CHP Türk milletine ve Türkiye’ye nâmahremdir
Türk solcularında ahmaklık o kadar ileri ki, Chp’nin umum başkanı “Bütün islâm devletlerine sesleniyorum, lütfen laikliği benimseyin… İslâm dünyasında laikliğin ne kadar önemli olduğunu terör bize göstermiştir. Terörün panzehiri laikliktir” diyor.
Aslanla eşeğin mecazi varlığını hesaba katmadan tercihini eşekten yana yapan solcu /Chp’li öğretmen gibi, Müslümanlara “laikliği benimseyin…” diyebilen kafa ancak Türk solculuğundan ve Chp’den çıkar.
Ahmaklık o derece ilerlemiş ki, Chp’li bir belediyenin resmî gazetesi, Hz. Peygamberimiz Efendimiz hakkında karikatürler yayınlayan lâ-dinî Fransa’nın dinsiz Charlie Hebdo dergisinin Türkçe nüshalarını “Yaşasın Karikatür” manşetiyle birinci sayfasına koyarak Müslümanların ezelî düşmanlarının yanında yer alabiliyor.
MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATAN CHP
Chp’lilerin Müslüman mahallesinde salyangoz satmak eblehliği yeni bir şey değil, doksan yıldır mahallemize mensubiyeti olmadığı hâlde seçim zamanlarında gelir ve “salyangoz satıyorum” diye birkaç nutuk atıp, çekip gider.
Solcu deyince Allah’la Kitap’la işi olmayanlar akla gelmez mi? Âmâ üstadım Cemil Meriç, “Hudutlarımızdan salgın bir hastalık gibi girer sol, arazı meçhul bir hastalık. Solcu, ithamların en korkuncu… büyüden meş’um, bedduadan netameli...” dediğine göre, demek ki Türkiye’deki solcu ve Chp zihniyetinde ahmaklık had safhada.
Genetik ve felsefî olarak sol ve Chp “hayır” demek için yaratılmış birer hilkat garibesidir. Aklı ve mantığı dinî olana ters olduğu için dinimizce ve milletçe kabul görmüş her şeye karşı çıkıyor. Bu ülkede var olduklarından bu yana sol ve Chp’nin her şeye “hayır” dediği malûm.
MEŞ’UM HUYLARI VARDIR CHP’NİN
Ömr-ü siyasetleri “Köprüye hayır”, “barajlara ve duble yollara hayır” demekle geçer. “Darbeci anayasayı değiştirelim” teklifi götürürsünüz, çıldırmışçasına ona da “hayır” diye bağırır. Yeni nesil bilmiyor, sözümüz onlara; Chp ve sol dinî değerlere kayıtsız olmak ve hastalıklı bir muhalefet mânasına gelir. En kestirme târifi budur.
Bu güruhun yandaş kafaları “Pavarottiler iptal edildi, Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları lağvedildi…” diye çığlık atmaya başladılar bile.
Hele durun! Kemalist-Batılı Cumhuriyet kültürüne ve kurumlarına dair daha neler lağvedilecek neler!
Hâsılı, bu ülkede İslâmî teamüllere karşı olmak ve aksi görüş üretmekle malûl bir mantaliteye sahip yazısı turası silinmiş bir partidir Chp. Bu sebeptendir ki millet nezdinde meş’um sıfat ve huyları olan, güvenilmez ve evin nâmahremi sayılan yabancı biridir.
-------------------------------------
İLÂVE YAZI
PROF. DR. SUAT KIYAK HOCADAN İKİ KİTAP:
Prof. Dr. Suat Kıyak hoca safkan bir Elazığlı. Mert, fikirli, muhabbetli, şair ruhlu, mûsikîşinas ve kalem sahibi… Yerli ve son derece sağlam bir zihniyete sahip. İrfânî değerlerimizi bilen ve biyoloji uzmanı olduğu sahayı ilâhî kaynaklarla açıklayan, tasavvufî bakışa sahip bir ehl-i dil Suat Hoca.
