AKP ile MHP arasında yerel seçimlerde de Cumhur İttifakı’nın sürdürülmesi tamam gibi görünüyor.

Çok büyük bir terslik olmazsa yine birlikte hareket edecekler.

Aslında iki partide birbirlerine mahkûm! Hem mahkûm hem de mecburlar! Özellikle de AKP tabanında önemli hareketlilikler var.

AKP tabanı kaba bir tasnifle ikiye ayrılmış durumda.

Her iki kesimde kendilerini “AK Partili” diğerlerini ise “AKP’li” olarak yaftalıyorlar.

Kendilerini “AK partili” olarak tanımlayanlar “düzgün isimler” olduklarını iddia ediyor ve AKP’lilerin ise “işe yaramaz isimler” olduğunu ileri sürüyorlar.

İşin garibi her iki tarafta kendilerini “düzgün isim” olarak görürken rakiplerini “işe yaramaz isimler” olarak nitelendirmeleri.

Daha doğrusu adaylıkları söz konusu olduğunda isimleri hale geçer akçe halinde olanlar kendilerini “AK Partili” olarak takdim ediyor isimleri çizilenler ise “AKP’li” olarak tanımlanmaya çalışılıyor.

AKP tabanındaki hareketlilik gözlerden saklanacak gibi olmaktan çoktan çıkmış durumda.

Kimi artık “ahiret hesabı yapmak” zorunda olduğunu vurgulayarak seçimlerde oy kullanırken “bu hassasiyetle” davranacağını ilan ediyor.

Ve de, “Bugüne kadar hep AKP’ye ve gösterdiği adaya oy verdim ama bundan sonra ahiretimi düşünmek zorundayım” diyerek parti yönetimine adeta meydan okuyor.

Kimileri ise çocuklarına AKP ileri gelenlerinin özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isimlerini vermiş olduklarını ama artık bu isimleri değiştireceklerini ifade ediyor.

Yani AKP’nin tabanı ile tavanı arasında oldukça ciddi sorunlar yaşanıyor. AKP tabanı kendisini artık tavana yakın hissetmiyor.

Hatta dışlanmış ve horlanmış gibi görüyor.

Eskiden bu tür sıkıntılarını açığa vurmazken şimdi bütün kirli çamaşırlar ortalığa dökülüyor.

AKP tabanında “ahiret kaygısının” ağır basmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz.

Bugün birkaç kişi tarafından dile getirilen bu kaygının yarın bütün taban tarafından paylaşılacağından şüphemiz yok. İşte bütün bu nedenlerle AKP ile MHP arasında yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’nın yeniden canlandırılmasını bir mecburiyet hatta bir mahkûmiyet haline geldiğini söylüyoruz.

AKP’nin MHP’siz büyük şehirlerde başkanlık kazanamayacağı ne kadar gerçekse MHP’nin İYİ parti faktörü karşısında AKP desteği ayakta duramayacağının o kadar gerçek olduğunu düşünüyoruz