Cemal Nar

Cemal Nar

İslam’ın İlk Emrini Doğru Anlamak

İslam’ın İlk Emrini Doğru Anlamak

Milli Eğitimin temel ölçü kabul ettiği laiklik ve pozitivizmi esas alan eğitimciler başarı adına varsın eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, pedagojik formasyon vs. gibi ciltler dolusu kitaplar yazsınlar. Bakalım akıbeti ne olacak?

“Bunlar faydasız şeylerdir” demek istemiyorum. Elbette insan tecrübesi de kıymetlidir. 

Fakat bunlar bazen kendi medeniyetimizin temel değerlerinden ve eserlerinden bizi engelliyor. Bu engellemede suç öncelikle onlardadır, ama hepsi bu kadar değil. 

Onları kendi medeniyetimizin önüne koyan ve giderek kendi değerlerimizi unutan veya yok sayan bizlerde de elbette suç vardır. Biz bazen bir İslam âliminin bir çift sözünün onların kitaplarına bedel olduğunu görürüz. Fakat o dünyanın bundan haberi yok. Tabi ki mukallitlerin de.

İsterseniz buna bir örnek verelim. Bakalım, görelim, değerlendirelim ve bilerek bir değer hükmüne varalım sonunda. Bunlardan hangisi daha yararlı olacaktır? Kararı bildikten sonra vermeliyiz sonuçta. Ne de olsa ilimsiz fikir olmaz, yanıltır insanı, bunu biliriz yani.

Örneğimiz, Hz. Ali’den nakledeceğimiz bir çift sözdür.  O şöyle buyurmuştur: 

“Kendisine çok soru sormaman, 
güç sorular sorarak onu zor durumda bırakmaman, 
cevap vermek istemediğinde üstelememen, 
elinle ona işaret etmemen, 
kaş göz işaretleri yaparak onunla eğlenmemen, 
onun meclisinde bir başkasından sual sormaman, 
onu yanıltmaya çalışmaman, yanıldığında ona yumuşaklık gösterip acele etmemen, 
kendisine “Falan kişi bu konuda senden farklı şeyler söylüyor” dememen, 
öğrendiğin herhangi bir sırrını ifşâ etmemen, 
yanında bulunduğun sırada hiç kimsenin gıybetini yapmaman, 
yanında olsan da olmasan da onun şeref ve haysiyetini koruyarak saygıda kusur etmemen, 
bir cemaat içerisinde otururken herkese birden selam verdiğinde onu özellikle zikretmen, 
huzurunda edepli bir şekilde oturman, 
bir ihtiyacı olduğunda bunu yerine getirmek için herkesten önce koşman, 
uzun sohbetlerinden usanmaman, 
âlimlerin senin üzerindeki haklarıdır. 

Âlimler hurma ağacına benzerler. Onlardan yararlanabilmek için bekleyeceksin, tıpkı hurma ağaçlarının meyve zamanını beklemen gibi.  Âlimlerin Allah katındaki dereceleri, oruç tutan ve kendisinin yolunda cihat eden kimselerinkinden üstündür. Âlimin ölümü İslâm’da kıyamete kadar giderilmesi mümkün olmayacak bir çatlak meydana getirir. İlim öğrenen bir kişi vefat ettiğinde onu göklerde bulunan meleklerden yetmiş bin tanesi karşılar.”( Kenz V/242 (Mürhibi  ve İbn Abdilberr, İlm’de); Müntehab IV/73; Kenz V/229. (Hatib, Cami’inde muhtasar olarak).

Bkz. Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 3/489.)

Değerlendirmesini gelecek yazıya bırakalım mı?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi