Cezasız kalmaz
İngiltere Hindistan’da ve diğer sömürgelerinde, Fransa Cezayir’de ve diğer sömürgelerinde, İspanya Amerika’da ve Afrika’da, Portekiz çeşitli sömürgelerinde, Hollanda Endonezya’da yaptıkları zulümlerin, kıyımların, vicdansızlıkların cezasını çekeceklerdir.
Dünyanın en büyük ve vahşi soykırımı Kuzey ve Güney Amerika yerlilerine karşı yapılmıştır.
Katolik kilisesi çok insanı diri diri yaktırmıştır.
1945’te Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları bir anda yüz elli bin, belki daha fazla insanı feci şekilde yok etmiştir.
Yine Şubat 1945’te ABD ve İngiltere Dresden’i bombardıman ederek yüz binlerce sivili birkaç günde öldürmüştür.
Sovyetler Birliği’nin zulümleri ve kıyımları anlatmakla bitmez.
Soruyorum: Bütün bu zulümler, kıyımlar cezasız kalır mı?
Günümüzde İslam’la savaşıyorlar. Müslümanları yenebilir ve ezebilirler ama İslam’ı yenemeyeceklerdir.
Yaptıkları zulümlerin kefareti olarak nice Avrupa devleti Müslümanların hâkimiyeti altına girecektir.
Ateistlerin ilahî adalete inanmamaları, ilahî adaletin olmadığına delil olmaz.
Avrupa artık Yahudi-Hıristiyan değildir, paganlaşmıştır.
Pagan medeniyeti ve ahlakı dünyayı ve insanlığı hızla üçüncü dünya savaşına sürüklüyor.
Fıtrata aykırı Batı medeniyeti dünyayı yaşanmaz hale getirmiştir.
Bütün semavî dinlerde âhir zaman savaşlarından bahs ediliyor.
HarmageddonMelhame-i Kübre...
Dünya ve insanlık onların azgınlıkları yüzünden mahv olup batacak.
Siyonistlerin Tevrat’a uydukları söylenebilir mi?
Hıristiyanlar Hz. İsa’nın yolunda mı?
Onların asıl dini Altın Buzağı dinidir.
Kiliselerde çalgılar çalıp ilahîler okuyarak İsa Mesih’in yolundan gidilmiş olmaz.
Tevrat’a tamamen aykırı Siyonizm ve İsrail devleti Yahudilere ve bütün insanlığa korkunç felaketler getirecektir.
Kierkegaard’ın dediği gibi İsa İsaİsa diyerek onun mezarına tükürdüler.
Şeytana ve Tağuta uydular.
Birinci ve ikinci dünya savaşları. Sovyetler Birliği’nin çılgınlıkları onların akıllarını başlarına getirmedi.
Mars’a uydu gönderirken dünyayı batıran beyinsiz medeniyet.
Kutup buzlarını eriten çılgın medeniyet.
Büyük SodomGomore.
İnsanlığı bir kere değil, binlerce kere yok edebilecek nükleer silahları icat ve keşf eden medeniyet.
Günah isyan haz zevk medeniyeti.
Birçok Avrupa ülkesinde çoğunluk artık ateistlerde.
Danimarka krallığında kokuşmuş bir şey var.
Fuhuş ve azgınlık dorukta.
Onlar ahirete, hesaba kitaba inanmaz.
Ölünce varlığın biter, ya öyle mi?
Bunca günah, zulüm, cevr ü cefa, kıyım kıtal, fısk fücur isyan tuğyan cezasız mı kalacak?..Hayır kalmaz kalmazkalmaz.
***
DİNDAR MÜSLÜMANLARA
Şu seksen milyonluk Türkiye’de kaç kişi kaldınız? Oranınız nedir? Yüzde on var mısınız?
İşte size hitap ediyorum.
Mânevî selametiniz emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmaya bağlıdır. Bunu yapmadan selamette olamazsınız.
Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzdır.
Kur’an ayetleriyle, sahih hadîslerle, icma ile farzdır.
İyiliği emr etmek, kötülüğü engellemek ve yasaklamak demektir.
