Bina Niçin Yıkılmış?
* Sekiz katlı olarak yapılmış, sonra üzerine üç kaçak kat ilave edilmiş, imar affı ile kağıt üzerinde yasal ve sağlam hale getirilmiş sekiz katlı bina niçin yıkılmış?
Cevap: Dile getirilen bazı sebepler şunlar: (1) Bina beş katlı yapılmış, daha sonra üç kaçak kat ilave edilmiş. Fazla yük yıkıma sebep olmuş. (2) Bina zaten çürükmüş, yapılırken deniz kumu kullanılmış. (3) Giriş katındaki dükkanı genişletirken yük taşıyan ara duvarları yıkmışlar, kolonları kesmişler. (4) En önemli sebep: Ahlaksızlık, vicdansızlık, sorumsuzluk, kanunsuzluk, popülizm...
* Yıkılmadan önce bina yıkılacağını haber vermiş mi?
Cevap: Rivayete göre vermiş. Pencerelerin camları kırılmaya başlamış.
* İstanbulda hesapsız kitapsız yapılmış, yıkılmaya çökmeye aday bina var mı?
Cevap: Şehrin binalarının çoğunluğu hesapsız kitapsız yapılmış, üzerine kaçak kat(lar) ilave edilmiş, malzemesi kötü, kolonları kesilmiş binalardır. Bazısı durup dururken yıkılır, bazısı çökmek, yassı kadayıf gibi olmak için bir deprem beklemektedir.
* Yıkılan bina son imar affından yararlanmış mı?
Cevap: Yararlanmış ama bu af onu yıkılmaktan, nice vatandaşa mezar olmaktan kurtaramamış. Kanun koyucuların, teknik ve fizikî kanunlara aykırı kanun çıkartmalarının sonu böyle olur.
* İmar affı yararlı mı oldu, zararlı mı?
Cevap: Çok zararlı oldu. Çürük binalar af ile sağlamlaşmaz.
* Çürük, yıkılacak binalar yüzünden kaç vatandaşın canı tehlikededir?
Cevap: Milyonlarca, belki de on milyonlarca vatandaşın...
* Büyük İstanbul Marmara depreminde 40 bin kişi ölecek diyorlar.
Cevap: Bu adamlarda hesap kitap kültürü yok. Onbinlerce, belki yüz binlerce bina yıkılacak ve sadece 40 bin kişi ölecek, nasıl hesaplamışlar bunu? (İstanbulun binalarının yüzde yetmişi çürükmüş.)
* Son yıkılan bina nasıl yıkılmış?
Cevap: Fotoğraflarına bakın, tuz buz un ufak olmuş.
* Japonya’da çok sık şiddetli zelzeleler oluyor, bizdeki kadar yıkım ve tahribat yok.
Cevap: Japonya medenî bir ülkedir. Orada hesapsız kitapsız, deniz kumuyla çürük bina inşa edilemez. Beş katlı binaya üç kaçak kat ilave edilemez. Camları kırılmaya başlayan bina derhal boşaltılır.
* Neler yapılmalı?
Cevap: Şunlar yapılmalı: (1) Binayı deniz kumuyla yapan müteahhit cezalandırılmalı... (2) Kolonları kesen, duvarları yıkanlar cezalandırılmalı... (3) Kaçak katlara göz yumanlar cezalandırılmalı... (4) Çürük binayı, nice insana mezar olmadan önce tahliye ettirmeyen sorumlular cezalandırılmalı... (5) İmar affıyla çürük binaya ruhsat verip meşrulaştıranlar ve akıllarıyla sağlamlaştıranlar cezalandırılmalı.
* Genelde ne yapılabilir?
Cevap: Ülke çapında binaların sağlamlığı, çürüklüğü konusunda çok ciddî bir araştırma faaliyeti başlatılmalıdır. Herkes oturduğu binanın durumunu bilmelidir. Yıkılma ihtimali olan bütün binalar mutlaka boşaltılmalıdır. (Kaç sene önceydi tam tarihini hatırlamıyorum, İstanbul Fatih’te Akdeniz caddesindeki bütün bunalar incelendi, 7 şiddetindeki bir depreme dayanabilecek sadece üç bina bulundu ama rapor tozlu raflara kaldırıldı, hiçbir tedbir alınmadı.)
* Yapılaşmanın, binaların ahlak ile ilgisi var mıdır?
Cevap: Hiç olmaz olur mu? Doğrudan doğruya ve dolaylı olarak ahlakla ilgisi vardır.
* İngiltere, Japonya ve diğer medenî ülkelerin liselerinde hem bilgi/kültür kazandırılıyor, hem de ahlak karakter terbiyesi veriliyor.
* Binalarda deniz kumu kullanan müteahhit nasıl bir insandır?
Cevap: Alçak ve katil bir kimsedir?
* Devlet ve belediyeler sorumlu mudur?
Cevap: Ne saçma soru!.. Elbette sorumludur.
* Çürük çarık binalarda oturanlar ne yapmalı?
Cevap: Binaları terk etmeli?
* Devlet ve belediyeler ne yapmalı?
Cevap: Yıkılacak kaçak katlı, kolonları kesilmiş binaları kağıt üzerinde meşrulaştırmak yerine onları yıkmalıdır.
* Bu kışta kıyamette, bunca sıkıntı içinde çürük de olsa evini terk etmeyi sen kolay mı sanıyorsun?
Cevap: Çürük binayı terk etmek, yıkılınca onun enkazı altında feci şekilde can vermekten çok daha kolaydır.
***
UCUZLUK
Polisiye tedbirlerle, devlet baskısıyla yiyeceklerin, sebzelerin, meyvelerin fiyatı ucuzlamaz. Pahalılıktan şikayet eden vatandaşlar kanaatli bir hayat tarzını benimsemeli ve zengin de olsa şunları yapmalıdır:
Pahalı şeyleri satın almamak.
Fiyatı on lira olan armudu almamak, üç liraya portakal veya mandalina almak.
Et yerine yeşil mercimek yemek. Mercimek etten daha besleyici ve sağlıklıdır.
Patates, makarna, bulgur, lahana, nohut gibi ucuz yemekler yapıp yemek.
Her imrendiğini satın almamak, tüketmemek.
Salak tüketici olmamak, uyanık ve şuurlu tüketici olmak.
İsraf etmemek.
Milyonlarca vatandaş böyle yaparsa enflasyon düşer, ucuzluk olur.
Bu anlattıklarım doğru mudur? Doğru değil, çok doğrudur. Hikmete, sağduyuya uygundur.
***
Medyada patlıcan çok pahalandı feryatları... Bu feryatlar mantıkî değildir. Patlıcan bir yaz sebzesidir. Kış aylarında seralarda yetiştirilen patlıcanın pahalı olması gayet tabiî karşılanmalı ve yaygara kopartılmamalıdır.
***
Halkımızın dengeli ve sağlıklı beslenmemesi, gerekenden fazla et tüketilmesi büyük bir felakettir. Masraflarını azaltmak, bütçelerini denk hale getirmek isteyenler gerekenden fazla et yememelidir. Bütün et yeneceğine, kıymalı yemekler tercih edilmelidir.
***
(NOT: Yazılarımdaki çareler, çözümler, teklifler, temenniler, projeler: akl-ı selime, ahlaka, hikmete, vicdana, mantığa, vatanseverliğe uygun faydalı şeylerdir. Hakaret ve alay edilmemek şartıyla; ciddî, efendice, iyi niyetli, ipe sapa gelir eleştirilere açığım.)