Yapmak yapmamak
Konferans: Bugün akşam saat 19’da Zeytinburnu Belediyesi Kültür Merkezi’nde (15 Temmuz Meydanı) projeksiyonlu konuşma yapacağım. Arzu edenler teşrif edebilir.
Muktedir (güçlü, güç sahibi) kimselerin canlarının istediklerini yapmaları doğru değildir. Onlar yapılması gerekenleri yapmalı, yapılmaması gerekenleri yapmamalıdır... Bu da ilmin, irfanın, hikmetin (bilgeliğin) sağduyunun, firasetin ışığında faaliyette bulunmaları, hizmet etmeleri ile mümkün olur.
***
Âdil olmayan bir kanun şeklen kanundur ama adalete hizmet etmez, zulme sebep olur.
***
Dört sene lisede, dört sene de üniversitede okumuş ve derin düşünce, kültür kitapları okumuyor. Boşuna okumuş.
***
Futbol bir spor olmaktan çıktı, batıl bir din haline geldi.
***
Evinden kaçan on beş yaşındaki kız Konya’da sevgilisi erkeğin evinde bulunmuş. Kaçırılmamış, kendisi gitmiş. Görünüşü tam olgun bir kadına benzeyen bu kız evlendirilmiş olsaydı, çağdaşlar, ağzı süt kokan küçük kızlar evlendiriliyor, bu bir zulümdür diye yaygara kopartırlardı.
***
Fatih camiinde iki kere, eşitlik istiyoruz, erkeklerle karışık ön safta namaz kılmak istiyoruz diye bağırışan Feminist kadınların şu sırada sesi çıkmıyor. Acaba ne senaryolar hazırlıyorlar? Arkalarında hangi derin güçler var?
***
Sarhoş sürücü otomobil kullanırken sızmış, yolun ortasında durmuş. Trafikte sükunet hükümfermadır…
***
Trabzon’da dedikodular ayyuka çıkmış. Yıllardır restorasyonu süren, şimdiye kadar çoktaaan açılması gerekirken bir türlü açılmayan Sumela manastırında büyük miktarda altın bulunduğu iddia ediliyormuş.
***
Mehmed Âkif İslam şairidir, din imamı değildir.
***
Sultan Vahidüddin ve Japon imparatoru Hiro Hito... Lütfen bu konuda üç yüz kelimelik çok kısa bir kompozisyon yazınız.
***
Şifahî gecekondu, bedevî kültürü... Müslüman kesimin belini büken temel sebeplerden biri.
***
New York’ta yayınlanan The Forward adlı Yahudi gazetesinde, Hillel Halkin isimli Yahudi neler yazmıştı? Tarih Kurumu’nun bu yazıya cevap vermesi gerekmez mi? Kurum niçin susuyor? Niçin vazifesini yapmıyor?
***
İstanbul’da en temiz ve saf ekolojik gıdalar yiyen, en canlı sular içen bir insan yine de sağlıklı kalamaz. Çünkü şehrin havası o kadar pis ki, soluyanları zehirliyor.
***
Gençlik iyi yetişsin diye yurdun banyolarının zeminini granit kaplamışlar, duşların madenî aksamını yenilemişler, mutfaktaki tencereleri kromdan nikele çevirmişler... Böylece olgun gençler yetiştirecekler. Bravo!
***
Mehdi’nin Altın Çağı’nda, önceki korkunç nükleer biyolojik kimyasal savaşlar, Melhame-i Kübra’lar, büyük kıyımlar kırımlar yüzünden nüfus az olacaktır. Altın Çağ’da farz namazlar cemaatle kılınacaktır. Böyle bir şey bizim bazı ehl-i keyf Maydanoz İslamcılara çok ağır gelecek, günde beş kez camiye gitmek konusunda zorlanacaklardır.
***
Edebiyat, tarih, sanat, din, tasavvuf, felsefe kültürü olmadığı için mecburen dedikodu ve gıybet yapıyor. Çünkü dağarcığında faydalı bir şey yok.
***
Allah’ın bize yardım etmesini istiyorsak, öncelikle biz, muktedir olduğumuz konularda kendimize yardım edelim. Faydalı ilim öğrenerek, kültürümüzü genişleterek, ibadet ederek, hayır hasenat yaparak, ittihad-ı İslam Ümmet birliği için çalışarak, emr-i maruf ve nehy-i münker ve nefsimizle büyük cihad yaparak... Bunlar Allah’ın yardımını kazandırır.
