AKP’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci’nin yaptığı son açıklamaları değerlendirirken, “Keşke konuşma yerine susmayı tercih etse” temennisinde bulunmuş ve konuştukça işlerin sarpa sardığını ifade etmiştik.

Ancak susma yerine konuşmayı tercih ettikleri görülüyor.

Hâl böyle olunca da işler sarpa sarmayı sürdürüyor.

Nihat Zeybekci, “Belediyenin kafelerinde alkol satışını niye kaldıralım, mekânları neden taşıyalım” diye soruyor ve “Bu uygulamaların hiçbirisiyle problemimiz olmayacak” diyor.

Bu açıklamalar elbette “yaşam tarzlarına müdahale edileceği” endişesini taşıyan seçmenleri rahatlatmak için yapılmış açıklamalar.Ancak “yaşam tarzlarına müdahale edileceği” endişesi ile yaşayanları rahatlatmak için söylenen bu sözler aynı zamanda “bu tür bir yaşam tarzı ile yıldızları barışamayanların” nasırına basan açıklamalar.Yani bir kesime problem yaşanmayacağı mesajı verilirken öteki kesim ile büyük problemler yaşanacağının işaretleri verilmiş oluyor.

Şimdi gelin bu tür mesajların en çok kimler tarafından verilen mesajlar ile örtüştüğüne bakalım!

O her gün eleştirdikleri ve yerden yere vurdukları ana muhalefet partisi CHP de böyle şeyler söylemiyor mu?

Onlar da belediye kafelerinde alkol satışlarının devamından yana değil mi?

Bu mekânların taşınmasına da karşılar!

Böyle problemlerin yaşanmasını hiç istemiyorlar!

Bu konuda hemfikir miyiz?

Yani ana muhalefet CHP bu konuda ne düşünüyorsa iktidar partisi AKP’nin İzmir adayı da aynı şeyleri düşünüyor değil mi?

O zaman aralarında fark kalıyor mu?

Bu aşamada bir zamanların o meşhur reklâm filmini hatırlamamak mümkün mü? Ne deniliyordu o reklâm filminde? Hemen hatırlatalım:

“Yok, birbirimizden bir farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” deniliyordu, değil mi? Şimdi iktidar partisi sözcülerinin söylemlerine bakınca aynı şeyi onlar için söylemek mümkün:Yok, birbirlerinden bir farkları ama onlar iktidar partisi!

İşte Nihat Zeybekci’nin problemimiz olmayacak dediği bu noktada asıl problem ortaya çıkıyor.

O problem iktidar partisinin yerden yere vurduğu ana muhalefet partisine giderek daha çok benzer hale gelmesi!

Beğenmedikleri, küçümsedikleri Saadet Partisi seçimlere tek başına ve her seçim bölgesinde girerken iktidar partisi AKP aynı gücü kendisinde bulamıyorsa bu hâl başlı başına bir problem değil mi?