Hurigül
Hurigül Nasır, Doğu Türkistanlı bir genç kız. 2017 Eylül’ünde Müslüman olduğu için tutuklanıp Çin mahkemesi tarafından yargılandı. Hurigül’ün, “İnancımın gereği olarak başörtümü çıkaramam” ifadeleri Çin mahkemesi tarafından suç delili sayıldı ve genç kız 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Çok istediği halde, Çin’in yoğun baskısı nedeniyle eğitimini sürdüremedi, aileye katkı sağlamak için tarım işçisi olarak çalışmaya başladı.
İşgalci Çin, Doğu Türkistanlı Müslümanları kimliksizleştirmeye ve asimile etmeye çalışıyor, hedefine kısa yoldan ulaşabilmek için ise şiddetin her türlüsünü deniyor. Müslümanları baskı ve dayatmaları ile kuşatma altına alıyor ve onların kendi değerlerini yaşamalarına, kimliklerini korumalarına fırsat vermiyor. Bölgede tam anlamıyla bir soykırım hâkim. Seslerini duyurmakta güçlük çeken kardeşlerimiz özellikle Türkiye’nin siyasi alanda atacağı bir adımla birçok şeyin düzelebileceğine inanıyor ve bu husustaki umutlarını korumaya çalışıyorlar.
22 yaşındaki Hurigül, Çin’in yaptığı katliamların yakın tanıklarından biriydi. Bölge kuşatılmış, insanlar ağır tehdit ve şiddet altında yaşamaktaydılar. Hurigül, İslam kimliğine sımsıkı sarıldı ve ağır baskılar nedeniyle ibadetlerini gizli gizli yapmaya ve Allah’a dua ile yalvarmaya başladı. Dava arkadaşları, yakınları işgalci Çin’in askerleri tarafından toplama kamplarına götürüldüğünde o beklenenin aksine direncini iki kat daha arttırdı ve davanın güçlü bir eri olarak zorbaların karşısına çıktı. Toplama kampında başını açması için kendisini zorlayan zalimlerin yüzüne döndü ve bunun inancının bir gereği olduğunu bu nedenle asla başını açamayacağını haykırdı. Onun bu direnci işgalcileri öyle korkutmuştu ki, kendisini on yıl hapse mahkûm ettiler.
Hurigül yaşamını zor şartlar altında sürdüren bir genç kızdı. Onun gelişmiş silahları, uluslararası bağlantıları, zalimlerle başa çıkabilecek ekonomik gücü yoktu. Aksine o yoksullaştırılan bir toplumun bilinçli ve kararlı bir ferdiydi. Peki, zorbaları korkutan şey neydi? Zorbalar onun iman, bilinç ve kararlılığından korkuyor ve onu karanlık hücrelere kapatarak sesini kısabileceklerini düşünüyorlardı. Oysa Hurigül göğsündeki imana tutunmuş ve direncinden hiçbir şey kaybetmemişti.
Doğu Türkistan yalnızlığa ve zalim Çin’in vicdanına terk edilmiş bir toplum. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre Kur’an okudukları ya da namaz kıldıkları için onlarca insan cezaevlerinde toplama kamplarında tutuluyor, burada ağır işkencelere maruz kalıyorlar. Fakat kendilerine henüz bir kardeş eli uzanmış değil…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.