***
Bağımsız, yüzde yüz hür akıl felakete sürükler. İki şey lazımdır. Birincisi: Akl-ı selim olacak. İkincisi: Vahyi rehber edinecek, vahye uyacak.
***
Resulullah Efendimizin (Salât ve selam olsun ona) Sünneti, vahy-i gayr-i metluvdur. O kendi hevasından konuşmaz, iş yapmaz. Gayr-i metluv vahyi, Sünneti, mütevatir ve sahih hadisleri inkâr eden dinden çıkar.
***
Aklı gelişmiş olmayan, faydalı ilimlerle, irfanla, hikmetle silahlı ve süslü olmayan akıl, dinin inceliklerini anlayamaz, kavrayamaz.
***
Bin yıllık yazımızı bilmeyen Müslümanlar, okur yazar sayılmaz.
***
Ben tekstil mühendisi olacağım, bana Osmanlıca gerekmez... Bu ne ahmakça bir sözdür. Ben tekstil mühendisi olacağım, bana okuma yazma gerekmez demek gibi bir şey...
***
Adamın veya karının Müslümanlığı lafta... Hayat tarzları (yaşamları) Müslüman’ca değil. Bu ne büyük çelişkidir.
***
Allah-u Teala, ilâhî rızasını kazanmak için ihlâsla yapılmayan ibadetleri, hayırları, cihadı, ilmi kabul etmez. Amellerimizin boşa gitmemesi için Allah ile olan bütün işlerimizde ihlâslı ve samimî olalım, bunlara zerre kadar riya karıştırmayalım. Sahih-i Müslim’de ihlâssız âlimin, ihlâssız hayırsever zenginin, ihlâssız mücahidin, yüz üstü sürüklenerek Cehenneme atılacağına dair hadîs vardır. Bunu mutlaka okuyalım, ezberleyelim.
***
İslam paylaşma dinidir. Tek başına pahalı bir lokantada yemek yiyeceğine, yanına birini al, aynı fiyata ucuz bir lokantada iki kişi yemek yiyin. Bunda hayır vardır.
***
Kendini beğenmek, başkalarını zemmedip alçaltmak... Kişiye kusur olarak bu yeter de artar.
***
Unutma!.. Gıybet doğru olanı söylemektir. Söylediği yalan olursa ona iftira denir.
***
Bir akılsıza: Şeyhini uçurup durma. Şeyhler iki ayaklarını yere sımsıkı basarak hizmet eden muhterem kimselerdir. Onlar uçucu değildir.
***
Selef-i Sâlihînden sonra en büyük Müslüman, en büyük şeyh, en büyük mürşid, Abdülkadir Geylanî hazretleridir. Onun Gunyetü’t-Tâlibîn adlı kitabını oku, aydınlan, uyan.
***
Sırf para kazanmak, zengin olmak, itibar ve ün için telif ve tasnif edilen şişirme din kitaplarının faydası olmaz. İmamı Gazalî ve benzeri muhlis (ihlaslı) din büyüklerinin kitaplarını oku, feyz alırsın. Onlar telif ve tasnif ücreti için kitap yazmadılar.
***
Kur’an edebiyatını bırak, Kitabullahtaki emirleri yap, yasaklarını işleme, öğütlerini tut, kıssalarından ibret ve ders al. Allah Peygamberimizi bize en güzel örnek ve model olarak göndermiş, ona itaat etmemizi emretmiştir. Kur’an’la birlikte Sünnete sarıl. Kurtuluş ve i’tila (yükselmek) böyle olur.
***
Yağcı yalaka birini gördüm, üzerime yağ sıçramaması için yolun karşısına geçtim.
***
Rant için eski mezarları tahrip edenlerin Allah cezasını versin.
***
Ribanın azı da çoğu da haramdır. Müslümanlar arasındaki ribaya helaldir diyen kâfir olur.
***
Zinayı suç olmaktan çıkartırsanız ne olur? İşte bugünkü Türkiye olur.
***
Diyanet İşleri Başkanı’nın kahvaltılı sohbetinde Ertuğrul Düzdağ bey anlattı, internetteki haber ve bilgilere göre ülkemizde ensest vak’alarında patlama yaşanıyormuş. Ensest babanın kızıyla, ananın oğluyla, erkek kız kardeşlerin birbirleriyle yatıp cinsel muamelede bulunmaları demektir. Ensest patlaması bir toplumu yıkar. Gökdelenler, köprüler, limanlar, barajlar, AVM’ler bu yıkımı önleyemez.