Artık her sokakta rastladığımız kuyruklar “varlık kuyrukları” imiş.

Yandaş medyanın yandaş kalemi karşılaştığımız kuyrukların “eskiden gördüğümüz kuyruklarla bir” alakası olmadığını savunuyor ve “onlar yokluk kuyruklarıydı bunlar ise varlık kuyrukları” anlamına gelen laflar ediyor.

Bu tanımlama karşısında şaşırmamak ne mümkün!

CHP döneminde rastlanılan kuyruklar yokluk kuyruklarıymış.

Şimdi tanık olduğumuz kuyruklar ise varlık kuyruklarıymış!

Yandaş medyanın yandaş kalemleri böyle lafları amuda kaldırıp iktidarı aklamaya çabalıyorlar.

Her şey varmış ama bir takım çevreler var olan malları saklayarak fiyat artırıp iktidarı zorda bırakmaya çalışıyormuş.

İktidar da bunun önüne geçmek için tanzim satışlara başlamış bu kuyruklar o yüzden oluşuyormuş.

Yokluk nedeniyle oluşan kuyrukları bir şekilde anlamak ve mazur görmek mümkün olabilir. Varlık nedeniyle oluşuyor denilen kuyrukları nasıl anlayacağız ve nasıl mazur göreceğiz?

Aslında bu kuyruklar ekonominin doğru dürüst yönetilemediğini ortaya koyan kuyruklar değil mi?

Her şey var, hiçbir malın yokluğu çekilmiyor ama malların fiyatları alıp başını gidiyorsa bunda bir yönetim arızası yok mu?

Tüm suç üç-beş spekülatörün üzerine yıkılıyor.

Ve ekonomiyi yönetenler hiç sorumluluk kabul etmiyor.

Doğru ekonomik kararlar alacaklarına tanzim satış noktaları açarak fiyat artışlarının önüne geçmeye çalışıyorlar.

Kabzımalları cezalandırıyoruz derken küçük esnafı ezip geçiyorlar. Devlet gücünü tanzim satış noktalarının emrine vererek haksız bir rekabetin önü açılıyor.

Tanzim satışlar başlayınca da doğal olarak kuyruklar oluşuyor.

Bunun adını varlık kuyrukları olarak koyuyorlar. Bu nasıl varlık? Varlık ile kuyruk hiç birbirine yakışıyor mu?

Tamam, mal var olmasına var ama bu malı halka arz edebilecek bir düzenden eser yok!

Var olan malı halka iletebilecek kapasite de bir ekonomiyi yönetecek anlayıştan eser yok.

Maalesef piyasayı emir komuta ile hizaya sokmaya çalışan bir anlayış ile baş başayız.

“Devlet gereğini yapar” denilerek yandaş kalemlerin tabiriyle varlık kuyruklarını oluşturan bir anlayış bu!

Bizi asıl şaşırtan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu tanımlamayı sahiplenmesi ve seslendirmesi oldu.