Haftada üç gün part-time sekreterlik yapacak aşağıdaki özelliklere sahip üniversite öğrencisi aranıyor:

Tercihen lise edebiyat/sosyal bölümü mezunu olacak.
Edebî Türkçesi kuvvetli olacak.
Zengin Türkçeye, Divan edebiyatına vakıf olacak.
Aruz bilecek.
Tarih kültürü olacak.
Felsefe kültürü olacak. Psikoloji, mantık, ahlak, metafizik, estetik. Bilhassa mantık.
Beşerî ve iktisadî coğrafya kültürüne sahip olacak.
El yazısı düzgün ve estetik olacak.
İstanbul ahlak, görgü, kültürüne sahip nazik, kibar, efendi olacak.
Şimdiye kadar en az elli adet düşünce ve kültür kitabı okumuş olacak ve böyle kitapları halen okumakta olacak.
Sır tutacak. Geveze ve zevzek olmayacak. Ağzı sıkı olacak.
Mümkünse on parmak hızlı ve yanlışsız yazı yazabilecek.
Pahalı ve lüks olmamak şartıyla iyi, sade, temiz, güzel giyinecek.
Büyükleriyle konuşurken hep efendim diyecek.
İş bitirecek, çalışkan olacak.
Takip zihniyetine sahip olacak.
Abusü’l-vech (asık suratlı) olmayacak.
Müslüman olacak. (Bazı özel dinî hizmetler yapılacağı için gayr-i müslim olanlar istihdam edilmez.)
Leb demeden leblebiyi anlayacak.
Meraklı, dikkatli ve hafızalı olacak.
Çok doğru ve dürüst olacak.
Yüksek İslam ahlakına sahip olacak.
İtikadı, fıkıh bilgisi, kıraati imamlık yapmaya yeterli olacak.
Osmanlıcası kuvvetli olacak.
Bazı işleri takip edebilmesi için iyi otomobil kullanabilecek, İstanbul’un cadı trafiğine girebilecek.
Kin tutmayan, intikam almayan biri olacak.
Tahtası sağlam, kumaşı değerli olacak.
Kendini beğenmeyecek.
Hep aynı yerde otlayan bir yapıya sahip olmayacak.
Fedakâr ve feragatli olacak.
İcazetli gerçek bir şeyhe bağlı ise, çalıştırılabilmesi için şeyh efendinin izni gerekir. (Sahte bir şeyhe bağlı ise çalıştırılmaz.)

Bu şartlara sahip bir aday çıkar ve istihdam edilirse (işe alınırsa) kendisine (istediği takdirde) gazetecilik ve yazarlık stajı yaptırılacak; ayrıca geleneksel millî sanatlarımızdan birini öğrenmesi için kursa veya bir üstada gitmesi sağlanacaktır. Söylemeye hacet yok, son derece güvenli biri olması gerekir. Kilitsiz çekmecede büyük miktarda para olsa tenezzül edip o tarafa bakmayacak. Ücret konuşulacaktır. (Müracaat etmek isteyenler /[email protected]/ mail adresine yazabilir. Kısa özgeçmiş, yukarıdaki şartlara sahip olduğu, haftanın hangi üç gününde hangi saatlerde serbest olduğu vs.)

***

Bazıları, yukarıda sayılan şartların ağır olduğunu sanacak ve söyleyeceklerdir.

Bendeniz, her öğrenci böyle olsun demiyorum ama milyonlarca öğrencinin içinde böyleleri de olması gerekir diyorum.

***

İdlib yüzünden savaş çıkar mı?.. 1939’da Danzig yüzünden savaş çıkmıştı, İdlib yüzünden de çıkabilir.

***

Çok güzel ezan okunan camiin önünden geçen iki kültürlü Müslüman’dan biri ötekine, “Hicaz makamından... Ne güzel okuyor...” dedi. Sonra ikisi birden yollarına fütursuzca devam edip gittiler. Fesubhanallah!

