Fıtrat yalan söylemez
Bediüzzaman, “Fıtrat yalan söylemez” der ve fıtratın vicdanla olan bağına ima yapar. Zira insan hangi ananın rahminde hayat bulursa bulsun fıtratında asli değerlerin çekirdeğini taşır. Dünyaya geldikten sonra ailenin ve çevrenin etkisi ile bu çekirdek gelişir ya da güdük kalır. O yüzden Resulûllah nefes alıp verdiği sürece hiçbir insandan ümidini kesmemiş, fıtratta mevcut olan hidayet çekirdeğine ulaşabilmek için tebliğ görevini yapmaya devam etmiştir. Genetik dokularımızda taşıdığımız erdemler vicdanla işbirliği halindedir. Bu nedenle yapılan kötülük karşısında sesini ilk yükselten vicdanımız olur…
Tarihte birçok örneği vardır… Zulmün yoğun yaşandığı toplumların bağrından öyle sesler yükselir, öyle tepkiler, öyle karşı çıkışlar ortaya çıkar ki, hafızanızdan her şey silinir ve fıtratın safi çehresi ile karşılaşırsınız. Fıtratları ile barışık yaşayan ve vicdanlarının sesini duyabilen bu insanlar kendilerine vaat edilen bütün imkânları ellerinin tersiyle iter, canı pahasına da olsa adaletin safında yer almaya karar verirler. Üstat Bediüzzaman’ın da dediği gibi eylemler ve söylemler yalan söyler fakat fıtrat yalan söylemez.
Geçtiğimiz gün her şeyi göze alıp işgalci İsrail’in zulmüne karşı çıkan ve ülkesinden ayrılarak sakin bir yaşamı tercih eden Yahudi bir kadının yaptığı barış ve adalet vurgusu dikkatimi çekti. Adı EstherBejarano… 94 yaşında cesur bir kadın…
EstherBejarano 1924 tarihinde Almanya’nın güneybatısında Saarlouis kasabasında dünyaya gelen Yahudi bir müzisyen… İfadelerine göre Esther 1938 tarihinde ülkesinde “Kristal Gece” olarak bilinen programa ailesi tarafından “Alman Yahudilerinin Filistin’e göç etmeleri için eğiten, Siyonist eğitim merkezine” kaydedilir. Fakat üç yıl sonra merkezin eğitmenleri tutuklanır ve toplama kamplarına gönderilir. Esther ise Aushwits kampına gönderilir. Burada müzikle ilgilenmeye devam eder. On beş yıl İsrail’de kalan Esther Yahudi NissimBejarano’yla evlenir, fakat ne eşi ne de kendisi İsrail’in politikalarını destekler. Kendisi bu durumu şöyle açıklar: “Eşim ve ben İsrail’in politikalarını destekleyemezdik. Biz Filistinlilere yapılan korkunç şeylere onay vermiyorduk. İsrail onlara karşı savaştı, Filistinlileri sürgün etti.” Esther’in çatışmalara zorla dâhil edilen eşi orduda görev yapmak istemediğini söylediği için hapse atılır. Serbest bırakıldığında ise Bejarano çifti İsrail’i terk eder ve Almanya’ya yerleşirler. Esther İsrail’in şiddet kokan politikalarını uygulamadığını ifade eder ve “savaş yoluyla barışa ulaşılamaz” der.
İnsanlar, farklı etnik yapı, kültür ve değerleri ile katagorize edilseler de aslında her fert insanlık ailesinin bir üyesi ve her insan fıtratında İslam’ın çekirdeğini taşıyor. O yüzden zulmün önderliğini yapan o toplumlardan da hak ve adalet diyen ve bu değerleri samimiyetle savunan insanlar ortaya çıkabiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.