Sabaha başka uyanmak!
15 Temmuz’un yıldönümünde menfur darbe teşebbüsü ile ilgili yeni bilgi ve haberler ortaya çıkıyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsünden daha önce haberdar olduğu belli olan bir darbe yanlısı bakın neler yazmış:
Kim bilir belki sabaha başka uyanacağız! 14 Temmuz’da böyle yazan biri kim bilir ne büyük hayaller (!) kurmuştu!
Akılları sıra yandaşları darbeye teşebbüs edince halk sinecek ve evine kapanacaktı. Onlar da devleti ele geçireceklerdi!
Sonra da okyanus ötesindeki liderlerini törenlerle getirip ülkenin başına geçireceklerdi!
ABD’nin ve İsrail’in himayesine gireceklerdi! Evet, onlar böyle ham hayaller peşindeydiler.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Korkup, sinip evine çekileceği sanılan halk sokaklara döküldü.
“Ben bu işin profesörüyüm darbe teşebbüsü duyulunca kimse evinden dışarı adım atamaz” diye ahkâm kesenler bile rezil rüsva oldular.
Sabaha başka uyanma hayalleri de gerçeğe dönüşmedi.
Daha doğrusu onların hayal ettiği şekilde gerçeğe dönüşmedi.
Yoksa gerçekten sabaha başka uyandılar. Darbeyi başarıp ülkenin başına geçmeyi hayal ederken darbeyi ellerine yüzlerine bulaştırıp derdest edildiler.
Sabaha başka uyanan sadece bu kişi değildi! Okyanus ötesindeki ağa babaları da sabaha başka uyanma hayali ile yanıp tutuşuyordu.
Beddua seansları düzenleyip düşman olarak gördüğü kişilerin evlerinin gökten ateşlere maruz kalmasını diliyordu.
Bu bedduanın etkisinde kalan kimi gafiller gerçekten gökten ateş yağdırdılar ama yağan ateşler hasımlarının değil kendi evlerine isabet etti.
Çoluk çocuk perişan oldular.
Yani o beddua tersinden tuttu.
Hasımlarının helak olmasını bekliyorlardı kendileri helak oldular.
Sabaha başka uyandılar gerçekten!
“Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” misali kendi elleriyle tutuşturdukları fitne ateşinde yanmaya başladılar.
Yaşanan bunca gerçeğe rağmen hala darbe teşebbüsünden söz ederken tiyatro demeleri ise kafalarının nasıl şartlanmış olduğunu açık seçik ortaya koyuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.