Al birini, vur ötekine!..
Başkan Erdoğan’ın terör örgütüne yönelik askeri operasyonun birkaç güne kadar başlatılacağını açıklamasının hemen ardından terör örgütünün mevzilerine yönelik hava harekâtı gerçekleştirildi. Bir bakıma böylece terör örgütüne yönelik harekât başlamış oldu. Erdoğan’ın açıklamasından anlaşıldığına göre harekâtın kara boyutu da olacak. Çünkü belli noktalardan teröristlerin temizlenmesi için bir kara harekâtına da ihtiyaç olacak. Türkiye’nin operasyon konusunda kararlı olduğu ABD ve AB tarafından anlaşılmış olacak ki, ABD’nin Suriye’de sınırımıza yönelik oluşturduğu gözlem noktalarından askerlerini çektiği haberleri gelirken çok geçmeden ABD’nin gözlem noktalarını PKK’lılara terk ettiği ortaya çıktı. Böylece bu gözlem noktalarını teröristleri Türkiye’den gelecek muhtemel bir tehdide karşı oluşturduğu iddia olmaktan çıkarak bir gerçeğin ifadesi oldu. Kaldı ki, ABD’nin gözlem noktalarını tamamen terk ettiğini söylemek ne ölçüde doğru olur onu da çok geçmeden gelişmeler ortaya koyacaktır.
ABD FETÖ elebaşının ifadesi konusunda ve terör örgütleri ile ilişkileri konusunda sürekli yalan söylediği için bundan sonra söyleyeceklerine ihtiyatla yaklaşmak gerekiyor. Çünkü o kadar çok yalan söylendi ki ABD tarafından artık arada bir doğru söylemiş olsalar bile inanmak mümkün olmuyor. Söz gelimi PKK/YPG teröristlerini silahlandırması ve adeta bugüne kadar gerçekleşmedi. Onlarla birlikte hareket etmesinin sebebi hep DEAŞ’lı teröristlerin Irak ve Suriye’den temizlenmesi için birlikte hareket edildiği söylendi. Hâlbuki gelinen noktada şu anda Suriye ve Irak’ta DEAŞ militanları yok. Hatta Türkiye’den her fırsatta yapılan açılamada gerçekten Suriye’nin var olduğu ileri sürülen DEAŞ’lı teröristlerden temizlenmesi isteniyorsa bunu Türkiye’nin her zaman yapabileceği açıklandı. Türkiye’nin çağrısına bu güne kadar ABD ve koalisyon ortakları nedense olur demedi. Çünkü kısa zamanda söyledikleri yalanlar arazide ispatlanmış olacaktı.
Bu arada AB’de Türkiye’nin aldığı operasyon kararına karşı hemen tedirginliğini ortaya koydu. Çünkü AB, Türkiye’yi Suriye’deki PKK/YPG unsurlarına yönelik operasyonlardan vazgeçmeye çağırdı. Yani, teröristleri korumak anlamına gelen bir tavır sergiledi. Böyle olunca gerek ABD gerek AB ülkelerinin tercihinin Türkiye’den değil teröristlerden yana olduğu bu vesile ile net bir şekilde bir kez daha görülmüş oldu.
Bu durum gösteriyor ki, Irak ve Suriye teröristlerden temizlenmesin isteniyor. Çünkü Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgemize vermek istedikleri yeni şekilde terör örgütlerini kullanmakta kararlılar. Böylece hem hedeflerine ulaşacaklar hem de kendi askerlerini ateşe atmamış olacaklar.
Tüm bu gelişmelere rağmen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, “ABD, FETO’nun iadesi üzerinde çalışıyor” açıklaması eğer bir temenni değilse, ABD tarafından bir kez daha aldatılmamak için uyanık olunması gerekiyor. Çünkü şimdiye kadar FETÖ elebaşının iadesi için çuvallar dolusu belge gönderildi. Ya gönderilen belgelerin yetersizliği ileri sürüldü ya da çok sıkışınca belgelerin incelenmekte olduğu söylendi ve iade bugüne kadar gerçekleşmedi. Hâlbuki Türkiye’de darbeye kalkışılmış, darbeciler mahkemelerde ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş durumda. Yani ortada bunların suçlu olduğunu gösteren mahkeme kararları vardır.
Suriye’de terör örgütlerine yönelik başlatılmış olan operasyon aynı zaman bu örgütlerin destekçisi ABD’yi de hedef almaktadır. Bunun için ABD kendisini hedef olmaktan kurtarmak için sınırımızda oluşturduğu gözlem noktalarından askerlerini ya çekiyor ya da çekmiş gibi davranıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.