Belediye Başkanı Adayları
Aşağıdaki şartlar benim şartlarımdır. Bu şartlar islamîkriterlere ve evrensel bilgelik kurallarına uygundur. Birilerine uçuk gelebilir ama değildir. Burada zikr ettiğim dinî şartlar, İslam ve millî kültür açısından çok normal ve istenen şeylerdir. Bendeniz bir Müslüman olarak Marksist, kapitalist, ateist, feminist, M. Kemal’in ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalizm, Darvinizm gibi ideolojilerin kriterlerine bağlı olacak değilim elbette. Şimdi şart maddelerine geçelim:
Mimar olması gerekmez ama ille de yeterli mimarlık kültürüne sahip olması gerekir.
Şehircilik kültürüne de sahip olacak. (Şehircilik uzmanı olacak demedim.)
Peyzaj kültürü...
Edebî Türkçe bilecek, edebî zengin Türkçeyi yanlışsız yazacak, yanlışsız konuşacak.
Klasik edebiyatımızın en büyük şair ve edibi Fuzulî’inin divanını okuyabilecek, manasını anlayacak, metin şerhi yapabilecek derecede edebiyat kültürüne sahip olacak.
Tarih kültürüne sahip olacak.
Çok iyi mantık bilecek.
Osmanlının dışındaki Anadolu ve Trakya kültürleri konusunda yeterli bilgiye sahip olacak.
Estetik, sanat, güzellik boyutuna sahip olacak.
Ofisini büyük bir zevk ile dekore edecek.
Evinin salonu, gerçekten aydın bir Türkiyeli olduğunu gösterecek.
Son derece temiz, şeffaf ve ahlaklı olacak; karışık, bulaşık, şaibeli işleri ve tarafları olmayacak.
Gururlu, kibirli, bencil, olmayacak.
Öfkeli karakterli olmayacak, itidalli ve sabırlı olacak.
Arada bir Abdülkadir Meragî gibi bestekârların eserlerini dinleyecek.
Mimar Sinan aşığı olacak.
Şahsî helâl serveti olsa da lüks, ihtişamlı, tantanalı, debdebeli bir hayat sürmeyecek.
Bir tek kaçak binaya, kaçak kata izin vermeyecek, baskı yapılırsa istifa edecek.
Müslüman olduğu için beş vakit namaz kılacak.
Sık sık halk arasına girecek, çarşı pazarları dolaşacak, toplu taşıma vasıtalarına binecek, arada bir esnaf lokantalarında yemek yiyecek, halk kahvelerinde çay içecek.
Sokak hayvanlarını sevecek ve koruyacak.
(İstanbul için) Papağanlarla ilgilenecek, onları koruyacak, onlara yuvalar yaptıracak, kışın yem verdirecek.
Vicdanı (zaruret olmaksızın) bir tek ağacın veya çalının kesilmesine bile razı olmayacak. Yeşil sever olacak.
Maaşının belli bir kısmını (Yüzde otuzdan azı olmaz) her ay başında fakirler fonuna yatıracak.
Zırhlı ve güvenli bir makam otosu olacak ama çok yeni, çok pahalı, çok lüks olmayacak.
Uçakla bir yere giderken VIP kapısından geçmeyecek, sevgili halkı ile birlikte kuyruğa girecek.
Kilosu, boyunun son iki rakamını geçmeyecek.
Kışın lapa lapa kar yağarken CenabŞehabeddin’in Elhan-ı Şita şiirini okuyacak. “Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar
Geçen eyyam-ı nevbaharı arar...”
Tarihî kabristanlardaki bir tek eski taşı ve mezarı bile tahrip ettirmeyecek.
Halka temizlik konusunda örnek olmak için, ayda bir eline süpürge alıp sokak, meydan, cadde temizliği yapacak.
Her ay en az beş derin düşünce, ciddî kültür, araştırma kitabı okuyacak.
Onun zamanında lağımlar, sular, sokakların süpürülmesi gibi rutin hizmetler elbette yapılacak ama kültüre, medeniyete, sanata, mimariye, yeşil alanlara, kitaba onlardan fazla önem verilecek.
Büyük şehirlerin belediye başkanları, Türkiyenin en kaliteli, en okunabilir, en sevilen, en aranan sanat, kültür, edebiyat dergilerini yayınlayacak, bunlar kapış kapış satılacak. Bunlara bir tek boş ve kof yazı konmayacak, siyasetten hiç bahs edilmeyecek.
Baklavasının üzerine yazın dondurma, kışın kaymak koydurmayacak. Hatta baklava yemeyecek.
Güzel giyinecek. Rüküş ve arabesk kıyafetliler adayım değildir.
Ecdadını sevecek, ecdat ve Osmanlı düşmanlığı yapmayacak.
Yakın tarihimizdeki zalim diktatörleri sevmeyecek.
Müslüman olacak ama İslamcı olmayacak.
Tarihimizdeki bütün kopukluklara karşı olacak.
