Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Neredesiniz ey Müslümanlar (1)

Neredesiniz ey Müslümanlar (1)

Dünya dönmesine dönüyor, güneş her gün doğup batıyor, toprak bire bin veriyor… Fakat Firavun’un torunları boş durmuyor, Allah’ın arzında fesat çıkarmaya, çocuklarımızı, kadınlarımızı, oğullarımızı, kızlarımızı katletmeye devam ediyor… Peki, sizler neredesiniz ey Müslümanlar! Nasıl oldu da konuşan dilleriniz konuşmaz, düşünen aklınız işlemez oldu?

Ve siz ey makam mevkii peşinde koşanlar!

Gelecek yaz tatili nerede geçireceğinizin, hangi mağazadan, hangi markadan giyineceğinizin, nereden ne kadar kazanacağınızın hesabını yapan ve kaybettikleri yolu bir türlü bulamayan âdemoğulları!

Vakti birbirlerini tekfir ederek geçiren, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyenler neredesiniz!

Siz ey karnınızı doyurmanın dışında hiçbir meselesi olmayan sözde mücahit ve mücahideler!

Mısır’da 9 masum genç idam edildi. Umutlarını terk edip giden o gençlerin seslerini duyabildiniz mi? Yüreklerindeki sızıyı fark edebildiniz mi? Gözlerindeki sitemi görebildiniz mi? İşgaller, ölüm ve kıyımlar neden Müslümanların semtlerinde devam eder, bizler nerede hata yapıyoruz diyebildiniz mi sahi?

İslam coğrafyasında işgal, katliam, terör, fitne, açlık, göç, çile kol gezerken sizler günü gün etmenin telaşı ile meşgulsünüz farkında mısınız? Sakın ben tek başına ne yapabilirim deyip sorumluluktan kaçmayın, zira Müslüman’ım demekle büyük bir iddiada bulundunuz. O nedenle değişime kendinizden, ailenizden, yakınlarınızdan başlayın ve karanlığı söndürecek bir meşale tutarak yürüyün. Unutmayın ki, bilinçli ailelerden bilinçli nesiller ve bilinçli yöneticiler çıkar. O nedenle bu davadaki rolünüzü asla küçümsemeyin!

Neredesiniz ey Müslümanlar!

Mısır’da 9 masum genç asılsız gerekçelerle idam edildi. Gördünüz mü zalimler ardı sıra açıklamalar yaparak kötülük üzere nasıl da birleşiyorlar. Ama bizler ruhumuzu ve bedenlerimizi esir alan o esaret zincirini nedense bir türlü kıramıyoruz. Çok yazık!

Bizler gündelik meşgalelerin peşinde koşarken 9 çocuk inandıkları değerler uğruna canlarını feda ettiler. Olayın faili Firavun’un torunuydu. Gördüğünüz üzere işbirlikçi münafık, “Hiç kimse yargının işleyişine ve bağımsızlığına müdahale edemez” deyip zulmünü makul göstermeye çalıştı. Oysa bu çocukların isnat edilen olayla hiçbir ilgisi yoktu, fakat ilmi donanımları ve öncü ruhları ile canilerin dikkatini çekmiş ve kurban olarak seçilmişlerdi. Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali Mısır’da önce çocuklarımızın katline karar verildi sonra da isnat edilecek suç kurgulandı ve film sahneye konuldu.

Dokuz gencimiz için idam kararı veren hâkimler darbe sonrası İhvan mensuplarının susturulması ve bertaraf edilmesi için görevlendirilmiş kişilerden oluşuyor. Nitekim hayallerine ulaşamadan dünyaya veda eden çocuklarımız, bu hâkimler tarafından, eski başsavcı Hişam Bereket’e düzenlenen suikasttan sorumlu tutularak idam edildiler. Bereket’in çocukları ifadelerinde olayın bu çocuklarla hiç alakasının olmadığını, babalarının hastaneye kontrol için götürüldüğünde burnunun dahi kanamamış olduğunu ifade etseler de katiller fikirlerinden asla vazgeçmediler.

Hatırlayacağınız üzere kaza günü başsavcının aracının geçtiği noktada bir bomba patlamış, başsavcı aracından inmiş, olay mahalline göz atmış sonra kontrol amaçlı hastaneye götürülmüştü. Fakat ne olduysa başsavcı kontrol için gittiği hastaneden ölü olarak çıkmıştı. Belli ki senaryo çok önceden yazılmıştı…

Mısır’da iman, ilim, şuur ve cihat bilinciyle öne çıkan dokuz gencimiz idam edildi. Peki, bizler neler yaptık? Bizler her zaman olduğu gibi konuyla ilgili basın açıklamaları yaptık, kınama mesajları attık, barış ve huzur temennilerinde bulunduk, gıyabi cenaze namazları kıldık, protesto yürüyüşleri yapıp zulmü kınadık. Peki, sonra ne oldu? Sonra hiçbir şey olmamış gibi günübirlik yaşamaya devam ettik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi