Son günlerde yaşadığımız gelişmelere bakarak, “AKP’liler bu işi sevdi” diyebiliriz.

“Bu iş” derken “tanzim satışları” kastediyoruz.

“Tanzim satış” ya da “mobil marketçilik” işi bayağı hoşlarına gitmiş gibi görünüyor.

Çarşıya pazara “ayar çekmeye” kalkıp bunu “lafla” başaramayınca kolları sıvayıp doğrudan satış işine başladılar.

Satışa başlar başlamaz da “fiyatların hemen düştüğünü” ilan ettiler.

İçlerinden kimi fiyatların “tanzim satışlar” sonucu düştüğünü savunurken kimileri de, “Havalar iyileştikçe fiyatlar düşecek” diyerek farklı bir savunma mekanizması geliştirdi.

Sebze ve meyve ile başladıkları “tanzim satışlarının” temizlik ürünlerini de kapsayacağını söylüyorlar.

Bu itirafları ile adına pahalılık denilen olayın tek nedeninin sebze meyve olmadığını kabullenmiş oluyorlar.

Temizlik ürünlerinin tanzim satışına hele bir başlasınlar gerisi mutlaka gelir. Şarküteri ürünlerini de satarlar.

Bakliyat ürünlerini de satarlar.

Yurdu bir baştan öteki başa marketler ile donatabilirler.

Kısaca AK-MAR diye tanımlayabilecekleri Ak Marketler ile cümle esnafa bir güzel ayar çekebilirler.

Böylece 6 bin şubemiz var, 7 bin şubemiz var, 8 bin şubemiz var diye reklâm üstüne reklâm yapanlara da güzel bir ders vermiş olurlar.

Evet, ekonomideki kötü gidişatı emir komuta ile durduramayanlar şimdi doğrudan müdahale ile netice almaya çalışıyorlar.

Bu model tutar mı?

Tutup tutmayacağını yakında hep birlikte göreceğiz.

Ama daha ilk günden tanzim satışlara kilo sınırlaması getirme ihtiyacını duyduklarına göre mobil marketlerin önünde kuyruklar uzayıp gidecek demektir.

“Devr-i iktidarımızda kuyruklar yok olmuştur” iddiası da böylelikle yalan olmuş olacaktır.

Geçmişte yağ kuyrukları, tüp kuyrukları, akaryakıt kuyrukları vardı şimdi ise domates kuyruğu, soğan kuyruğu, patates kuyruğu oluşacak demektir.

Geçmişte yaşanan kuyruklar genellikle ithal mallarda oluyordu şimdi ki kuyruklar ise yerli üretimle ilgili olacak.

Sizce hangisi evladır?

Bir patates soğan üretimini bile planlayamamak halka nasıl anlatılacaktır?