Hilafet İmamet
Hilafet, İmamet yokluğundan şikayet edip duruyorsun, derdin nedir senin?
CEVAP. Resulullah Efendimiz “Zamanındaki Halifeye biat etmeden önce ölen kimse, sanki cahiliyet ölümü ile ölmüş olur” buyurmuş da ondan. (MÜSLİM)
***
Musallî Müslüman ile müsallâ Müslümanı bir olur mu hiç?
***
Vazifesini yapmak için çalışıp çırpınan Müslüman ile yan gelip yatan Müslüman bir olur mu?
***
Uyanık Müslüman mı aramak istiyorsunuz, sabah namazı vaktinde camilerde arayınız onu.
***
Yurttaki öğrencilerin yüzde doksanı, belki daha fazlası en basit ilmihal bilgilerinin cahili; yurt idaresi duşların daha lüks olması için çalışıp çırpınıyor.
***
Karnı açtı, parası azdı, bir açma aldı, parka oturdu; açmanın bir kısmını ayaklarına sürünen kediye verdi, birkaç lokma kuşlara attı.
***
O terbiyeli sarhoşla ülfet ve ünsiyet edilebilir ama şu kendini beğenmiş, mağrur, mütekebbir, ucba batmış sahte dindarla yarım saat birlikte olmak azaptır.
***
Günahkar ve azgın şehrin ahvalini sordum, “Ağabey durum çok iyi kardeşler çalışıyor” dedi. Bir hafta sonra oraya gittim, durum berbattı. İçki, çıplaklık, fuhuş, dinsizlik, donsuzluk almış yürümüştü.
***
Türkiye’deki ve İslam dünyasındaki nice aykırı şahsiyetler Kripto Yahudidir. Bunların kökeni hakkında (sövüp saymadan, hakaret etmeden) ilmî ve objektif araştırmalar ve incelemeler yapılmalıdır. Mesela, Libya diktatörü Kaddafi’nin Yahudi olduğunu biliyor musunuz? New Yorkta yayınlanan Yahudi FORWARD gazetesinde 28 ocak 1994 tarihinde Hillel Halkin imzasıyla yayınlanan çok önemli yazıyı okudunuz mu?
***
Türkiyede dünya çapında büyük düşünür, filozof var mıdır, yok mudur? Sıradan küçük düşünürleri kasd etmiyorum. Dünya çapında büyük düşünür diyorum. Böyle düşünür ve filozofların kitapları yabancı dillere çevrilir.
***
Türkiye’yi yüceltecek, ön safa çıkartacak, dünyaya örnek kılacak fikirleri, görüşleri, plan ve programları, projeleri olan kaç kişimiz var? Varsalar ortaya çıksınlar, zuhur etsinler.
***
Sağlık sistemi ilaç fabrikalarının ve hastahane endüstrisinin kontrolüne girince, toplumsal sağlık uçar gider.
***
İstanbul’un havası o kadar bozuldu ki, yüzünden sağlık fışkıran binde bir kimse bulamazsınız. Renkler soldu, koyu kirli sarılaştı.
***
İstanbul’da sağlıklı, doğal, gerçek peynir bulmak çok zorlaştı.
***
Marketlerde çok ucuza bal satılıyor. Hükümet ve belediyeler bunları niçin tahlil ettirmiyor? Bu kadar ucuza bal olmaz.
***
Merhum Adnan Kahveci anlatmıştı. ABD’de okurken, bazen bursların ödenmesi gecikirmiş, cep harçlığı edinmek için lokantalarda bulaşıkçılık yapar, benzin istasyonlarında çalışırmış. Bizde şimdi böyle şeyler düşünülemez. Herkes maaşlı memur olmak istiyor. Bizim gururlularımız bulaşıkçılık yapmazlar.
***
Gerçekten erdemli olan kimseler, erdemli olduklarını söylemezler... Erdemli olmayan kimselerin ben erdemliyim demeleri ise yalan ve aldatmak olacağından, onlar da söyleyemez. bendeniz ikinci sınıftanım. Erdemli olmadığım için erdemli değilim.
