Eşit değildir
IQ’su 130 olan zeki bir insanla 80 olan biri eşit midir?
Ahlaklı ve faziletli biriyle, ahlak ve fazilet yoksunu bir midir?
Çalışkanla tembel bir midir?
Doğru ve dürüst olanla, eğri ve yamuk bir midir?
Âlimle cahil bir olur mu?
Ehliyetli ve liyakatli biriyle ehliyetsiz ve liyakatsiz bir olur mu?
İyi insanla kötü insan (iyilik ve kötülük açısından) elbette bir olmaz.
Mü’min ile kâfir bir değildir.
Sıddik ile Ebu Cehil bir olur mu hiç?
Mehdi ile Deccal bir olmaz.
Said ile şaki bir olmaz.
Sâlih ile fasıkfacir bir olmaz.
Cömert ile cimri bir olmaz.
Mürüvvetli ile mürüvvetsiz bir olmaz.
Vatansever ile vatan haini bir olmaz.
Hizmet edenle hedm eden (yıkan) bir değildir.
Diğerkâm ile bencil bir değildir.
Evet insanlar hukuk önünde birdir ama mutlak eşitlik yoktur.
İşler, vazifeler, hizmetler, makam ve mevkiler, rütbeler; ehliyetli liyakatli vatansever çalışkan becerikli iş bitirir kimselere verilmelidir.
Bunlara verilmez de ehliyetsiz ve liyakatsiz olanlara verilirse devlet, ülke, millet çok büyük zarar görür
***
Kopya çekerken yakaladığı için hocasını öldüren hukuk fakülteli genç, yakalanmamış olsaydı, ileride maazallah hâkim veya savcı olacaktı.
***
Kanunî Sultan Süleyman Han zamanında Osmanlı devletinde büyük, orta, küçük bütün işler, makamlar, mevkiler ehliyetli ve liyakatli olanlara veriliyordu. Bu yüzden bütün işler doğru ve düzgündü.
***
İslamda namaz dinin direğidir. Camilerin mihraplarına, minberlerine, kürsülerine; ehliyetli, liyakatli imamlar, hatipler, vaizler, hocalar geçirilmezse Müslüman toplum çöker.
***
Öğretmenliğe, doktorluk mühendislik kadar önem ve değer vermeyen, en zeki en istidatlı en kabiliyetli en değerli çocuklarını öğretmen ve eğitimci yapmayan bir toplumun geleceği çok karanlıktır.
***
Tarım konusunda bir Türkiyenin perişan haline bakınız, bir de Hollandaya. Hollanda, bizim Konya vilayetimiz kadar, nüfusu da bizden az. Bir kısmı denizden kazanılmış topraklarında, akıllara durgunluk verecek tarım, çiçekçilik işleri yapıyorlar. Vaktiyle soğanlarının bizden aldıkları lale işinden muazzam paralar kazanıyorlar. Türkiyenin tarımda Hollanda seviyesine gelmesi ve sonra onu da geçip dünya birincisi olması mümkün müdür? Elbette mümkündür ama bunu başaracak vasıflı, azimli, çok çalışkan, çok bilgili insanlar lazımdır.
***
Tarlalarını zengin şehirlilere villa yapılması için satan, aldığı paraları keyfince sorumsuzca harcayan, tarım ve hayvancılık işlerini terk eden yan gelip yatan köylüler iyi mi yapıyor kötü mü?
***
Londrada bir grup Müslüman yürüyüş yapmış. Birinin elinde “Birleşik Krallık için Şeriat” pankartı vardı. Fotoğrafını internette gördüm.
***
New York’ta İsrail ve Siyonizm karşıtı sakallı şapkalı hahamlar ellerinde Filistin bayrakları olduğu halde yürüyüş yapmış. Birinin elinde İsraili zehir zemberek kınayan bir pankart vardı. Bu konuda çok ibretli şeyler görmek isterseniz, “Jewsagainstİsrael” kelimeleriyle internetten bilgi edinebilirsiniz.
