Siz ne anladınız?
Papaz Brunson meselesi yüzünden Türkiye ile ABD arasında ciddi sorunlar yaşanıyor.
ABD bize, “Papazı bırakmazsanız yaptırım uygularım” diyor.
Türkiye bu tehdidi pek ciddiye almamış gibi davranıyor.
Ve konuyla ilgili olarak iki ülkenin dışişleri bakanları bir araya geliyorlar.
Toplantı sonrası iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından yapılan açıklamalar oldukça farklı tellerden çalıyor!
Türk Dışişleri Bakanı, “Tehdit dili ve yaptırımlarla sonuca varılamayacağını söyledik” dedikten sonra sözlerine şunları ekliyor:
“Bunun anlaşıldığını düşünüyoruz. Sorunların yapıcı bir dille çözülmesi gerektiğini ifade ettik. Son derece yapıcı bir görüşme oldu. Sorunların birlikte çözülmesi için adım atmakta mutabık kaldı. Birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
Türk tarafından gelen bu açıklamaya mukabil ABD Dışişleri Bakanı ise şunları söylüyor:
“Yaptırımlar ne kadar ciddi olduğumuzu gösteriyor!”
İki tarafın açıklamaları bir arada değerlendirdiğiniz zaman siz ne anlıyorsunuz?
Türk Dışişlerinin Bakanı’nın ifade ettiği gibi “yapıcı bir görüşme” yapılmış olduğu izlenimi sizlerde de uyandı mı? Açık söylemek gerekirse biz de böyle bir izlenim uyanmadı.
ABD Dışişleri Bakanı da Türk meslektaşını onaylar tarzda birkaç kelam etmiş olsaydı, mesela “tehdit dili ve yaptırımlarla sonuca varılamayacağını biz de anlamış bulunuyoruz” demiş olsaydı mesele yoktu.
O zaman bizde Türk Dışişleri Bakanı’nın söylediği gibi konunun anlaşıldığını düşünürdük.
Ama böyle bir onay söz konusu değil.
Aksine hala bir restleşme söz konusu! ABD Dışişleri Bakanı, “Yaptırımlar ne kadar ciddi olduğumuzun göstergesi” demek suretiyle bu konuda izledikleri politikada hiç gerileme olmadığını ortaya koyuyor.
Yani ikili görüşmede taraflar bildikleri okumuşlar.
Türk tarafı bu bildiklerini okumayı hayra yorarken ABD tarafı hâlâ “dediğim dedik” ısrarcılığını sürdürüyor.
ABD’nin bu tavrı karşısında yapılabilecek en güzel işin “anladıkları dilden konuşmak” olduğunu düşünüyoruz.
Böyle alttan almaların, Amerikalıları tatlı dil ile yola getirmenin imkân dâhilinde olmadığı görülmelidir.
ABD izlediği politikalar ile tercihini yapmış bulunuyor.
Ve tercih içinde Türkiye bulunmuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.