Trudeau sana söylüyorum!
Trump kendine bir “şamaroğlanı” buldu. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden verip veriştiriyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ticaret Danışmanı, Ulusal Ticaret Konseyi Direktörü Peter Navarro, “Başkan Trump’ı arkasından bıçaklamaya çalışan tüm yabancı liderler için cehennemde özel bir yer var” dedi. Bunun Türkçesi “Cehenneme kadar yolunuz var” demek.
Sahi, kim kimi “arkasından bıçaklıyor”. Ortada “Sende mi Brütüs” olayı var. “Kötü niyetli” olan kim, Trump mı, Trudeau mu!
Trump, Trudeau için “İki yüzlü”, “zayıf kişilikli”, “uysal ve nazik” görünen ama “iki yüzlü davranan biri” yakıştırmaları yapıyor.
Hakaretlerin bini bir para, diplomatik nezaket filan hak getire. Macron da Trump’ı akılsızlık, anlayışsızlık, “öfke krizi”ne kapılmak, “G7’nin diğer üyelerine politika dikte ettirmeye kalkışmak”la suçlamıştı.
Bu adanlar “kıral” değil, yeryüzü tanrıları!? Trump kendini “Tanrılar Tanrısı” olarak görüyor sanki. Ve bu savaş “Tanrılar savaşı”.
Arapların Lat, Menat, Uzza’sı vardı. Bir de Tanrılar Tanrısı Hubel. Hani şu Mısır’ın Zeus’u gibi bir şey Trump kendini Zeus sanıyor. Kim bilir belki de Şeytan kendini Zeus diye gösterip onun bedeninde hayat buldu. Sanırım bu hani şu “Yunan Tanrıları”nı Avrupa ülkeleri arasında taksim edecek olsa. Aşk tanrısı en çok Fransa, Kanada, İspanya, Yunanistan’a yakışır sanki. Savaş Tanrısı Almanya’ya yakışır gibi geliyor bana. Hades dünya derin devletinin Tanrısı olsa gerek.
Denizlerin ve toprakların hakimi Posedion İngiltere Kıraliçesi olsa gerek. Terasa May kendini Hera mı sanıyor?
Biliyorsunuz Mitolojide 12 Titan devrilir ve yerine Olympos’lu tanrılar geçer, yeni bir düzen oluşur. Şimdi “Yeni Dünya Düzeni” çerçevesinde 3. Kuşak tanrılar işbaşı yaptılar. Bunlar bir öncekiler gibi Olimpos’ta oturmuyor. Bir kısmı ABD, bir kısmı İngiltere’de oturur. 7’si büyük tanrıdır, 55’i yardımcı..
Büyük tanrı, tanrılar tanrısı Rothchild’dir mesela. Rockefeller 2. sırada. Dolar bunların Tanrısal gücünü ifade eden büyülü bir kağıttır.
Amerika’daki tanrıların bir kısmı Brodway’de, bir kısmı Manhattan’de, bir kısmı Broklin’de, bir kısmı Holywood’da oturur. Herhalde Tartaros Harleme yerleşmiş olsa gerek.
Savaş Tanrısı “Ares” herhalde bugünlerde batılıların “Ortadoğu” dedikleri yere gönderilmiş olsa gerek.
Bunlar bize saçma gelebilir ama, bakın, Atina, Paris, Avrupa, Hijyen, Atlas, Mercedes, Apollo, Hermes, Olimpia, Promete gibi birçok kelime aslında mitolojik isimleri ifade eder.
Siz “Nektar”, “Nektarin” diyorsunuz ya, tanrılar “nektar” ile beslendikleri için sürekli genç kalırlar!. Hijyenik” dediğinizde, “Temizlik tanrısının istediği gibi” demiş oluyorsunuz. Hani Müslümanlar “Bismillah” derler ya, işte öyle bir şey.
Yeryüzünde İlahlık ve Rablik taslayanlar hâlâ aramızdalar. Kimi politikacı kılıklı, kimi işadamı, kimi din adamı, kimi bilim adamı kılıklı, sanatçı, gazeteci kılıklı tipler bunlar. “Mode”ler, “Norm”lar oluşturuyorlar. Onlara uymayanlar, dışlanıyor ve bir şekilde cezalandırılıyorlar.
