Tesettürlü Hanımlar
TESETTÜRLÜ, dindar hanım ve kızların sokakta, caddede, meydanda, açık mekânlarda gülmesi, gülümsemesi, hele kahkaha atması çok ayıptır, İslam görgüsüne aykırıdır.
***
Dindar üniversiteli kızların erkek kadın karışık oturulan kahvehanelere, çayhanelere gidip oralarda herkesin arasında çay kahve meşrubat içip, bazısının nargile tokurdatması çok ayıptır.
***
Görgülü dindar hanımlar ve kızlar açık yerlerde cep telefonu ile konuşmazlar. Hele sokakta yürürken…
***
İslam flörte izin vermez.
***
İslam ahlakı ve görgüsü ile Dönme ahlak ve görgüsü arasında uçurumlar vardır.
***
Kibar ve görgülü bir Müslüman, masa rezervasyonu olmayan basit bir halk/esnaf lokantasına gittiğinde, boş sandalye olan masaya oturmadan önce, o masadakilere selam verir, “Afiyet olsun, oturabilir miyim?” diye sorar, izin ister.
***
Terbiyeli ve görgülü Müslüman ziyafetlerde, açık büfelerde deliler gibi tıkınmaz, ölçülü, makul ve dengeli hareket eder.
***
Vasıflı Müslüman’ın cebinde faydalı küçük bir kitap bulunur. Toplu taşıma vasıtalarında (Çok sıkışıklık yoksa) onu okur.
***
Marka fetişizmi vasıflı ve olgun Müslüman’a yakışmaz. Pahalı kravatının rüzgârla ters dönmesinden çok hoşlanan kişi, vasıflı ve görgülü bir Müslüman değildir.
***
Vasıflı Müslüman’ın cebinde güzel bir dolmakalem ve yine güzel bir defter bulunur.
***
Kültürlü Müslüman’ın el yazısı cahil yazısı olmaz.
***
Vasıflı Müslüman siyasî vazifeleri olduğunu bilir ama o politika holiganlığı yapmaz.
***
Vasıflı Müslüman bilmediği konuları bildiğini iddia etmez; ettiği takdirde, vasıflı olmaktan çıkar.
***
Vasıflı ve olgun Müslüman beş vakit namaz kılar. İslamî ölçütlere göre namazsızlıkla vasıf ve kemal bir arada olmaz.
***
Geliri, serveti müsait olan her kültürlü Müslüman’ın salonunda orijinal hatlı ve tezhipli bir Hilye-i şerif levhası bulunur. (Çok kaliteli olmaz ama iki bin liraya büyük boy, yazısı ve süslemesi orijinal bir Hilye edinilebilir.)
***
Vasıflı ve kültürlü Müslüman her gün faydalı kitaplar ve yazılar okur.
***
Vasıflı Müslüman, her işinde âdil ve insaflıdır.
***
Vasıflı beş Müslüman, üç kişilik yemekle doyar. Vasıfsız üç Müslüman, beş kişilik yemekle doymaz.
***
Vasıflı Müslüman hem savcılık, hem hâkimlik, hem cellâtlık yapmaz.
***
Vasıflı Müslüman parayı pis ve kirli görür. Para işi yaptıktan sonra elini yıkar.
***
Vasıflı Müslüman, Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimetleri paylaşır.
***
Vasıflı Müslüman farz namazları, şer’î bir mazereti yoksa cemaatle kılar. Şer’î olmayan şeytanî mazeretlerle cemaati terk etmez.
***
Vasıflı Müslüman, zengin de olsa orta halli yaşar. Çok vasıflı ise, fakirane yaşar.
***
Vasıflı Müslüman zevzeklik, gevezelik, gıybet, iftira etmez; başkalarının gizli ayıp ve günahlarını araştırmaz. Öğrenecek olursa gizler, saklar.
***
Vasıflı Müslüman zamanın meşru İmamına biatli ve itaatlidir.
***
Vasıflı Müslüman, riyasete talip olmaz. Talip değil matlub (istenen) olursa, ehliyeti yoksa yine kabul etmez. O, riyasetin ateşten bir gömlek olduğunu bilir.
***
Vasıflı Müslüman, insanı gurur ve kibre götüren; tantanadan, şatafattan, ihtişamdan, debdebeden, âlâyişten, davul zurnadan, lüksten hoşlanmaz.
***
Nefsi, emmâre derekesinden olan hiçbir kimse vasıflı ve olgun Müslüman olamaz.
