Çağımızın getirdiği sorunlara o kadar alıştık ki, artık panik atak, kaygı bozukluğu, depresyon, tükenmişlik sendromu sıradan sorunlar haline geldi. Eskiden insanlar ruh hekimlerine gitmekten kaçınır ve bunu bir eksiklik olarak görürlerdi. Fakat günümüzde özellikle anne-babalar küçük sorunları dahi büyüterek ruh sağlıklarının bozulduğunu düşünüyor ve terapistlere yöneliyorlar.

Günümüz insanı her şeyi hızlı tüketiyor, hızlı yaşıyor, hızlı karar veriyor, hızlı hareket ediyor. Hızla haz arasında devam eden koşuşturmacanın sonunda bitkin ve yorgun düşüyor, tükenmişlik sendromuna tutuluyor. Daha fazla yol alayım derken dermanı kalmıyor, bitap düşüyor ve yere saplanıyor. Para ve başarı odaklı yaşayan insan kendini bitmek bilmeyen bir rekabetin içinde buluyor. Yarışı ön saflarda götürebilmek için var gücü ile koşuyor ve bütün enerjisini tüketiyor.

Christina Maslach’ın geliştirdiği tükenmişlik ölçeğine göre, yoğun iş temposuyla çalışan ve bütün yaşamını işe adayan kişilerde zaman içinde duyarsızlaşma, başarısız olma endişesi ve duygusal tükenme sorunu ortaya çıkıyor. Halsizlikten, yorgunluktan, uyuşukluktan, uykusuzluktan, güvensizlikten, tatminsizlikten ve kaslarda ortaya çıkan rahatsızlıklardan şikâyet eden kişi yalnızlığa çekiliyor ve kendini izole olmuş hissediyor. Ruhsal ve bedensel sorunlara neden olan tükenmişlik sendromu zamanla kişinin tutum ve davranışlarını da etkilemeye başlıyor. Daha önce yaşamını belli bir programa tabi tutan kişi işleri erteliyor, yaşama sevincini ve heyecanını kaybediyor.

Peki, neler yapabiliriz?

Başta da belirttiğim gibi tükenmişlik sendromuna yakalanan kişilerin büyük çoğunluğu para ve başarı odaklı yaşıyorlar. Bu durum onları hem kendilerine yabancılaştırıyor hem de maddi manevi bütün enerjilerini tüketiyor.

Kişi tutarlı ve huzurlu bir yaşam sürmek istiyorsa, öncelikle düşünce yapısını değiştirip, sahip olduğu nimetleri ahiret için bir imkân olarak görmeli ve ihtiraslarına “dur” diyebilmelidir. Zira ihtiras insanı ruhsal ve bedensel olarak yoran ve yoksullaştıran negatif bir duygudur.

 EN DEĞERLİ SÖZ

“Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır, bütün işler O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin. Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir” (Hud Suresi-123).