AKP kazanı fokur fokur kaynıyor.

Bir yandan hain denilip dışlananlar, bir yandan metal yorgunu denilerek istirahata çekilenler yeni arayışlar içine girmiş bulunuyor.

Yani “yeni partilerin” eli kulağında!

Bugün yarın onlarla tanışabiliriz.

Yeni parti arayışlarına destek verenler olduğu gibi karşı çıkanlar da mevcut.

Yeni partiye karşı çıkan isimlerden biri Bülent Arınç!

Parti kuracakları söylenen isimlere hak vermekle birlikte yeni partinin kurulmasına şiddetle karşı çıkıyor ve “böyle bir şey yapılırsa affetmem” diyor.

Bülent Arınç’ın yeni parti kurulmasını affetmemesi böyle bir girişimde bulunacakların umurunda mı?

Hiç bilemiyoruz.

Yani “Bülent Arınç bizi affetmeyecekmiş diye bu niyetlerinden vaz mı geçerler yoksa gülüp mü geçerler” bilemiyoruz.

Biz rahmetli Erbakan Hocamızdan böyle bir tehdidi hiç duymadık. “Yeni parti kurarsanız affetmem” dediğine tanık olmadık.

Yeni parti arayışı içine girenleri böyle bir şey yapmamaları için ikna etmek için canla başla çalıştığını biliyoruz.

Evet, iki farklı yaklaşım ile karşı karşıyayız.

Yaklaşımın biri kimseyi dışlamıyor, ayrılmaya kalktılar diye onları kara listeye almıyor, hain ilan etmiyor, metal yorgunu falan da demiyor.

Aksine herkesi kucaklamaya çalışıyor. Hatalarını, kusurlarını ört bas ederek birlik ve beraberliği korumaya çalışıyor.

Diğer yaklaşım ise kendileri gibi düşünmeyenleri hemen “hain” olarak ilan ediyor.

“Trenden inen bir daha trene binemez” demek suretiyle katı bir tavır sergiliyor.

Beğenmediği, hoşlanmadığı isimleri “metal yorgunu” olarak adlandırıyor ve kenara çekiyor. Sonra da bu insanlar “yeni parti” arayışları içine girince “affetmem” diye ortaya çıkıyor.

Doğrusu böylesi katı bir tavrı Bülent Arınç’a yakıştıramadık. “Affetmem” diye kestirip atacağına meramını daha yumuşak bir üslupla dile getirebilirdi diye düşünüyoruz.

Hâlihazırdaki AKP yönetiminden böyle bir şey duysak hiç yadırgamaz ve trenden inenlere karşı daha da sertleşiyorlar derdik.

Biz rahmetli Erbakan Hocamızın izlediği politikaları özlüyor ve siyasi gelişmeler karşısında O’nun gibi yapılmasını bekliyoruz.

Yani kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı bir politika yerine her zaman kucaklayıcı bir politikayı tercih ediyoruz.