1920 ve 2018: İki resim arasındaki farklar!
Yaygın bilmecelerdendir: İki resim konulur ve fark teşkil eden unsurların bulunması istenir…
13 temmuz 2018 Cuma günü Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş cumhurbaşkanı Cuma namazını Hacıbayram Camii’nde kıldı. Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100. Yıldönümüne iki yıldan az zaman kala yapılan bu hamle ne anlama geliyor?
23 Nisan 1920 cumasını Mustafa Kemal Paşa ve Milli Mücadele’nin öncü kadrosu da Hacıbayram Camiin’de kılmıştı. Cuma günü bilerek seçilmişti, çünkü cumanın mebrukiyetinden (hadi “kutsallığından” diyelim) istifade edilmek istenmişti. Cuma namazı kılındıktan sonra önde Kur’an-ı Kerim, Hacı Bayramdaki Sancak-ı Şerif ve Peygamber efendimizin “Lihye-i saadeti”, ardında ulema, meşayih, askerî ve mülkî erkân, açılışı yapılacak binaya doğru hareket etmişti... Binanın önünde dualar edilmesi, kurbanlar kesilmesi… İçeride sancağın Meclis kürsüsüne dikilmesi, Kur’an ve üzerine Lihye-i Saadet bohçasının yerleştirilmesi…ve nihayet Meclis’in açılışı için vilayetlerde yapılan hatimlerin ve Buhari Şerif kıraatlerinin duasının yapılması…
Büyük Millet Meclisi böyle açıldı, fakat hiçbir İnkılap Tarihi kitabı böyle bir açılıştan söz etmez!
13 Temmuz 2018 Cuma günü Hacıbayram camiinde Cuma namazı kılındıktan sonra ne Kur’an-ı Kerim, ne Sancak ve ne de Peygamberimizin sakalının telinin sarılı olduğu bohça kafilenin önünde idi. Gidilen yer de ilk Meclis değil, onun yüz metre kadar aşağısında olan 2. Meclis binası idi. (Bu karışıklık bilerek yapılmamışsa, hataya yol açan kimdir? Bunu bilmek gerekir diye düşünüyorum.)
İlk Meclis binası, yani Ulus meydanına bakan yapı, şimdi Kurtuluş Savaşı müzesi. Millî Mücadele boyunca, yani 3 yıl kullanıldı, Cumhuriyet de bu binada ilan edildi. İkinci Meclis binası ise 1924 yılının ekiminde açıldı ve 1960’a kadar kullanıldı. (Şimdi orası da Cumhuriyet Müzesi.)
Cumhurbaşkanımız, Devlet’i Selçuklu ve Osmanlı kökleriyle barıştırmaya yönelmekle kalmıyor, Millî Mücadele ve sonrasını da bir bütünlük içinde görmek istiyor. Devletin devamlılığı ve tarihin çatışma mevzuu olmaktan çıkarılması açısından bu hamlenin önemi tartışılmaz.
Dünkü resimle 23 Nisan 1920 arasındaki fark şimdiye kadar belirtiklerimizden ibaret değil. Mustafa Kemal Paşa Hacıbayram’da cemaatten biri iken, 2018’de Tayyip Erdoğan, camide Kur’an-ı Kerim tilavet ediyor! Bu yönüyle onun cumaya giden cumhurbaşkanlarını geride bıraktığı gibi, cumada Kur’an okuyarak bir ilki gerçekleştirdiğini de görüyoruz.
Burada Mustafa Kemal Paşa için Hacıbayram’da Cuma namazı kılmak siyaset/maslahat icabı iken, Tayyip Erdoğan’ın siyaseti aşan bir sebeple Hacıbayram camiinde olduğunu belirtmek gereklidir.
Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadele boyunca muhtemelen Hacıbayam Camiinde başka Cuma namazları da kıldı. Ama cumhurbaşkanı olduktan sonra Hacıbayram’da veya başka bir camide Cuma namazına gittiğine dair bir bilgiye sahip değiliz. Onun halefleri de aynı şekilde davrandılar. Cuma namazı kılan Cumhurbaşkanları için 1980’lerin sonunu beklemek gerekmiştir. Biz hatırlarız, gençler bilmez; Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kendi arabasıyla cumaya gittiği gazetelerde haber olurdu! Laikliğin elden gittiğine dair yazılar yayınlanırdı.
Kökleriyle barışık Türkiye için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın attığı adımlar sembolik olmanın ötesinde bir anlam taşıyor. Bu itibarla resimler arasında asıl farkı bu samimiyetin meydana getirdiğini söyleyebiliriz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.