CHP’nin Din Konusundaki Genelgesi
CHP diktatörlüğü yılları... 1943’te gazetelere, Matbuat Umum Müdürü (Basın Yayın Genel Müdürü) adına İzzettin Tuğrul Nişbay imzalı resmî bir tamim (genelge) gelir. Şöyle denmektedir:
“Gazetelerin son günlerdeki neşriyatı (yayınları) arasında dinden bâhis (bahseden) bazı yazı, mütalâa (görüş), ima ve temennilere rastlanmaktadır. Bundan sonra din mevzuu üzerinde gerek tarihi, gerek temsili ve gerekse mütalaa kabilinden olan her türlü makale, bend, fıkra ve tefrikanın neşrinden tevakki edilmesi (kaçınılması) ve başlamış bu kabil tefrikaların en geç on gün içinde nihayetlendirilmesi ehemmiyetle rica olunur.” (İma: Anımsatmak.)
İşte CHP’nin, İslam hakkındaki tutumu budur. Dinden bahs edilmesini istemiyor, ima’lardan bile rahatsız oluyorlar. Allah, bu zihniyette olanların ellerine fırsat vermesin. Bu zihniyet değişti mi? Yıl 2018, hâlâ Türkçe Ezan isteyenleri var.
***
Bir gazete Diyanet İşleri Başkanına ver yansın ediyor, 10 kasımdan önceki cuma hutbesinde niçin ondan bahsedilmemiş?.. 1925’ten sonra, 1930’larda din konusunda yapılanları herkes biliyor. Medreseler, tekkeler kapatıldı. Şapka devrimini tenkit eden nice Müslüman idam edildi. On bin kadar cami, mescid, medrese, taş mektep, hayrat vakfı binası yıkıldı, kapatıldı, satıldı, kiraya verildi. Ulemadan İskilipli Âtıf Efendinin avukatsız, Yargıtaysız paldır küldür asılması. Ezan-ı Muhammedî o zaman yasaklandı. Diyanet bunları övecek değil a.
***
Başka ülkelerdeki trafik durumundan ibret almamız, ders çıkarmamız ve kendi trafiğimizi düzeltmemiz gerekiyor. Bence en örnek trafik Singapur trafiğidir. Orada hiçbir vatandaş trafik kurallarını ihlal edemez. Etmeye yeltenenin canına okurlar. Bizde trafik canavarları dehşet saçıyor. Yanındaki kadını döven genç, kendisini protesto eden halkın üzerine yaya kaldırımına otomobil sürüyor, altı kişiyi yaralıyor. Sarhoş sürücüler terör yapıyor. Dükkânlara, marketlere giren otomobiller. Yollar mezbaha gibi. Durmadan, lüzumsuz yere, hiç gerekmediği halde korna çalanlar. Yola kâğıt mendil, çöp atanlar... Singapur’da bunları kimse yapamaz. Başka ileri medenî ülkelerde de. Dostlarımızdan Bayram bey ABD’de araba sürerken cebinden telefonunu çıkartmış, konuşmamış; sadece ekranına baktığı için polis tarafından yakalandı, hakim huzuruna çıkartıldı. Bizde hemen herkes, sürerken cep telefonu ile konuşuyor. Şehir bütünüyle sıkıntılı bir otopark haline geldi. Bir oto-toplum olduk. Bu trafik, otomobil saltanatı, otomobil statüsü meselesini halledemezsek ülkemizin geleceği aydınlık değil, karanlıktır.
***
Kaç sene oluyor, bir yerde konuşma yapmıştım. Bitince, biri kalkmış sorum var demiş ve konuşmaya başlamıştı. Konuşuyor konuşuyor sorusu bir türlü bitmiyordu. Adamcağız sanki küçük bir konferans veriyordu. Onu zorla susturabilmiştik. O günden sonra sözlü soru kabul etmiyorum, yazılı istiyorum. Bir tarafı fare yemiş gibi yırtık kâğıda yazanların sorularını da kabul etmiyorum.
***
Lise bitirmiş bir kimsenin el yazısının çok çirkin, kargacık burgacık olması kabul edilemez.
***
Bilmiyordum, bir paket ucuz sigara 15 liraymış. Günde bir, ayda otuz paket içenler var. Dört yüz elli lira eder. Bu ne korkunç israftır. Hem sağlığa zararlı, hem adamın kesesini deliyor.
***
Sahtekârın birine: Kadın hakları, kadın haysiyeti edebiyatını bırak da, ülkemizdeki yasal resmî vesikalı KDV’li seks köleliğini kına.
***
Müslümanın biri faizli krediyle 200 bin liraya otomobil almış. Almışken iyi bir şey olsun dedim diyor. Onun Müslümanlığını sevsinler.
