Seçimden iki gün sonra İzmir’den geçtim…Zafer bekleyenlerin ümitsiz yorgunluğu her tarafta hissediliyordu.

Türkiye’de modern teşkilatlanmanın ve siyasetin temelinde ittihatçılık var. İttihat ve Terakki gizli-açık faaliyetleriyle, hiyerarşik yapısıyla, siyasi cinayetleriyle 20. Yüzyılımıza damgasını vurdu. Dağa çıkan adamlarıyla Meşrutiyeti yeniden ilan ettirdi. Bunu “hürriyet ilanı” olarak duyurdu. İktidardan düştüğü zaman darbe yaptı. Padişahı “hal” ettirdi. Sonunda kendi bürokratik iktidarı için Cumhuriyet ilan etti…

Cumhuriyet, ama demokratik değil. Büyük kurtarıcı Gazi Paşa en yakın arkadaşlarının parti kurmasını kabullenemedi, onları irtica ile itham ederek partilerini kapattı, parti kurucularını takibata aldırdı…Tek parti devri iyi idi. On yılda onbeş milyon genç yaratılmıştı, memleket demir ağlarla örülmüştü, herkes şapka giydirilmişti…Bu edebiyat epey gitti. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra İnönü dış baskılarla demokrasiye mecbur kalmasa idi, CHP için işler iyi gitmeye devam edecekti.

Ne zamanki serbest seçim oldu, CHP’nin işleri iyi gitmemeye başladı. 70. Yıl yaklaşıyor, hâlâ da iyi gitmiyor.

CHP seçmeni iktidar için her şeye hazır: Şeytanla ittifaka bile!

Son seçimde Makyavel’i hortlatıp geri kabrine döndürdü bunlar.

İttifak yaptıklarına bakın: Saadet Partisi! Eh Saadet’le aynı kökten gelen bir partiye karşı elbette böyle bir ittifak gerekir. MHP’nin muhaliflerinin partisi da aynı seriden bir ittifak.

Açık ittifak dışında gizli ittifak: HDP. Terörün Meclis yüzünü ayakta tutmak menfaat için bütün mukaddesleri yok saymaktan başka ne olabilir ki? Onları açık ittifak dahiline almaya cesaret edemediler. Fakat seçmenlerini onlara oy vermeye ikna ettiler. Her evden bir oy HDP’ye. Bu talimatı CHP seçmeni geniş ölçüde dinledi ki, bugünkü sonuç ortaya çıktı.

CHP seçmeni bunu neden yaptı?

Bir kere köklü bir gelenek bu. İttihatçı Talat (o zaman paşa değildi) Balkan harbi sırasında direnen Edirne’yi gitti ve Anadolu askeri arasında propaganda yapmaya başladı: “Ey Anadolu kuzuları bura sizin vatanınız değil, Edirne’yi müdafaa için niçin ölüyorsunuz!” Maksat mevcut hükümeti düşürmek. Edirne müdafii Şükrü Paşa Talat’a “ilk trenle İstanbul’a dönmezsen seni kurşuna dizerim” deyince İstanbul’a dönmeye mecbur kalıyor…

CHP’liler öncelikle şimdiki amansız düşmanları Tayyip Erdoğan’ı güçsüz bırakmak için bunu yaptılar. Tek başına iktidar ihtimalini ortadan kaldırmak için yaptılar. Ben olamıyorsam, sen de olma! Tamam bunu başardılar da ne oldu?

Seçimden iki gün sonra İzmir’den geçtim…

Her yerde “Son ümidim de bitti” şarkısı çalınıyordu.

CHP’li seçmen ölesiye particidir. Hizmet mizmet tanımaz. CHP büyükşehirlerin hizmet bakımından en gerisinde. Su meselesi, yol meselesi, beledi hizmetlerin her çeşidi… Bunlar İzmir’de olmasa da problem değil.

Nitekim İzmir’den Çeşmeye yaklaştık ki, on yılda bir dökülen geçen seneki asfalt kazılmış, yolun yarısı gitmiş. İZSU, yani İzmir Su idaresi Çeşme’nin sayfiyelerine su getiriyor güya. Aylardır yol kazılmış vaziyette imiş, iş bir türlü bitmiyormuş. Yandaş müteahhitlerle problemler çözülemiyormuş…Hasar gören arabaların haddi hesabı yokmuş… Böyle bir beceriksizlik Ankara’da olsa isyan çıkar alimallah. İzmirliler CHP’nin kuzusu, parti onları istediği yere bağlıyor!

Burası İzmir, İzmir demek CHP demek. Gündoğdu meydanını lebalep doldurmak demek. Doldurunca da ümide kapılmak demek. Ötesi yok!

Seçimin üzerinden bir hafta geçti. Muzaffer mağlub Muharrem İnce bazı şeylerin daha fazla farkına varıyor olmalıdır. Aslında önceden fark ettikleri de var.

Namaz kılan ilk ve son CHP başkanı M. Kemal Paşa idi. Cumhurbaşkanı olana kadar! Daha sonra halefi İnönü’ye partililer çok yalvardılar, “Paşam bize dinsiz diyorlar, konuşmanda bunu izale edecek sözler söyle.” Diye.

Paşa “tamam” diyor. Kürsüye çıkıyor, her zamanki paşa konuşmasını yapıyor. Bir farkla inerken “Allaha ısmarladık” diyor…

Teşkilat önde gelenleri İnönü’ye hatırlatmada bulunuyorlar. Cevap: “Allaha ısmarladık dedik ya!” İsmet Paşa’dan sonraki CHP başkanlarının da namazla işi olmadı. Tören icabı cenaze namazları hariç!

İnce yüzyıl sonra ilk CHP başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın izinden gidiyor. Hatta Balıkesir’e uğrarsa Zağanos Paşa camiinde hutbe vermeye bile kalkışabilir!