***
Vasıflı ve olgun Müslüman kendini övmez, nefsini tebrie etmez (aklamaz).
***
Vasıflı Müslüman safları yara yara, insanları çiğneye çiğneye, eze eze, yıka döke ön safa geçmez.
***
Vasıflı Müslüman gönül yıkmaz. Gönlün, kıblegâh-ı Kibriya olduğunu bilir.
***
Havf ve reca arasında bulunmayan kimse olgun olamaz.
***
Vasıflı ve olgun olmak için zülcenaheyn olmak gerekir. İki kanadı olmayan uçamaz.
***
Vasıflı ve olgun Müslüman olmak için Kur’an, Sünnet, Fırka-i Nâciye ve Cemaat dairesi içinde bulunmak gerekir.
***
Kindar kişinin dini yoktur.
***
Çile çekmeden kemal edinilemez.
***
Akıl yeterli değildir, akl-ı selim sahibi olması gerekir.
***
Din ayrı dünya ayrıdır diyen, değil dindar olmak, dinden çıkar.
***
Bir aça yapılabilecek en büyük hizmet ve yardım, ona bir tabak balık yemeği yedirmek değil, balık tutmasını öğretmektir.
***
Tabağında yemek, sofrada parça ekmek bırakıp, bunların çöpe atılmasına sebep olan kişi asla olgun ve vasıflı Müslüman olamaz.
***
Allah’tan korkmayan, kullardan hayâ etmeyen kişiden kaç.
***
Lüks pahalı ayakkabısıyla övünen kişi, dıştan kibar görünse de ayak takımından biridir.
***
Hastalarına, müşteri gözüyle bakan Müslüman doktor tıp etiğini çiğnemiştir.
***
İç barışını ve sosyal uzlaşısını yitirmiş bir toplum çok hastadır ve batışa, yıkılışa doğru gitmektedir.
***
Kötü düzenlerin haram nimetlerine aç kurtlar gibi saldıran din sömürücüleri, yiyiciler, hortumlayıcılar, şayet Müslüman iseler vasıflı Müslüman değil, kalitesiz alçak Müslüman’dır.
***
Eski sâlih dindar Müslümanlar bizleri görseler bunlar nasıl Müslüman derlerdi.
***
Müslümanlar, bugünkü kopukluğu ve parçalanmışlığı giderip, başında mü’minlerin kendisine biat ve itaat ettiği râşid bir İmam bulunan tek bir Ümmet haline gelmezlerse kurtulamazlar.
***
Siyonistler, protesto ile miting ile ıslah olmazlar. Onlar kuvvetten anlar. İslam dünyasında bu yok. Kuvvet birlikten doğar, birlik yoksa kuvvet de yoktur.
***
Bendeniz o muhterem zatın fikirlerini, görüşlerini, siyasetini, ahlakını, karakterini biliyorum. Bugün, onun yolundan gittiğini, onun hizmetini sürdürdüğünü iddia edenlerin çoğu onun yolunda değildir. O bir vadidedir, onlar bambaşka bir vadide.
***
O adamda tavuk aklı kadar akıl ve tedbir yoktur. Ortadoğu’yu nükleer, biyolojik, kimyasal silahların kasıp kavuracağını, her şeyin altüst olacağını tahmin ediyor ama kendisine hiçbir şey olmayacağını sanıyor.
***
Salihlefâsık arasındaki farklardan biri: Salih az yemekle doyar, fasık çok yemekle doymaz.
***
Usul-i fıkıh dersleri alan, tefsir okuyan üniversiteli Müslüman bir genci, kendisinden izin alarak imtihan ettim. Osmanlı okullarında okutulan ve öğretilen en basit ilmihal bilgilerini bile bilmiyordu.
***
O ihtiyar muhterem zata eziyet edenler, yaptıkları kötülüğün cezasını er veya geç çekeceklerdir.
***
Aşırı müstehcen yayın yapan fitneci fesatçı Şeriat düşmanı; dinsiz, fasık, facir, densiz medya organında, bugün mübarek cumadır, ne gibi dualar yapmalı başlığını gördüm.
***
Kötü din okullarında iyi ve vasıflı dindar yetişmez, hele din hocası hiç yetişmez. Nadiren birkaç kişi yetişse de o istisnalar kuralı bozmaz.
***
SORU: Ehliyetli, liyakatli, muhlis (ihlâslı), zülcenaheyn bir hocadan ihlâs dersleri alıyor musunuz? İHYÂ’nın ihlâs bölümünü okudunuz mu?