***

Her Ehl-i Sünnet Müslüman’ı beyninin görünür bir yerine şu levhayı assın: “Sünnet düşmanları İslam’ı yıkmak istiyor.”

***

Tarım mühendislerinin yeri tarlalar, bahçeler, bağlar, bostanlar, laboratuvarlardır.  Artist gibi giyinmiş, bürosunda lök gibi oturuyor. Böyle tarım mühendisi, böyle tarımcı olmaz.

***

Uzun yıllar ABD’de bulunmuş bir akademisyen yıllar önce anlatmıştı: Gece yarısını geçmiş, üniversitenin kütüphanesinde bir öğrenci kitap rafları arasında uyuyakalmış.

***

Gerçekçi (realist) olmayanlar hayata intibak edemez.

(İntibak ne demektir? Lütfen TDK sözlüğüne bakınız.)

***

Medya müjde müjde müjde diye yazıyor. On beş bin yeni eleman alınacakmış. On beş bin ne ki... Bir milyon kişiyi resmî memur veya işçi olarak alsalar yine yetmez. Kendi başlarına ayakta duramayan nesiller.

***

Öğretmenler tekâmül (olgunlaştırılma) kurslarına tabi tutulacakmış.  Olgunlaşabilmeleri için tahtalarının ve kumaşlarının kaliteli ve müsait olması gerekir. Değilse çabalar boşa çıkar.

***

Bazı büyük yüksek makamlara çok kısa, çok önemli raporlar sunmak istiyorum. Masalarına önlerine konulmayacağı için yazıp göndermiyorum.

***

Sözde hizmet etmek için büyük bir vakıf kurmuşlar, hizmet perdesi ardında büyük meblağları götürüyorlar.

***

Sık sık yer göçmeleri görülüyor. Âhir zaman alametleri.

***

İmkânı olan bir dostum sermaye vereceğini vaat etti. Sultanahmet’te küçük bir çibörek dükkânı açmak istiyoruz. İki şey lazım: Kirası astronomik olmayan küçük bir mekân ile börekleri nefis bir börekçi... Deve hamuru gibi börek yapılırsa, müessese açılmadan batar iflas eder. Börekçiye kârdan hisse verilecek. Hesabı o tutacak ve sermayedarları aldatmayacak.

***

İşsizdi, sıkıntı ve perişanlık içindeydi. Nihayet az ücretli bir iş buldu. İlk maaşını alınca, birazı peşin, gerisi faizli kredi ile, iki bin liralık telefonunun yerine dört bin liralığını aldı. Bu vatandaş maalesef adam olmaz. Bu zihniyet hem sahibini, hem ülkeyi toptan batırır.

***

Evde temizlik yapan kişi sordu, efendim yerleri çamaşır suyuyla temizleyeyim mi?.. Hayır aman yapmayın dedim ama beni dinlemedi ve benden  habersiz yerlere çamaşır suyu döktü. Çamaşır suyu döktüğü yerlerde beyaz lekeler oluştu ve göze çok kötü görünüyor. O temizliği yapan bir Japon olsaydı bunu yapmazdı.

***

Pasaklı vatandaşlar dönerken piknik yerini çöplük gibi bıraktılar. Poşetler, şişeler, yiyecek artıkları ve hattâ necasetli çocuk bezleri. Bunun sorumlusu kimdir? Öncelikle devlettir. Devletin, vatandaşlarını terbiye etmesi gerekir. Devletten sonra belediyeler. Eğitim sistemi.

***

Dini imanı para olanın, paraya put gibi tapanın, Altın Buzağıya perestiş edenin Müslümanlığı yüzeyseldir.

***

Dıştan sofu, koyu dindar görünen birine: İçini de Müslüman etsene.

***

Nafile oruç tuttuğunu söylememek için orucunu bozmuş, ikramı yemiş, bozduğu orucu daha sonra kaza etmiş. Bravo ona, bin aferin ona.