Öfff insanın içi kararıyor
Beyin yıkama...
Cahillik...
Dezenformasyon...
Anlamazlık... Çok temel bir gerçeği çok açık ve seçik bir üslupla bir kâğıda yazıyorsunuz. Metin 300 kelime... Bunu okuyorsunuz veya ona okutuyorsunuz. Sonra ne yazılıydı diye soruyorsunuz. Hiçbir şey anlamamış.
Beyinsizlikler...
Her çeşit sarhoşluk...
Bildiğimiz uyuşturucuların dışındaki bağımlılık yapan afyonlar.
Her türlü holiganlık, militanlık.
Pahalı lüks, sahiplerini akılsız yapan sözde akıllı cep telefonları.
Otomobil statüsü.
Bencillik...
Pasaklılık. Bunu en fazla piknik alanlarının akşam halinde görebilirsiniz.
Yararına ve zararına olan şeyleri bilmemek, yararlıları yapmamak, zararlıları yapmak.
Seks şehvet gözü dönmüşlüğü.
Yaygın ve çılgın definecilik çılgınlığı.
Arivizm çağı.
Asiller kuyrukta, vekiller VIP salonlarında.
Yüz liraya alınabilecek bir şeyi bin liraya almak ahmaklığı salaklığı.
Dolaylı hırsızlığın bin türlüsü.
Otuz liralık yemekle pekâlâ doyabilecek kişinin 150 liralık yemek yemesi.
Kırsal kesim gecekondu bedevî şifahî kültürün hâkimiyeti.
Yeşil Holdinglere, Çiftlik Banklara paracıklarını kaptıran çok akıllılar.
Dere yataklarına sekiz katlı binalar yapmak akıllılığı.
Sokak kedi ve köpeklerini vahşice ve canavarca öldürme, zehirleme sadizmi.
Vatan hainliğinin her çeşidi.
Olabildiğince din sömürüsü.
Emanetlerin ehliyetsiz ve liyakatsizlere verilmesi.
Uçağın ve geminin emniyetini tehlikeye atan çılgın muhalefet.
Eşkiyanın ve eşirranın cesareti, sözde faziletlilerin ve ahlaklıların alçakça zelilce susması.
Şeytanî tesettürlü allı pullu zilli zurnalı davullu klarnetli gökkuşağı karılar.
Camilerde ciyak ciyak eşitlik istiyoruz ön safta erkeklerle karışık namaz kılacağız diye haykıranlar.
Hoparlörleri biraz kısın diyenlere seni gidi Ezan düşmanı diyerek saldıranlar.
Resmî yasal fahişelik vesikası alamadıkları için Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edip hak arayanlar. (Ondan sonra AİHM var!)
Üç milyonu bastırıp serbest kalanlar.
Bağıranlar, böğürenler, anıranlar, kişneyenler, havlayanlar, miyavlayanlar, kükreyenler, koyun gibi meleyenler, gaklayanlar, hırlayanlar.
Kurnaz hilekâr tilkiler.
Ayılar.
Sırtlanlar.
Timsahlar.
Yılanlar.
Adam büyüklüğünde akrepler, hamam böcekleri, tezek böcekleri, helikopter cesametinde sivrisinekler.
Evcil domuzlar, yaban domuzları.
İçleri idrar, balgam, necaset dolu yürüyen tulumlar.
Ben ben ben, ben de ben diye ötüp duran baykuşlar.
Görmemişliğin, türediliğin her türlüsü.
Küçük çocuğun elindeki simidi kapıp kaçan martılar.
Sekiz yaşındaki çocuğu kaçırıp ırzına geçen, sonra başını taşla ezerek öldürenler.
Hilekârlar dolandırıcılar kapkaççılar karmanyolacılar.
İhalelere fesat karıştıranlar.
Hortumcular.
Rantçılar.
Saygın kravatlı eşkıya.
Ciğerleri beş para etmezler.
Kibar fahişeler.
Özel törenlerle ödül alan fuhuş imparatoriçeleri.
İsraf, tantana, debdebe, ihtişam.
Öfff!.. İçime fenalık geldi... Bu yazıyı lütfen siz tamamlayınız.
***
Bunlar bir devleti, bir ülkeyi, bir milleti yıkar batırır:
1. Lise ve üniversite okuyamayacak gençlerin hepsini ille de ite kaka sözde okutmak, diplomalandırmak.
2. Okuyan herkesin maaşlı devlet memuru olmak istemesi.
3. Sermayenin toprağa, beton binalara, meskenlere, lüks otomobillere, yazlıklara, gösterişli mobilyalara, israflı yaşam tarzına gömülmesi, dondurulması.
