Erdemli çocuklar yetiştirmek istiyoruz
Eğitim sistemimizin genç bireyleri sadece mesleki noktada desteklemesi, bilginin hikmete dönüşmesi ve erdemli nesillerin yetişmesi hususunda yetersiz kalması sık sık gündeme gelen bir sorundur. Bu sorun müteaddit zamanlarda hep dile getirilse de kayda değer bir adım atılmış değildi. Fakat geçtiğimiz günlerde ilk defa bir Milli Eğitim Bakanı’nın güçlü, başarılı araştırmayı seven ve erdemli bir gençliğin hedeflendiğini belirten ifadelerine şahit olduk. Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ideal bir neslin ortaya çıkması için eğitimciye büyük görevlerin düştüğünü vurguluyor ve öğretmenlerin nitelikli kişilerden seçilmesini ifade ediyordu. Elbette bu içimizi aydınlatan bir temenni. Zira bugüne kadar bizlere, çocuklarımızı eti senin kemiği benim deyip teslim ettiğimiz eğitimcilerin kusursuz olduğu vurgulandı ve bu kişilerin durumunu sorgulamamıza müsaade edilmedi. Ne yazık ki liyakati olmayan bazı eğitimcilerin ellerine teslim ettiğimiz o çocuklar onarılması güç yaralar aldılar… Ve bizler o yaraları onarmakta epey güçlük çektik… O nedenle Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un eğitim konusunu bürokratik bir mesele olmaktan çıkarıp sorumluluk alanına taşıyabilecek eğitimcilere dikkat çekmesi içimizi aydınlatan bir açıklama oldu. Ve Bakan’ın bu yaklaşımı toplumun hemen her kesimi tarafından kabul gördü. Zira eğitim meselesi bizim asli meselelerimizdendir.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un ifadelerinde adalet vurgusu yapması ise ümitlerimizi yeşertti ve bu ifadelerin gerçek hayata taşınması noktasında temennilerde bulunduk. Zira eğitimin ilk ve en önemli öğesi adil ve şefkatli insan yetiştirmek olmalıdır. Sayın Bakan bilgiye önem veren, okuyan, araştıran ve ahlaki değerler ekseninde yaşayabilen gençliğin inşasının şart olduğunu belirtiyor ve şu ifadeleri kullanıyor: “Biz aslında bilimi, aklı, sanatı, sporu, ahlakı konuşacağız. Ahlakın üzerine inşa edilmemiş eğitim sisteminin geçerli olacağına inanmıyoruz. İnsan temelli bir eğitim anlayışı kuracağız. Eğitim önce evrensel seviyede kurulur.”
Eğitim sisteminin çocuğun sadece bedenine değil ruhuna da hitap etmesi ve erdemli nesillerin yetişmesi elbette hepimizin temennisi. Bu anlamda Sayın Bakan’ı hepimiz destekliyoruz, desteklemeyiz de. Peki, ama varlığını tamamen maddiyat üzerine kurmuş, bencil, duyarsız, nihilist, ahlaki değerlerden uzak yaşayan bir nesli erdemler kulvarına nasıl ve ne şekilde çekeceğiz? Ya da bu sorunun üstesinden nasıl geleceğiz? Zira bir şeyi sıfırdan inşa etmeniz sizi pek yormayabilir. Ancak bozulmuş bir şeyi onarıp faydalı hale getirmeniz oldukça meşakkatli bir iştir. Olaya bu yönden bakacak olursak Sayın Bakan’ın işinin sanıldığı kadar kolay olmadığını söyleyebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.