İslamî kesime sızan haşarat
İslamî kesime eyyamcılar (oportünistler) girdi.
Yiyiciler girdi.
Arivistler girdi.
Belki inanmak istemeyeceksiniz ama azılı solcular girdi.
Namuslu ve haysiyetli solcuları tenzih ederim ama para için, ikbal için, menfaat için her şeyi yapabilecek, her ....yiyebilecek sahte solcular...
Dini imanı para olanlar girdi.
Münafıklar girdi.
Bunlar tespit edilip ayıklanmazsa, İslamî bünyeden kovulup tard edilmezse, kusulmazsa büyük zarar vereceklerdir.
Bunlar tehlikeli mikroplardır, girdikleri vücudu hasta edip çökertirler.
Müslümanlar, İslamcılar dikkatli olsunlar, münafıkların oyunlarına gelmesinler.
***
Aç kalan bir kimsenin zaruret varsa bir ekmek çalması, bahçeden bir elma kopartıp yemesi belki affedilebilir ama herifin veya karının zengin olmak için milyonları (hattâ milyarları) çalması asla affedilemez. Bu ikincisinin fetvası ve ruhsatı yoktur.
***
Nazım Hikmet’i sever miyim? Bir Müslüman olarak onu asla sevmem.
Nazım Hikmet büyük bir şair midir? Büyük müdür bilmem ama şairdir.
Hangi şiirleri kıymetlidir? Marksist olmadan önce yazdığı Mevlana, Ağa Camii gibi şiirleri kıymetlidir?
Nazım M. Kemal Paşaya muhalif miydi? Çok muhalifti. Bu yüzden uzun yıllar boyunca zindanlarda sürünmüştür.
Nazım Hikmet Türk müdür? Polonya asıllıdır, aile ismi Verzanski’dir.
Nazım Hikmet hangi ideolojiye bağlıdır: Ateist MarksizmeLeninizme.
Nazım, zalim diktatör Stalin için ne demiştir? “Beni Stalin yarattı, benim vatanım Sovyetler Birliği’dir” demiştir.
Nazımı kimler şişirip putlaştırdı. Dönmeler.
Nazımın ideolojisi, reçetesi ile Türkiye yücelir ve kurtulur mu? Tam tersine batar. Sovyet uydusu doğu Avrupa ülkeleri gibi.
Nazım ateist miydi? Bütün Marksistler gibi ateistti.
Nazım bir değer midir? Olsa bile negatif bir değerdir.
Nazımı Tevfik Fikret’e benzetebilir miyiz? Benzetebiliriz. Tevfik Fikret başlangıçta dindardı, genç iken bir naat yarışmasında birinci olmuştu. Nazım’ın Mevlana şiirini yazması gibi.
***
Satılık kiralık vicdanlar kalemler... Onları ortada, daire-i itidalde göremezsiniz. Ya aşırı muhalefet ve düşmanlık yaparlar yahut aşırı yağcılık yalakalık ve taraftarlık.
***
Önemli zat bir ara aksırır, onlar hep birden koro halinde “Ah efendim bu ne şahane aksırıktı, tarihte böyle aksırık görülmemiştir” diye haykırırlar.
***
O iki yüzlüler, o iki kimlikliler, o karpuz gibi dışları yeşil içleri kızıl herifler ve karılar Maimonides’in fetvasıyla hareket ediyor.
***
Mü’minlerİslama yürekten bağlıdır, Müslüman görünen münafıklar işkembelerinden bağlıdır.
***
Aklı vicdanı midesinde ve apış arasında olan o sefiller.
***
Bozacının şahidi şıracı...
***
Manisa’nın Şehzadeler ilçesi Avni Gemicioğlu caddesindeki Bayırlar lokantasını ve sahibi Adem Bayır beyi tebrik ediyorum. Bu lokantada hesap sorulmuyormuş, parası olanlar gelip karınlarını ücret ödemeden doyuruyor, parası olanlar hesap ödüyormuş. İslamın Osmanlının Fütüvvet ahlakı... Günde otuz fakire yemek yedirmekle lokanta iflas etmiyormuş... Bayırlar lokantası... Helal kazanç... Bereket... Mürüvvet... Güzel bir örnek...
***
BBC’de Telefon bağımlılığından kurtulmak başlığını gördüm, haber metninin henüz okuyamadım. Önemli bir başlıktı. Halkımızın ve gençliğimizin milyonlarcası cep telefonu bağımlısı olmuştur. Bu bağımlılık eroin kokain bağımlılığından daha kötü, daha köleleştirici, daha tahrip edicidir. Bu konuda devlet ne yapabilir? Diyanete ve islamî sivil toplum kuruluşlarına büyük hizmetler ve vazifeler düşüyor. Bendeniz sık sık yazıyorum. Telefon bağımlısı, insanlıktan çıkar, robotlaşır zombileşir. Ömrünü ziyan eder, bazen başkalarını rahatsız eder. Ülkenin bilgeleri, âqilleri, büyük psikologları, strateji uzmanları bu afetle mücadele için planlar programlar yapmalı, projeler hazırlamalı, çare ve çözümler bulmalıdır. Tarihi eski değil, çıktığından bu yana Türkiye cep telefonuna ne yatırmıştır. Bu para ile, biz de Güney Kore gibi güçlü bir otomotiv sanayii kurabilir miydik? Bir soru: Uyuşturucu maddelerle, sigara ile mücadele eden devlet, cep telefonu bağımlılığı hastalığına karşı bir şey yapmalı mıdır?
***
Diyanet, bütün camilere, cami içinde cep telefonu ile konuşmanın, cep telefonu ile meşgul olmanın, cebinden çıkartıp o cihaza bakmanın, mesaj okuyup yazmanın, haber okumanın; günah, kabalık, görgüsüzlük, terbiyesizlik ve çok ayıp olduğunu, medenî Müslümanın bunları kesinlikle yapmaması gerektiğini anlatan bir levha koymalıdır.
***
Rüşvet alanlara... Hortumculara... Haram yiyen rantçılara... İhalelere fesat karıştıranlara... Kurumların içini boşaltanlara... Yolsuzluk yapanlara... Dini alet ve istismar ederek zengin olan sömürücülere... Diğer bütün haram yiyenlere: Allah belanızı versin!.. (İşbu paragrafı bir nebzecik de olsa, nehy-i münker vazifemi yapmak için yazmış bulunuyorum...)
***
Tarikatlar, Şeriat dairesi içinde bulunmalıdır. Bir tarikat Şeriat dışına çıkarsa sapıtmış olur.
***
Âdil Halife Hz. Ömer radiyallahuanh ufuklara (Vilayetlere, valilere) gönderdiği mektuplarda öncelikle namazı sorarmış. Onun zamanında valiler, aynı zamanda vilayetin baş imamı idi. Vakit ve Cuma namazlarını bizzat kıldırırlardı. Kur’an ve Sünnet Müslümanları namaza çok önem vermelidir. Namazı, eylemle ilgili hizmetler listesinin başına yazmalıdırlar. Namazı öğretmek, namazı teşvik etmek, namaz için çalışmak büyük bir vecibedir. Bütün islamî sivil toplum kuruluşları, bir araya gelmeli ve ORTAK topyekûn bir namaz seferberliği başlatmalıdır. Bugünkü yüzde on namaz kılan oranı ile Müslüman toplumun yıkılacağı, çökeceği, batacağı bilinmelidir. Namazsız manevî kalkınma ve yükseliş olmaz. Namaz meselesi, siyaset üstü tutulmalıdır.