Bu lanet olası “Tanrılar” öfkelendiklerinde savaşlar çıkarabiliyorlar, darbeler yapabiliyorlar, terör örgütleyebiliyorlar. Bu hedefe ulaşmak için ekonomik ve siyasi krizler çıkarabiliyorlar. İnsanları birbirine düşürebiliyorlar. Hayvanları öldürüp, ekinleri talan edebiliyorlar. Bu şekilde yeryüzünü fesada verebiliyorlar. Media üzerinden kahramanları hain, hainleri kahraman gösterebiliyorlar. Media bu anlamda “Tanrıların gözü ve sözü”dür.
Tekrar Trudeau’ya dönecek olursak, Trump Trudeau’ya karşı sesini yükselterek aslında Macron, Merkel, May, Abe’ye karşı ağzından şimşekler saçarak meydan okuyor. Trudeau’nın bacaklarını ayırarak ötekilerin gözünün kirişini kırmak istiyor.
Bu Tanrılar savaşıdır. Macron Aşk Tanrıçasının sözcüsü. Deniz ve Okyanuslar Tanrısının sözcüsü Rothschild’e sırtını dayayıp Zeus’a kafa tutuyor. Zeus, diğer tanrılarla ihtilafa düşünce gitti, küçük bir Titan olan Kuzey Kore tanrısını, “Hades” uyurken hapsedildiği yerin altından çıkartıp günyüzüne çıkardı.
Titanlar yeniden yeryüzüne dönüyor. İlk Titan “İsrail”di. 3. Kuşak Tanrılar, Olimpos’culardan destek görmeyince öyle anlaşılıyor ki, Titanlara yöneldi. ABD’nin Kudüs projesine destek verenler, Titanikler’den minik “Tanrıcık”lardı. Trump gitti, şimdi Kuzey Kore’de bir Titanı daha uyandırdı.
Bana kalırsa Tanrılar savaşı ha başladı başlayacak.
Tanrılar çok öfkeli. Tanrılar çıldırmış durumda. Tüm Şeytanları başlarına toplamış gözüküyorlar.
Bakalım ABD şimdi ne yapacak. Bakalım yeni hedefi neresi olacak. Rusya mı, İran mı, Latin Amerika mı. Mısır veya Suriye, Irak, Suudi Arabistan’da bir yer de olabilir. Afrika ya da Türk Cumhuriyetleri. Bunlardan herhangi biri olabilir.
İşin aslı, kendilerini “yeryüzü tanrıları” olarak gören bu adamlar, kendilerine yeni bir savaş yeri arıyorlar..
Şeytan boş durmuyor, bugünlerde serbest kalacak ve sevdikleri ile yeniden kucaklaşacak. Şeytan için fazla mesai günleri başlıyor.
“Mitoloji kahramanları” aslında insanların ihtiraslarından beslenen Şeytan ve Hannas gibi kötülük misyonerlerinin ürettikleri, gizledikleri ya da açığa çıkardıkları kimi zaman hayali, kimi zaman gerçek karakterlerdir. Mesela, F. Gülen de böyle bir karakterdir. Katolizmin kurucusu Saul de böyle biri idi. Firavunlar ve Nemrutlar da bu tür karakterler. Hitler, Stalin ya da Trump fark etmiyor. Bir sanatçı olarak aramıza karışan birileri de olabilir bunlar. İdolleşirler. Her “idol” bir “put”dur. Her put potansiyel bir Tanrı’dır. Aman dikkat. “Sakın Şeytan sizi Allah’la aldatmasın.” Sakın aklınızı kiraya vermeyin. Sakın din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin”. Bu İlahlık taslayanlara “La ilahe” diyin ve yalnız Allah’a kulluk edin. Kula kulluk etmeyin. Ramazan’ın sonuna gelirken, serbest kalacak Şeytana karşı kardeşlerimi ve kendi nefsimi uyarmak istedim. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.