İlk yazı ve şiirlerini Yoldaki Kalemler’de okuyup tanımıştım. Kendisine ulaşıp yazı ve şiirlerine devam etmesini arzu etmiştim. Hülâsa kendi kurduğu sitede ve başka mevkutelerde neşredilen yazı ve şiirlerini iki kitap hâlinde bastırmış.
“BİR NEFES, BİR KELÂM, BİR KİTAP…”
“Bir nefes, bir kelâm, bir kitap… ruh, beden ve gönül! Evrenin hakikatini arayış macerası içinde bir nefesin bir kelâma, bir kelâmın ise bir kitaba evrilmesi: Cenab-ı Hakk’ın nefhası / nefesi ile ‘Hayy’ olmuş, hayat bulmuştur ya!” İster mikro âlemden isterse makro âlemden bakalım ‘BİR’ ve ‘TEK’ in mevcudiyetine şahit oluyor muyuz? Oyuncular kural koyar mı?Projesiz bir ma’mûr, ölçüsüz elbise diken bir terzi kuralsız futbol oyunu… göreniniz, bileniniz var mı? Egoizmin esaretine ve dümyanın paryalığına mahkum eşref-i mahlukat’ın zihin dünyasındaki zincirleri kırmanın yolu tefekkür ve idrakten geçiyorsa, haydi buyrunuz… (…) Ayaklarından dünyaya zincirli insan, kır zincirlerini…”
“BİR BAK… BİR GÖR… BİR OKU..!”
“Rahmet sağanağından, ‘Bir’den uzaklaşarak, nasibini alamamış çorak gönül, çatır çatır çatlamış…. Ne ot bitmiş sinesinde, ne kelebekler uçuşmuş tepesinde… Göz var da ışık yoksa mekânda, görmez olur; kulak var da hava yoksa etrafta duymaz olur insan… Nefeslenmek huzur vermez ki; hoşnutluk yok ise… İki gözü ile bir gören, ‘Bir’i derinlikli (dört boyutlu) gören insan! Mecranın çokluk mâcerâsı aldatıcı değil mi? Bakan görür de, her görenin okuması var mıdır ki? Görüntü her zaman gerçek midir, öyle ise serab için demeli? Derya içinde susuzluk çekmek niye? Gönlündeki perdeleriyle, bâsiret ışığını engellemiş insan, aç perdelerini…”
Anlamlı, cezbedici, cerbezeli adı olan bu iki kitap yayınlanıp gönderileli dört-beş ay olmuş, fakat bu fakirin eline birkaç gün önce geçti. Belli ki gönderilen adreste beklemiş veya bize ulaştırılmaya unutulmuş. Zararı yok, ilk geceden kitaplardaki daha önce okuduğumuz yazı ve şiirleri hızlı ve okumadıklarımız yavaşça kıraat ettik.
Zihnimizde ve dimağımızda Suat Kıyak Hocanın icazlı kısa ve kıssalı anlatımlı cümleleri kaldı. Kitaplarda kalbe, gönle, dimağa ve hazret-i insan olmağa dair her şey var… Sıkıcı değil, akıcı, kolay ve temiz bir Türkçe ile yazılmış metinler sık sık araya giren tasavvufî bakışa sahip şiirlerle, mevzu ile alâkalı ilginç resim ve figürlerle takviye edilmiş…
Böylesine güzel iki kitapta kusur aramak edepten değildir, fakat söylemeden edemeyeceğim, hurufat karakteri çok küçük. Göz numarası sıfır yirmiş olan dahi okurken zorlanabilir. Ne vardı bu kitaplar 12 karakter hurufatla basılsaydı… Hayırlısı, ikinci baskıya inşallah.
Bu iki güzel kitaba “Nefes ve Kelâm” sitesinden ve [email protected] e. adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.