***
Riba yakar, yıkar, çökertir, batırır, büyük krizlere sebep olur, helaldir denilirse dinden çıkartır kâfir eder, Cehenneme sürükler. Riba ile abad olunmaz. Riba berbat eder.
***
Dünya ve insanlık İslam medeniyetiyle medeni olsaydı, nükleer silahlar yapılmayacak, yeryüzü ve insanlık bugünki kadar huzursuz ve güvensiz olmayacaktı.
***
Cuma namazında Yıldız Hamidiye camii üniversiteli gençlerle doluydu, yaşlılar azınlıktaydı. İnşallah ileride beş vakit namazlarda da camileri böyle doldursunlar.
***
Beş vakit namazı yitiren ve şehvetlerine uyan bir Müslüman toplum iflah olmaz.
***
Yüz sene dayanabilir mi?
***
Para mal servet şehveti... İkbal ün alkış şehveti... Lüks hayat, aşırı tüketim şehveti... Lüks otomobil, lüks giyim kuşam, lüks yeme içme şehveti... Lüks cep telefonu şehveti, israfa ve azgınlığa yol açan bütün şehvetler... Bunlar Müslümana yakışmaz. Bunlar Ateş’e götürür.
***
Birinci dünya savaşından sonraki kara günlerde zalim kefere İstanbul’u işgal etmişti ama Ayasofya’yı camilikten çıkartmamış, Ezan okumayı yasaklamamış, İslam kadınlarının tesettürüne el uzatmamıştı; medreselere, tekkelere dokunulmamıştı.
***
Türkiyede, din devlet münasebetlerinin, İngiltere krallığında olduğu gibi olmasını istiyorum. Bu istek bir suç değildir. Orada din ile devlet barış içinde yaşıyor ve işbirliği yapıyor. Orada, hükümdar aynı zamanda millî Anglikan kilisesinin başıdır. Oradaki Müslümanlar dünyanın en hür Müslümanlarıdır. Orada devlet din düşmanlığı yapmıyor. Sakın beni İngiliz taraftarlığı ile suçlamaya kalkmasın kimse. Ben gerçekleri yazıyorum. İngilterede medrese açmak serbest, tekke açmak serbest. Londra’ya Londonistan diyorlar. Müslüman mahallelerin girişlerine “Burası Şeriat bölgesidir. Kumar, içki, sigara, uyuşturucu, fuhuş, bar pavyon yasaktır” levhaları konmuş, İngiltere’de şu anda faaliyette bulunan 85 Şeriat mahkemesi var. Agresif İslam düşmanları beğenmeseler de din hürriyeti budur.
***
Şapka devrimi edebiyatı yapan birine: Dünya şapkayı terk etti. Şapka önemli değildir, kafanın içindeki beyin önemlidir. Maymuna şapka giydirsen medenî olmaz. Medeniyet ilimle, irfanla, bilgelikle, faziletle olur.
***
Hiçbir konuda iddiam yoktur, sadece bir konuda: Türkiye’yi, devletimi (düzeni değil), halkımı milletimi, ülkemi vatanımı herkesten çok ben severim. Bu konuda ikinci olmayı bile kabul etmem. Bu sevgim ve bağlılığım paraya, maddî menfaate, riyasete ikbale, benliğe, ucuz hamasete, sahta vatanseverliğe dayalı olmamalıdır.
***
Şairliği feylesofluğundan önemli olan Rıza Tevfik, Padişah iktidarda iken ona düşmanlık yapmıştı. Sonra olup bitenleri görünce pişman oldu, “Sultan Abdülhamid’in ruhaniyetinden istimdat” başlıklı şiiri ile nedametini abideleştirdi. Allah taksiratını afveylesin, rahmetiyle muamele buyursun.
***
Bir Müslüman olarak, Sultan Abdülhamid’i mi tutarım, Farmason Dönme İttihad ve Terakki’yi mi? Elbette Sultan Abdühamidi tutar, ondan yana olurum.
***
Ehl-i Sünnet Müslümanları Afganî’nin, Abduh’un, Reşid Rızanın yolundan değil; Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin, Düzceli Muhammed el-Kevserî’nin yolundan giderler.
***
Bir gence: Senin doktor, mühendis, hukukçu, şu veya bu olman beni ilgilendirmez. Ben senin iyi Müslüman, iyi insan olmanı isterim. İleride senin, hayata atılınca yiyeceğin yemekler de beni alakadar etmez. İçine ekmek doğrayıp çorba iç ama İslam’a, Türkiye’ye, insanlığa hizmet et, Yaratan’ın rızasını kazan.