***
Kemalistler ona çok kızıyordu ama Peyami Safa büyük bir düşünür ve edibti. Yeri boş kaldı.
***
Refi’ Cevad Ulunay gibi bir gazeteci yazar bir daha gelmez. Siz onun Balçıklı Edhem isimli, gerçeklere dayalı romanını okudunuz mu? Bendeniz iki defa okudum.
***
Bu sıkıntılar ne zaman bitecek diye soran zata: Acele etmeyiniz efendim. Daha Sultan Abdülaziz’in âhı çıkmadı...
***
Bin tekir kediyi bir araya getirseniz, bir Bengal kaplanı etmezler.
***
Bin balık tuttum diye yaygara kopartana. Be adam, sen önce şunu şöyle: Hamsi mi tuttun, torik balığı mı?
***
Zina serbest bırakılınca, nesep güvenliği tehlikeye girer.
***
Kumkapı’da Nişancı camiine yakın MİHMAN Özbek lokantasına gitmenizi ve yarım porsiyon Buhara pilavı yemenizi tavsiye ederim. Yanında, porselen kase ile gök çay içersiniz. Cuma günü saat 13 ile 14 arasında kapalıdır.
***
Din içten çökertilince, din ism ve resmden ibaret kalınca her şey çöker. Bana inanmazsanız manzaraya bakınız.
***
“Size bir şey sormama izin verir misiniz efendim” deyince birden şaşaladım. Demek ki, hala efendim diyen birkaç kişi kalmış bu ülkede. Binde bir mi, on binde bir mi?
***
Nezaket kuralı: Kendini tanıtmadan, seni tanımayan birinden bir şey isteme, ona bir şey sorma. Şöyle başlamalısın: Ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Fadıl Yıldız, (o zat kendisinden büyükse) zat-ı alinize bir şey sorabilir miyim?
***
Posta ile mektup göndermek hemen hemen kalktı ama e-mail mektupları devam ediyor. Herkes, mektup kültürüne sahip olmalıdır.
***
Mektubunda acizane yerine acizhane yazmıştı. Notunu çok kırdım. Böylesi güzel çay bile demleyemez.
***
Tramvaya binen iki genç yüksek sesle konuşuyor, herkesin duyacağı şekilde bağırarak telefon mükalemesi yapıyordu. İlk durakta indim.
***
Camide Kur’an ve hutbe okunurken telefonuna bakmak, mesaj haber okumak, mesaj yazmak. Ne büyük ayıp ve görgüsüzlük...
***
İstanbul’un en kibar, görgülü, nazik insanlarının başında gerçek Cerrahî dervişleri gelir. Rastgele Cerrahî değil, gerçek derviş...
***
Müslümanlar hayır hasenatta birbirleriyle rekabet edemezler. Kardeşçe yarışmalarına izin verilmiştir. Rekabet düşmanlık ve çekişme doğurur.
***
Bir gün Boğaz’a gideceğim, Çubukludan memba suyu, Çengelköy’den ıspanaklı börek alacağım.
***
Sende akl-ı selim ve gerçek dindarlık olsaydı, öyle kasıla kasıla “Ben Allahtan korkarım” demezdin. Allahtan korkuyor musun sorununa verilecek cevap, yüzünü elleriyle kapatarak sessizce ağlamaktır.
***
Bendeniz o cerbezelilerle başa çıkamam, aşık atamam. Onlar büyük bir zatın mağrur müntesipleridir, bu fakir ise rütbesiz, değersiz bir Müslümanım.
***
Mütekebbirlerin dünyada ve ahirette işleri çok zordur. Allah onları sevmez. Allahın sevmediği kimselerin işi zor olur.
***
Rüzgarın sürüklediği bulutlarda sana yazılmış bir mektup var, başını kaldır ve onu okumaya çalış. Hangi lisanda mı? Bulut diliyle... Kendini biraz zorla, okuyabileceksin.