Ahlakını, faziletini, meziyetlerini, insanlığını, vatanseverliğini, vasıflı bir vatandaş olduğunu; düşmanları, başkaları, ötekiler bile kabul, itiraf ve teslim edecek.
El yazısı düzgün olacak.
Evinde en az beş bin kitaplık bir özel kütüphanesi olacak. Bu kitapların en az bini ciltli olacak.
Erkek çocukları küçük beyefendiler, kız çocukları küçük hanımefendiler olacak.
Üniversiteye giden çocuklarının lüks ve pahalı otoları olmayacak.
Ayda en az bir kere, fakir veya orta halli bir vatandaşın evine gidecek, hediye götürecek, çay veya çorba içecek.
Adaletsiz hiçbir iş yapmayacak.
İnsafsız olmayacak.
Akrabalarını, yakınlarını belediye binasına sokmayacak.
Gelen bütün mektuplara, mail’lere cevap verecek.
Sabah namazlarında mümkün olduğu kadar çok, camie gidip cemaatle namaz kılacak.
Din istismarı, din sömürüsü yapmayacak.
Makamında yediği yemekleri en yakındaki kışladan getirtecek, halkın yiyemediği nefis, leziz, pahalı, nadide, lüks yemekler yemeyecek.
Ücretsiz hizmet eden en fazla yedi özel danışmanı, âqil adamı olacak, onlara danışacak.
Fakirlerin, düşkünlerin, güçsüzlerin, ezilmişlerin koruyucu meleği olacak.
Geçerli gerekçe gösterilirse, hatalarını kabul edecek.
Nefsini aklamayacak.
İhalelere fesat karıştırmak isteyen haydutlarla, namussuzlarla, eşkıya ile mücadele edecek, onlara fırsat vermeyecek.
İşe yarım saat erken gelecek, gerektiğinde mesai saatinin dışında, hafta tatilinde de çalışacak.
Uluslararası anketlerde dünyanın en başarılı belediye başkanı unvanını kazanmak ve Londra’daki Guiness rekorlar kitabına ismini yazdırmak için çalışacak.
Bir mürşid-i kâmile bağlı olacak. Mevlevî tarikatına mensup onlarlar tercih edilir.
Uçak seyahatlerinde öndeki lüks ve pahalı businessclass’ta oturmayacak, halkla birlikte olacak.
Ayda en az bir kez, otomobilini durduracak, inecek ve yoldan geçen zavallı bir ihtiyarın elini öpecek, hatırını soracak gerekiyorsa kimseye göstermeden cebine harçlık sıkıştıracak.
Geleneksel millî sanatlarımızı çok sevecek, onların kültürüne sahip olacak, revaçları için var gücüyle çalışacak.
Ofisi çok güzel olacak, uluslararası ödül kazanacak.
Makam otomobilini, belediye araçlarını özel işleri için kullanmayacak, özel işlerinde ikinci el mütevazı şahsî otomobiline binecek.
En az bir sanat bilecek, ürün verecek, bu ürünlerin parasıyla hayır işleri yapacak.
Nefis ve leziz çaylar içecek, misafirlerine ikram edecek.
Hiçbir asalağa, parazite, haşereye milletin bir kuruşunu bile kaptırmayacak.
Yaşlı ve muhterem misafir ve ziyaretçilerine çayı bizzat kendisi ikram edecek.
Bir tek kaçak inşaata bile izin ve ruhsat vermeyecek, verirse vatan haini olur.
Geceleri, kimse görmeden duymadan, Ya Rabbi bu veballi hizmetin hesabını nasıl vereceğim diye ağlayacak.
Beni Âdem’in SeyyidiResulullah Efendimize (Salât ve selam olsun ona) biatli, irtibatlı, itaatli olacak.
Hazret-i Ömer ahlak ve karakterine sahip olacak.
Haram yemeyecek, yedirmeyecek.
Niyeti halis olacak, Haliq’ın ve mahlûkatın rızalarını kazanacak.
76.Belediye başkanlığı müddetince taşınmaz mal almayacak, servetinde artma olmayacak.
İstifa mektubu cebinde hazır duracak. Gerektiğinde hemen tarih koyacak, imzalayıp sunacak. (Gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum...)
Başkanlığı bittikten, kendisi ölüp gittikten sonra hayırla anılacak, kendisine dua edilecek, örnek gösterilecek.
Diktiği ağaçlar, kurduğu hayırlı müesseseler yüzünden defteri kapanmayacak, kendisine sevap yazılıp duracak.
**
İşte benim adaylarımda bulunması gereken şartlar, özellikler, hasletler bunlardır. Muhterem okuyucularımın dikkat nazarlarına arz ederim.
Beş vakit namaz kılma gibi şartları kimse garipsemesin. Devlet başkanımız kılıyor da, Belediye Başkanımız niçin kılmasın? Namaz, imandan sonra İslamın ikinci temel şartıdır. Her Müslümanın kılması gerekmez mi? Tarikat mensubu olması da öyledir. Yeter ki, tarikatçı olmasın, tarikatli olsun.