4. Toplumsal yaygın müzmin tembellik.
5. Emanetlerin ehline verilmemesi; ehliyetsiz ve liyakatsizlere verilmesi.
6. En az 150 milyon insanı besleyecek toprakları olan bir ülkede, halkına yetecek buğday üretilmemesi, dışarıdan alınması.
7. En büyük sektörün inşaat, yapılaşma, betonlaşma olması.
8. Günde dört veya beş milyon aziz ekmeğin çöpe atılması.
9. Eğitimin içinin boşaltılması.
10. Ana kimliği İslam olan bir ülkede dinin içinin boşaltılması.
Daha sayılacak çok madde var ama şimdilik bu kadar yeter.
***
İç açıcı bir konu değil ama yine sorayım: Yaklaşan büyük deprem konusunda bir şeyler yapıyor, alabileceğiniz tedbirleri alıyor musunuz? Yoksa, devekuşu gibi başınızı kumun altına sokup bekliyor musunuz?
***
Eğitim konusunda dünyada birinci olan iki ülke var: Singapur ve Finlandiya. Birinciler ama sistemleri bize uymaz. Maymun taklitçiler fazla heveslenmesinler... Lakin onlardan alacağımız çok dersler ve ibretler var.
***
Onlara en fazla yakışan dört sıfat şunlardır: Sersemler... Şaşkınlar... Beyinsizler... Geri zekâlılar... Bunlar kimlerdir?
***
Üniversite mezunu, kendini aydın sanıyor. Muhafazakâr... Alfabe ve lisan devrimini tenkit ediyor. İşte bu zat, İngiliz Geoffrey Lewis’in, Trajik bir Başarı Türk Dil Devrimi adlı kitabını okumaktan geçtim, duymamış bile... Bu da bir facia değil midir?
***
Edebî zengin Türkçe elden giderse Türkiye de gider.
***
Tasavvuf yaşanan İslam’dır. Esası kaal değil haldir. Bilinecek ve yaşanacak. Yaşanmazsa anlaşılmaz ve anlatılmaz.
***
Ustaya, çatı tamirini kaça yaparsın dedim... Çıktı baktı, 4500 liraya dedi. Ben şu teklifi yaptım: Bir ustanın yevmiyesi neyse, kaç gün çalışacaksan onu vereyim, malzemeyi ben alayım... Kabul etmedi, gitti.
***
On beş yaşındaki kızlar kayboluyor. Onları nelerde aramalı?
***
Gençten biri arada bir kullandığım ariviz marivist kelimelerinin manasını bilmiyormuş açıklamamı istiyor. Bendeniz lügat kitabı değilim. Tembelliği bırak internete bak, hemen öğrenirsin. Bilmediğin kelime ve terimlerin manasını öğrenemeyecek kadar tembel ve aciz isen sen zaten yanmışsın.
***
Lüpçüler, asalaklar, keyif ehli yan gelip yatacak. Bu arada Hz. Mehdi zuhur, İsa aleyhisselam nüzul edecek ve İslam’ın Altın Çağ başlayacak... Senaryo böyle değil. Korkunç savaşlar olacak... Nükleer, kimyevî, biyolojik silahlar... Mamureler harabe olacak... Büyük kıyım ve telefat... Büyük yıkım... Dünya altüst olacak... Dehşetli facialar yaşanacak... Ondan sonra... Kaç kişi kaldıysa...
***
Dindarlıkla irticayı birbirine karıştıranlar, dindarlara mürteci diyenler... Bunlar ya geri zekalıdır, yahut kötü niyetli şeytanlardır.
***
Hem salih Müslüman olacak, hem mürüvvetsiz olacak. Böyle bir şey mümkün değildir. Salih Müslüman, aynı zamanda mürüvvetlidir.
***
Her niyetini, yapacağın her işi, alacağın her kararı Resulullah Efendimize (Salât ve selam olsun ona) soracaksın. Onunla yüz yüze konuşamazsın ama Sünneti var, sahih hadîsleri var, râsih ve muslih ulema ve meşayih var. Onlara sorarsın.
KONUŞMA: Yarın 6 Ekim Cumartesi günü saat 18’de İslamî İlimler Kültür ve Edebiyat Vakfında konuşacağım. Arzu edenler teşrif edebilir. (FATİH Fevzipaşa Cad. Feyzullah Ef. Sokak. No 4/3. Ali Emirî Kütüphanesi karşısında. Tel: 0212/534 32 64)