***
Sünnet ve sahih hadis düşmanlığı, Peygamber (Salât ve selam olsun ona) düşmanlığına götürür ve kişiyi dinden çıkartır.
***
Müslümanların ehliyetli olanları özeleştiri yapmazlarsa başarılı ve muzaffer olamazlar.
***
Yalan da olsa övgülerden hoşlanan, doğru da olsa tenkitlerden nefret edenler faziletli Müslüman değildir.
***
İmam Gazalî, yazdığı hiçbir kitaptan telif ücreti almamış, maddî menfaat temin etmemiş, ücretini Allahtan beklemiştir. Bu ihlâsı sayesinde dokuz asırdan beri, Müslümanlara hocalık yapıyor, onları irşad ediyor.
***
Para karşılığında İman İslam Kur’an Sünnet Şeriat Tarikat hizmetleri yapılmaz. Yapılırsa gerçek hizmet olmaktan çıkar.
***
Din imanı para olan o hain münafıkların Dine ve Ümmete verdikleri büyük zarara bakınız.
***
Hiçbir vicdanlı, ahlaklı, faziletli, gerçek dindar Müslüman, yüz milyonlarca din kardeşi sefalet içinde yaşarken; israflı tantanalı lüks ihtişamlı gösterişli bir hayat sürmez, Nemrudî ziyafetler vermez.
***
O münafık bana deli demiş. Duyunca bu iltifata çok sevindim.
***
Lisan ve edebiyat konusunda cahil bırakılan, harcanan Müslüman öğrencilere: Cahilliğe razı olmayınız. En az otuz bin kelime ve terimden oluşan edebî Türkçeyi öğrenmek için var gücünüzle çalışınız. Zengin edebî yazılı Türkçesiz, vasıflı okur yazar olamazsınız. 1920’lerin zengin Türkçesini öğreniniz. İngiliz G. Lewis’in “Trajik bir Başarı: Türk Dil Devrimi” kitabını okuyunuz.
***
Ben mühendis, doktor olacağım, bana Osmanlıca, edebiyat, tarih ve sanat kültürü gerekmez diyene: Aklınla bin yaşa. İzin verirsen sana bir laf edeceğim: Sen bu kafa ile adam olamazsın.
***
Bir başka Müslüman gence: Gevezeliği zevzekliği bırak, Osmanlının ilkokul çocuklarına okuttuğu ve öğrettiği basit ilmihal bilgilerini dikkatle oku, öğren, ezberle.
***
Şu cümleyi ayda bir tekrarlamam lazım: Araba çeken sıradan beygirin tayını; fındık, fıstık, kaymak ile besleseniz onu cins bir yarış atı yapamazsanız. Yarışı kazanmak için vasıflı tayları bulup, onları çok yüksek bir eğitim plan ve programı ile yetiştirmek gerekir. Bunu da çok vasıflı tay yetiştiricileri yapabilir.
***
Bu cümle de tekrarlanmalı, akıllara yerleşmelidir: Bin tekir kedi, bir Bengal kaplanı etmez.
***
Ne garip, İslamı doğru dürüst bilmeyen o cahil, dindar Müslüman geçiniyor.
***
Kenevir ekerek ayda 100 milyar dolar kazabilirmişiz. Kenevirden önce, kendimize yetecek miktarda buğday üretsek daha iyi olmaz mı?
***
Japonya niçin dünyanın en temiz ülkesi?.. Oradaki bütün okullarda bir tek temizlikçi, hademe, müstahdem bulunmadığı, okulları, WC’lerine kadar öğrenciler ve öğretmenler temizlediği için.
***
Japonyada okullara ayakkabı ile girilmiyor, herkes patikle dolaşıyormuş.
***
Hayır hayır olamaz!.. Benim çocuğum okulda paspas yapamaz, hela temizleyemez diye haykıran Türke: Sendeki bu kafa ile senin çocuğun Japon çocuğu gibi başarılı olamaz.