Boşa geçen vakit!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine büyük ölçüde katıldığımız bir değerlendirmesi daha var. Erdoğan, “Boşa geçirilen vakit haramdır” diyor.
Bu “haramdır” diye iddialı konuşamasak da “paylaştığımız” ve altına imzamızı rahatlıkla atabileceğimiz bir değerlendirme.
Biz de vaktimizi iyi değerlendirmemiz ve boşa geçirmememiz gerektiğine yürekten inanıyoruz ve boşa geçen vakit değerlendirmesinin kapsamlı biçimde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Boşa geçen vakit kadar doğru dürüst bir icraat yapılmadan geçirilen vakitlerin de dikkat-i nazara alınmasından yanayız.
“Doğru bir şey yapıyoruz” zannı ile “akıntıya kürek çekilen” yıllar da kuşkusuz “boşa geçirilmiş zamanın kapsama alanı” içine giren yıllardır.
Bu bağlamda AKP iktidarlarının onaltı yılı ele alındığında pek çok yılın boşa geçirildiği söylenebilir.
Mesela Milli Eğitim alanında yapılanlara bir göz atacak olsak ne göreceğiz? Şüphesiz sürekli değişen Milli Eğitim Bakanlarını ve her bakanın gönlünden geçenlerini yapma arzusunu göreceğiz!
Biri el yazısı ile başarının yakalanacağını varsaydı, diğeri ise başarının ancak dik yazı ile sağlanacağını düşündü. Yani aradan geçen bunca yıl birbirlerinin yaptıklarına ters işler yapmaları ile geçti!
Tabir caizse, birinin yaptığını diğeri bozdu! Hangisi doğruydu hala karar verebilmiş değiller. Ve “doğruyu arayışları” hâlâ devam ediyor. AKP’nin onaltı yıllık iktidarını değerlendirirken “gece gittiler gündüz gittiler bir arpa boyu yol gittiler” sözünü birazcık değiştirmemiz gerekiyor. “Gece gittiler, gündüz gittiler ama bir arpa boyu yol bile gidemediler” demekten kendimizi alamıyoruz. Milli Eğitim alanındaki yetersizlik Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da sıkça dile getirilen bir husus olarak önümüzde duruyor.
Sadece Milli Eğitim alanı değil öteki alanlarda benzer sıkıntılar sürekli yaşanıyor. Hâl böyle olunca geçen onaltı yıl boyunca vaktin bir hayli boşa harcanmış olduğu söylenebilir.
AKP’nin onaltı yıllık icraatlarına baktığımız zaman oturmuş parti politikalarından çok bakanlıklara atanan yeni isimlerin kişisel arayışlarına tanık oluyoruz. Yani ne yapılması gerektiği konusunda partilerinin bir görüşü yokmuş da her bakan kendi düşüncelerini hayata geçirmek için kolları sıvamış gibi bir görüntü vermiyorlar mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.