Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan memleketi Rize’de seçmenlerine “çay dağıttıktan” sonra Saadet Partisi’ni hedef alarak şöyle demiş:

-Ey Saadet Partisi sen kimlerle kol kolasın, rahmetli Erbakan kalksa bunlara ne der?

Biz rahmetli Erbakan’ın kalksa ne diyeceğini üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz ama bundan daha önemli şeyleri de biliyoruz.

Yani ahirete göç etmeden önce neler söylediğini biliyoruz.

Gerek toplu görüşmelerde gerekse birebir görüşmelerimizde kendisinden öyle şeyler duyduk, öyle şeyler öğrendik ki bunlar şimdi dünya görüşümüzü şekillendiriyor!

Yani bugün Saadet Partisi tarafından izlenen politikaların temelini rahmetli Erbakan’ın sağlığında söylediği sözler oluşturuyor!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan Rize konuşmasında öyle bir hava estirmiş ki sanki Erbakan bugün yaşıyor olsa kendisine hak verecek ve arkasında duracak!

Bu görüşe hiç katılmıyoruz!

Çünkü Saadet Partisi sözcüleri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı düşmanları gibi görüp belden aşağı vurmuyorlar.

Kendisini eski arkadaşları olarak kabul ediyor ve “Gerçek dost acı söyler” kuralı gereğince yanlışlarını dile getiriyorlar.

Hani son günlerde sıkça sözü edilen 94 ruhuna geri dönebilse eminiz ki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan da bugün Saadet Partililer ne söylüyorsa onları söyleyecek, ne yapıyorlarsa onu yapacaktır.

O günlerde yollarda beraber yürüyor, şarkıları beraber söylüyor ve yağan yağmurlarda beraber ıslanıyorduk.

Sonra gömleklerini çıkaranlar ve yollarını ayıranlar oldu!

O zaman gömleklerini ve yollarını değiştirenlerin bugün Saadet Partililere söyleyecek fazla bir sözleri olmasa gerek.

Çünkü değişen onlar!

Değişmeyen 94 ruhuna sahip çıkanlarsa Saadet Partililer.

Hâl böyle olunca rahmetli Erbakan kalksa kime ne derdi acaba?

Saadet Partililere eminiz ki “Allah gazanızı mübarek etsin” diye dua eder ve “tek kişi bile kalsanız bu davadan asla taviz vermeyin” diye nasihat ederdi!

Peki, gömleklerini ve yollarını değiştirenlere ne derdi?

Hiç şüphemiz yok ki yine onların da hidayeti için dua ederdi.

Günümüzde sıkça yapıldığı gibi kimseyi “hainlik” ya da “ihanet” ile suçlamazdı.

O’nun izlediği politikalarda kendisine karşı olan insanları bir kalemde silmek yoktu ki! O hep insanları hak davaya kazanmak için gayret gösterirdi. Bilmem anlatabildik mi?