaldıramaz.
İyi bir kaymakamın Japon kültürü hakkında yeterli birikimi olması lazımdır. Japon selamı nedir?.. İkebana nedir?.. Japon çay seremonisi nedir?.. Japon nezaketi nedir?.. Bunları bilecek.
Küçük Singapur’u büyük devlet yapan Cambridge mezunu Çinli Lee’yi bilecek.
Din âlimi olmayacak ama yeterli miktarda akaid, fıkıh, usul-i fıkıh, usul-i tefsir usul-i hadis ilm-i kelam, siyer bilecek.
Kaymakamların el yazısı harikulade güzel olmalıdır.
Kaymakamın çocuklarına herkes hayran kalmalıdır.
Müslüman kaymakam, sabah namazları dâhil sık sık camiye gitmelidir, lakin dinin derinliğine inememiş yüzeyde kalmış kimselerle arasında mesafe olmalıdır.
Müslüman sivil toplum kuruluşları böyle kaymakamlar yetiştirmelidir.
***
3 Haziran Pazar Günü Ayasofya’daki fuarda kitap imzalarken birde baktım ki, karşımda Diyanet İşleri Başkanımız Profesör Ali Erbaş beyefendi var. Fuarı geziyormuş, ayaküzeri on dakika kadar sohbet ettik. Arzu ederler ve izin verirlerse kendilerine bazı konularda notlar kısa raporlar gönderebileceğimi söyledim, kabul buyurdular. İnşallah bayramdan sonra bazı faydalı dosyalar yollayacağım.
***
Cumartesi gecesi biraz hastaydım. Gecenin geç vakitlerinde kapı zilimi çalmışlar ama duyamamışım. Konu neymiş? Binanın önünde park etmiş olan otomobilimi çekmem gerekirmiş. Sabahleyin bunu duyunca doğrusu tepem attı. Yahu gece kapı çalınır ve yumruklanır, vatandaştan böyle bir istekte bulunulabilir mi? Gerekçesi de şuymuş: Sultanahmet Camii’ne bir bakan bey gelmiş, araba onun için çekilecekmiş. Muhterem Bakan beyin bu hadiseden haberi yoktur zannediyorum, olsaydı asla izin vermezdi. Yaşlı ve hasta bir vatandaşın, gecenin geç ve ıssız bir saatinde kapısı yumruklanıyor... Otomobilini oradan çek. Mübarek Ramazandayız kötü konuşmamak lazım...
***
Kitap fuarında bir beyefendi henüz sekiz aylık ciğerparesi için bir kitap imzalattı, kendisini tebrik ediyorum. Ebeveynler çocuklarına özel kütüphane hazırlamalıdır. Cenâb-ı Hak o bebeğe sıhhat selamet nasip etsin. Okuyup anlamaya başlayınca faydalı kitabı mütalaa etsin, bilgilensin.
***
UYARILAR
Oruçluyken gıybet etmeyelim, ibadetlerimizin sevabı gitmesin.
İftar ziyafetlerimize en az bir temiz fakir çağıralım.
Ahlakımızı düzeltelim, Kuran Sünnet İslam Peygamber Evliyaullah ahlakı ile ahlaklanalım.
Her Müslüman’ın öğrenip bilmesi farz olan temel ilmihal bilgilerini öğrenelim.
Bütün Müminleri kardeş bilelim, kardeşliği bozacak laf ve iş etmeyelim. Birbirimizi sevelim, sevilelim, destekleyelim, yardımlaşalım.
Orucu fırsat ve bahane bilerek, İslam ahlakına yakışmayacak şekilde yemeyelim. Ramazanda kilo almayalım, kilo verelim.
Ahir zamanda yaşıyoruz dikkatli olalım, hazırlıklı yapalım, tedbir alalım, yan gelip yatmayalım.
Ramazanda namaza başlayanlar, bayramdan sonra bırakmasınlar. Beş vakit namaz bir aya mahsus değildir. Yakin (ölüm) gelinceye kadar kılınmalıdır.
Zekâtlarımızı Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde, hak eden gerçek şahıslara temlik suretiyle verelim. Tüzel kişilere, derneklere vakıflara sivil toplum kuruluşlarına zekât verilmez.
Her türlü israftan kaçınalım, kanaat ile yaşayalım.
İnfak edelim, paylaşıcı olalım.
Birinci sınıf lokantada tek başımıza yemek yiyeceğimize, aynı para ile yanımıza birini alarak ikinci sınıf lokantada yemek yiyelim.
Dünya hayatının yaman bir imtihan olduğunu hiç unutmayalım ve sınavı kazanmak için neler yapmak, nasıl çalışmak gerekiyorsa öyle yapalım.
En büyük düşmanımız olan nefislerimizi terbiye edelim.
Eroin ve kokainden beter olan, cep telefonu bağımlılığı gibi kötü adetlerden kurtulalım.
Az tüketerek, hiç israf etmeyerek, et yerine kıymalı yeşil mercimek yiyerek enflasyonu, pahalılığı frenleyelim.
Dinimizin beyinsizlik ve azgınlık olarak gördüğü her türlü aşırılıklardan kaçınalım.
Aklımızı geliştirelim, akl-ı selim haline getirelim.
Kendi re’y, heva ve hevesimize tabi olmayalım. İşlerimizi kâmil, güvenli, yüksek görüşlü kimselere danışarak görelim.
Sabrederek, namaz kılarak, zekât vererek, ilmihalimizi öğrenerek, ahlaklı ve faziletli Müslümanlar olarak Allah’tan yardım isteyelim.
Rahmete nail olmak için kendimize, Müslümanlara, insanlara merhamet edelim.
Çocuklarımızı, doktor mühendis hukukçu olmaktan önce, iyi insan iyi Müslüman olarak yetiştirelim. Buna gücümüz yetişmezse, ehliyetli hocalara, rehberlere, mürşidlere verelim.
***
SEMAVİ EYİCE
Miladî doksan altı, hicrî takvimle yüz yaşında vefat etti. Gerçek bir ilim ve kültür adamıydı. Hakikî İstanbul beyefendisi idi. Ciddî kültüre sahipti. İlim ve kültür adamlığı haysiyetini korumuş, hiçbir küçüklüğe tenezzül etmemişti. Galatasaray Lisesi mezunu idi. Değeri, daha lise talebesiyken belli olmuştu. Almanya ve Avusturya’da tahsil görmüştü. Çok değerli bir şahsî kütüphanesi vardı. Dört yüz kadar kitabı ve ilmî makalesi vardır. İlmini, kültürünü, irfanını siyasete ve ideolojilere alet etmemiştir. Ciddiyet, vakar, haysiyet, itidal sahibi idi. İstanbul nezaket ve kibarlığına sahipti. Yerinin doldurulması çok zordur, belki de imkânsızdır. Cumhurbaşkanımız kadirbilirlik göstermiş, cenazesini omuzlamış ve Fatih Camii haziresine defnettirmiştir. Mevla-i Müteal rahmet eyleye. (Başta Galatasaray Lisesi olmak üzere, ciddî ve köklü eğitim kurumlarımızda, tahtası ve kumaşı sağlam istidatlı öğrencilere, özel ve alternatif yollarla mükemmel Osmanlıca, yeterli miktarda Arapça Farsça öğretilmeli, onlara edebiyat tarih sanat Osmanlı Enderun Dersaadet kültürü kazandırılmalıdır. İnşallah ileride, içlerinden biri veya birkaçı Semavi Eyice gibi olur. Allah’tan ümit kesilmez...)