Fiilen olur, söz ve yazı ile olur, kalben olur. Kalben olanı farz-ı ‘ayndır. İyilikleri istemeyenin kötülüklere buğz etmeyenin imanı tehlikeye girer.
Ey sofu Müslüman!.. Sabah ezanları okunuyor camiler boş. Buna üzülüyor musun?
Son ramazanda açıkta yenilip içildi, buna üzülüyor musun?
Çıplaklık iffetsizlik aldı yürüdü, buna üzülüyor musun?
Fuhşiyat, azgınlıklar her yeri istila ve telvis etti. Buna üzülüyor musun?
Kur’an’ın emirleri yerine getirilmiyor, yasakları çiğneniyor. Buna üzülüyor musun?
Halkın bir kısmı sıkıntı çekerken öbür kısmı israf, lüks, şatafat içinde yaşıyor. Buna üzülüyor musun?
Dinin içi boşaltılıyor, buna üzülüyor musun?
Tasavvufun içi boşaltılıyor, buna üzülüyor musun?
İçki kumar uyuşturucu hırsızlık, kadın ve kızlara tecavüz, dolandırıcılık rüşvet hortumlama gırla gidiyor, sen bunlara üzülüyor musun?
Yoksa sen emr-i maruf ve nehy-i münkeri, isteyen yapar, istemeyen yapmaz, tercihe kalmış bir şey mi sanıyorsun?
Böyle sanmıyor, farz olduğunu biliyorsan niçin kalben buğz etmiyorsun, rahatsız ve tedirgin olmuyorsun, yan gelip keyfine bakıyorsun?
Bilmiyor musun ki, bu farzı bilkülliye terk eden Müslüman bir toplum azaba duçar olur, tokat yer.
Kötülüklerin, azgınlıkların faili sadece ahlaksızlar mı?
Hayır asıl ahlaksızlar, kötülüklerle mücadele etmeyen sahte dindarlardır.
***
Nadiren de olsa kırsal kesime, ormanlara gidiyorum. Kuşların ve böceklerin sayısında büyük azalma var. Azgın ve canavar medeniyet onların da canına okudu. Çocukluğumda ne kadar çok kuş vardı. Kimisi rengârenk, kimisi tepeli, kimisi hoş ötüşlü. Nerede onlar? Soyları mı kurudu?
Yeryüzünden sadece arılar kalksa, bütün insanlık tehlikeye girer. Onlarsız çiçekler döllenmez, meyve yetişmez.
Maddeciler bu dünyanın sadece insanlar için değil, bütün varlıklar için olduğunu anlayamadılar. Her sene bir sürü hayvan, böcek, balık türü yok oluyor. Onların da yaşamaya hakkı var.
***
Bir yerde kına gecesi yapılıyormuş. Damat ve gelin tarafından insanlar ortaya çıkıp oynuyor, göbek atıyormuş. Sonra, oynama sırası yüzünden kavga çıkmış. Biri kızmış tüfeğini ateşlemiş, zavallı bir vatandaş ölmüş. Bu anlattığım küçük bir haberdir.
***
Eskiden siyaset haberleri ile futbol haberleri gazetelerin ayrı sayfalarında verilir, birbirine karıştırılmazdı. Şimdi siyaset, futbol, magazin, seks, şehvet, gastronomi, baldır bacak hepsi karmakarışık yayınlanıyor.
***
Hayalimde şöyle bir gazete var: Başlığı dâhil sadece siyah beyaz basılacak. Fotoğrafları da. Futbol hiç yazılmayacak. Magazin, dans eden kedi, flüt çalan köpek martavalları olmayacak. Sadece çok ciddî haberler, makaleler, fıkralar (köşe yazısı), analizler ve bilhassa röportajlar... Böyle bir gazete tutar mı, satılır mı, okunur mu? Bendeniz en az elli bin satılacağını sanıyorum.
***
Evvelce birkaç kere yazmıştım, bir kere daha yazayım: 1960’lara kadar dünyanın en ciddî gazetesi The Times’ın birinci sayfasında manşet, haber, fotoğraf basılmazdı. Gazetenin bu vitrin sayfasında sadece küçük ilanlar yayınlanırdı. Bu ciddiyet tarihte kaldı.